EĞİTİM CAMİASINDA YAPRAK DÖKÜMÜ!
..
“ÖĞRETMENLER HER ZAMAN CANLI KALAN BİRER ÇINAR AĞACIDIR”
Sonbahar ayları gelince bir yaprak dökümü yaşanır. İlkbahar ve yaz aylarında yemşeyil olan ağaçların yaprakları Eylül, Ekim, Kasım aylarında sararır ve birer birer dalından kopup düşmeye başlar.
Sonbahar ayları aslında hüzün aylarıdır. Nasıl ki yapraklar dökülüyorsa, insanlarda bu hayat ağacının dallarından birer birer kopup gidiyor.
Türk Milletinin büyük atası ve aynı zamanda Başöğretmen Atatürk de bir sonbahar ayında aramızdan ayrılıp gitmemiş mi?
10 Kasım büyük Atamızı kaybettiğimiz gündür. Yine bu Kasım ayı içinde bir başka önemli gündür 24 Kasım.. Atatürk’ün Başöğretmen olduğu 24 Kasım, her yıl Öğretmenler günü olarak kutlanır. Bu nedenle bu yıl yine bir kasım ayındayız..
Ve yine bir 24 Kasım tarihini Öğretmenler günü olarak kutluyoruz.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılapları doğrultusunda büyük Türkiye hayali ve çabası ile eğitim ordumuzun öğretmenler gününü kutlarken, aslında bu değerli insanların maddi ve manevi sıkıntılarının giderilmiş olmasını ve daha rahat çalışma ortamlarında ve hayat şartlarında çocuklarımızı geleceğin öğretmenleri, doktorları, mühendisleri, Avukatları, hakim ve savcıları, başbakanları hatta Cumhurbaşkanları olarak yetiştirebilsinler..
İçimizden ne dehalar çıkıyor, ne güzel genç beyinler, genç filizler çıkıyor.
Bunlar hep Başöğretmen Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinde gün be gün okullardan, sınıflardan birer cevher gibi fışkırıyor.
Tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler gününü kutlarken, ben de yıllardır görmediği Kâzım Taşkın İlkokulundaki ilk öğretmenim Süleyman Mustan başta olmak üzere Cengiz Topel Ortaokulandaki ve daha sonra Cengiz Topel Lisesindeki öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum. Ahirete intikal etmişleri rahmetle; sağ ve aramızda olanları sevgi ve saygı ile selamlıyorum, ellerinden öpüyorum.
Yazımızın başında yaprak dökümü dedik.
İşte yazımızın ikinci bölümünde bu öğretmenler gününde sizlere eğitim camiamızın yaşadığı yaprak dökümünden bahsedeceğim.
../..
ELİF ÖĞRETMENİ
GÖZYAŞLARI İLE UĞURLADIK
İşte içinde bulunduğumuz bu ayın ayının 10’unda Başöğretmen Atatürk’ü andık. Aradan iki gün geçti bu kez Tarsus Sadık Eliyeşil Ortaokulu öğretmenlerinden genç bir öğretmenimizin vefat haberi geldi..
Kanser denilen hain sinsi yılan; genç ve sevilen bir öğretmenimizi aldı aramızdan bu Sonbahar ayında.. Matematik öğretmeni 2 çocuk annesi 40 yaşındaki Elif Yaşar yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak vefat etti.
Elif öğretmen, Türkiye’nin tüm il ve içelerindeki gibi Tarsus’umuzda görev yapan eğitim ordusunun başarılı bir neferiydi. Ancak o naçiz vücuduna giren sinsi yılan kanseri yenemedi. Bir süredir tedavisinin sürdüğü Adana / Yüreğir Başkent
hastanesinde yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamayarak vefat etti.
18 yıllık öğretmen Elif Yaşar'ın cenazesi, Tarsus Şehir mezarlığında gözyaşları arasında toprağa verilirken öğrencileri ise hüzün içinde ve duygusal anlar yaşıyor, gözyaşlarını tutamıyordu.
../..
ESRA YEŞİL’DE MELEK OLDU
Dedim ya bu Kasım ayı, yaprak dökümü gibi öğretmenlerimizi de aramızdan birerir birer çekip alan bir ay oldu.
Tarsus Adile Onbaşı Kız Meslek Lisesi Edebiyat Öğretmeni Esra Yeşil’de bu Kasım ayında aramızdan solan ve bir yaprak misali dalından kayıp giden bir değerimiz oldu.
Tarsus Fen Lisesi Okulu Almanca öğretmeni Cumali Yeşil'in eşi Adile Onbaşı Kız Meslek Lisesi Edebiyat Öğretmeni Esra Yeşil, tedavi gördüğü hastanede önceki gün gece yaşamını yitirdi.. Cenazesi Pazar günü şehir mezarlığına getirildi.. Tarsus şehir mezarlığında öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra Ulaş köyünde toprağa verildi. Şehir mezarlığında gerek Esra Öğretmenin, gerekse eşi Cumali Öğretmenin talebeleri öğretmenlerini yalnız bırakmazken, gözyaşları adeta sel oldu. Kızlı / erkekli onlarca öğrenci hem Esra öğretmeni kaybetmenin, hem de minik kızının annesiz kalmasının acısını yüreklerinde yaşadılar.
İnanın o günkü manzara hayatta hiç görmek istemediğim hüzün dolu bir andı. Genç yaşta bir eğitim neferi yeşil bir tabut içinde gidiyor; öğrencileri, öğretmenler ve eşi ile çocuğu, ailesi gözyaşı döküyordu.
Birer beşer olarak kadere karşı yapacak birşeyimiz yok. 2015 Kasım’ında hem de Öğretmenler gününün kutlandığı bugünlerde iki değerli öğretmenimizi kara toprağa teslim ederken elimizden ise birşey gelmiyordu. Tek yaşapacağımız o güzel öğretmenlere dualarımızı göndermek oldu.
Bugün Esra öğretmen de, Elif Öğretmen de kara toprağın bağrında. Onlar öğrencilerinin, öğretmenlerin ve kendilerini tanıyan herkesin kalplerinde yatıyor. Bizde Elif Öğretmenimizin de, Esra Öğretmenimizin de, diğer tüm öğretmenlerimizin de böyle hüzün dolu bir günde “Öğretmenler Gününü kutluyoruz”
Unutmayın!
Öğretmenler bedenen ölse bile, yetiştirdikleri öğrencileri ile her zaman hayatta kalan, her zaman filiz veren birer Çınar ağaçlarıdır”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.