“Derdim çoktur hangisine yanayım.
Yine tazelendi yürek yarası.
Ben bu derde nerden derman bulayım.
Meğer dost elinden olan çaresi…”
Bu türküyü; Rahmetli Ali Ekber çiçek’in o güzelim davudi sesinden dinlemenizi isterdim.
Dinlemenizi ve dost elinden derdinize çarenizin olmasını dilerdim.
Bugüne kadar ’ YEŞİLYOL’da derdimize çare olacak bir dost eli bekliyoruz.
Adı başında YEŞİL YOL…
Tarsus’umuzun müstesna bulvar ya da caddelerinden biri…
MART-NİSAN aylarında turunç çiçeklerinin içinize ferahlık veren kokularıyla mest olduğunuz bir yer burası.
Dedim ya YEŞİL YOL…
Yeşilliği, Üçgençarşı’dan Tren garına kadar sıralanan turunç ağaçlarından geliyor.
Her dem yeşil…
Her dem güzel…
Peki bunca nimetin kıymetini biliyor muyuz?
Kocaman bir HAYIR!
O güzelim turunç ağaçları, maalesef hemen her gün işkence görüyor.
Birbiriyle yarışan ve sollayan devasa kamyon ya da otobüsler; dalından, yaprağından hatta meyvesinden yoluyor.
Sonra da; kırılan dalları, patır patır dökülen turunç meyveleri ve yaprakları cadde boyunca yerlerde sürünüyor.
Peki, bunun için derdimizi biz kime anlatacağız şimdi.
Tarsus Belediye başkanı Şevket Can’a mı?
O olmadı, Marko Paşaya mı?
Ya da Mersin Büyükşehir Belediye başkanı Tarsuslu KOCAMAZ PAŞA’ya mı bilemiyorum.
Çünkü Tarsus’u bölmüşler.
Ana cadde ve bulvarlar Mersin Büyükşehire, ara sokak ve yollar Tarsus Belediyesine aitmiş.
O derse, “falanca baksın” ötekisi de derse, “hayır onlar baksın”
Peki, biz hangi dost elinden şifa bekleyeceğiz o zaman.
Bu caddedeki kamyon geliş geçişlerindeki turunçlara yapılan işkenceleri bilmeyen görmeyen mi var?
Herkes bilmesine biliyor da….
”Aman sen de..”deyip onlara göre ufak ve de eften püften iş zümresinden olduğu için pek önemsemiyorlar.
Vallahi, turunçların o halini görünce; yapana da göz yumana da veryansın ettiğimi bir kez daha hatırlatmak isterim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.