Terör ateşi hergün başka bir yere düşüyor. Düştükçe de yürekleri yakıyor. Terör vurdukça içimizde isyan edercesine bir ses yükseliyor.
Bu sesi yazıya dökmeye kalksam kelimeler yetersiz kalıyor.
Sosyal medyada duygularını dile getirenlere bakıyorum. Gerçekten bu ülkeyi seven bir dünya insan var. Onlar biliyor ki bu devlet yok olmayacak kadar büyük. Ama kahpece saldıran ve masum canlara kıyanlar bunu bir türlü anlamıyorlar.
Bir okurumuz o kadar güzel bir paylaşım yapmış ki sizlerle de bir kısmını paylaşmak istiyorum.
Diyor ki “Hain saldırıları gerçekleştiren ve onlara destek veren namussuzlara soruyorum; Bu eylemin siyasi ve toplumsal kazanımı nedir ? ; - Devrim mi oldu?/- Yoksulluk mu geriledi?/ -İşsizlik mi bitti? / Etnik kimlik mi yükseldi? / Kürt halkı mı özgürleşti? / Barışa, kardeşliğe bir adım daha mı yaklaşıldı? / Evlatlarını kaybetmiş başka ana-babaların yüreği mi serinledi? ...... Emperyalizmin dizayn edip, tezgahlarını kurduğu ve belalı bir coğrafyaya dönüştürmeye çalıştığı vatanımızda Asker, Polis, Terör örgütünce kandırılmış genç vs.... olan hep yoksul çocuklarına oluyor....”
Ne güzel özetlemiş duyguları.
“Olan yoksul çocuklara oluyor”
Hayatta kalmak, hırsızlık yapmayarak evine namusuyla para götürmek için Türkiye’de birçok fakir gencimiz polis ve asker olmakta.
Sakın yanlış anlaşılmasın. Fakirlik ayıp şey değil. Ama kaç zengin ailenin çocuğu polis olmuştur bu güzel ülkemde? Bu soruyu da sormadan geçemiyor insan.
Bu namussuz terör maşaları işte bu canlara kıymakta. Ellerine ne geçiyor? Koca bir “HİÇ”..
Bir okuyucumuzun bir paylaşımı ile yazımı bitirmek istiyorum.
“ŞEHADET ŞERBETİ DİYE BİR İÇECEK VAR, ZENGİNLER PEK TERCİH ETMESE DE, GARİBAN SOFRALARININ VAZGEÇİLMEZİ.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.