İlk 2 gün vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşen festivalin son gününde de birbirinden farklı etkinlikler yer aldı.
Tekelioğlu, coğrafi işaret üzerine birbirinden değerli bilgiler paylaştı
Festivalin son gününde St. Paul Meydanı’nda gerçekleştirilen söyleşi ve workshoplar katılımcılardan beğeni topladı. Meydan’da ilk olarak Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ‘Coğrafi İşaretli Tarsus Lezzetleri’ isimli söyleşi gerçekleştirdi. Tarsus Ticaret Borsası Genel Sekreteri Hasan Şanlı da Tekelioğlu’na eşlik etti. Tekelioğlu, söyleşide; coğrafi işaret üzerine yaptığı çalışmalar ile Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) kapsamında yapılanları anlattı. Tekelioğlu, coğrafi işaretli ürünlerin oluşmasında yöre, toprak, iklim özellikleri ve insan faktörünün önem taşıdığı bilgisinin yanı sıra ekonomiye faydaları ve tescillenerek korunması gerektiğini de paylaştı. Şanlı ise, coğrafi işaretli Tarsus sarıulak zeytini ve zeytinyağının özelliklerini anlattı. Tarsus Sarıulak zeytininin tescil aşamasını anlatan Şanlı, en büyük sıkıntının taklit ve tağşiş ürünler olduğunu kaydetti.
Tekelioğlu’ndan Mersinden Kadın Kooperatifi ve Gazi Çiftliği’ne övgüler
Tekelioğlu, söyleşi esnasında yaptığı değerlendirmede; Mersinden Kadın Kooperatifi’nin olağanüstü işler başardığından söz etti. Geçen yılki festivalden kendisini etkileyen iki konu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tekelioğlu, bunlardan bir tanesinin Mersinden Kadın Kooperatifi diğerinin de Silifke’de bulunan Gazi Çiftliği olduğunu söyledi.
“Bu festival modern ve çağdaş belediyecilik anlayışının sonucudur”
Mersin’in 21 coğrafi işaret tescili olduğunu söyleyen ve coğrafi işaretli lezzetlerinin artması temennisinde bulunan Tekelioğlu, potansiyelinin çok fazla olduğunu vurguladı. Festivalle ilgili de değerlendirmeler yapan Tekelioğlu, “Ben geçen sene de geldim. Tarsus'tan çok etkilendim. Festivaller son derece önemli. Türkiye’yi ve Tarsusluları bu festivalle buluşturduğu için Vahap Başkan’a çok teşekkür etmek istiyorum. Bu modern ve çağdaş belediyecilik anlayışının bir sonucudur. Festivaller; kentlilerin dayanışma gücünü arttırır, kent aidiyetini yükseltir, insanlarda o kentte yaşama onurunu yerleştirir. Bu son derece önemlidir. Ekonomik bakımdan çok önemli katkıları vardır. Her sene giderek iyi olacak. Ben çok inanıyorum. Çünkü bölge bu bakımdan potansiyeli yüksek bir bölge. Bir sürü avantajları var” ifadelerini kullandı.
TADEKA, son günde de yazarları ağırladı
Festivalin son gününde de TADEKA Binası’nda birbirinden keyifli söyleşiler düzenlendi. Söyleşide; Tarsus’un tarihteki kültürel, mimari ve sanatsal geçmişi hakkında kapsamlı bilgiler anlatıldı. Remzi Karabulut, Hikmet Öz, Erkan Özaydın, Erkmen Özbıçakçı’nın yer aldığı ‘Cumhuriyetin 100. Kuruluş Yılında Tarsus’ta Tarsus’u Yazmak’ konulu söyleşiye vatandaşlar yoğun katılım gösterdi.
Karabulut: “Büyükşehir’in kültür ve sanata olağanüstü destekleri var”
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin kültür ve sanata olağanüstü destekleri olduğunun altını çizen öykü yazarı Remzi Karabulut, “Bu festivalde, Tarsusluların, Tarsuslu aydınların, yazar ve çizerlerin fikirlerinin alınması çağdaş bir tutum bence. Büyükşehir’in bizlere olanak tanımasıyla biz de kendimizdeki bir sürü şeyi fark ediyoruz. 3 yazarımızla ilgili bir panelimizde yüzyıl boyunca Tarsus’taki şairleri ve yazarları andık. Çok ilgili bir kitle vardı. Son derece olumlu şeyler oldu” sözlerine yer verdi.
Festivale katılan vatandaşlar, TADEKA Binası’ndaki ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Tarsus ve Gazetecilik’ söyleşisinde Mustafa Erdoğan, Selahattin Özbozkurt, Yakup Boncuk, Merih Özyaşaroğlu ve Hakan Bulut’u ilgiyle dinledi.
Özbozkurt: “Tarsus hak ettiği gibi etkinliklerle geçiyor”
Gazeteci Selahattin Özbozkurt, Tarsus’un tarihi geçmişinden dolayı en kadim kentlerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da hemşehrimiz olması bu kadim toprakların çocuğu olması bu kente artı değer katmaya devam ediyor. Vahap Başkanımız kentteki boşluğu güzel doldurdu. Çünkü bu kentin en önemli özelliklerinin tarihi ve kültürel değerlerini bu kentin çocukları kavrar. Biz gazeteciler olarak bu kente değer katmaya devam edeceğiz. Bunda yerel yönetimlerin de ciddi anlamda katkıları var. Özellikle Büyükşehir Belediyemizin bu yıl Şahmeran mottosuyla hayata geçirdiği bu uluslararası festivali çok önemsiyorum. Çünkü kentin her tarafı rengarenk, karnaval havasında geçiyor. Tarsus hakettiği gibi etkinliklerle, sanatçılarla, gazetecilerle yazarlar, çizerler ve gastronomiyle geçiyor. Vahap Başkanımıza teşekkür ediyorum” sözlerine yer verdi.
Özyaşaroğlu: “Tarsus’un dünyaya tanıtılmasına katkıda bulunuldu”
Gazeteci Merih Özyaşaroğlu ise, Tarsus’ta festivalden dolayı çok önemli bir heyecan yaşandığını ifade ederek, “3 gündür bize bu heyecanı yaşatan Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer’e teşekkür ediyorum. Keşke daha önceleri de olsaydı böyle şeyler ama Vahap Başkan bunu düşündü. Tarsus’a bu heyecanı yaşattı ve ayrıca Tarsus kültürel gastronomi tarihi yönden dünyaya tanıtılmasına katkıda bulundu. Bu çok önemli ve güzel bir şey. Tarsus’a dışarıdan da gelenler var. Tarsus’un tanıtımı anıtımı için çok güzel bir olay” dedi.
Dr. Halil Atılgan ve Uğur Pişmanlık tarafından verilen ‘Çukurova ve Toroslar’da Halk Müziği ve Ozanlar’ söyleşisinde ise vatandaşlar, Mersin’in ezgileri hakkında bilgi sahibi oldu.
Öz: “İnsanların her aradığı konuyu bulabileceği zenginlikte bir festival”
Ressam Hikmet Öz de Uluslararası Tarsus Festivali’nde ‘Şahmeran Tarsus'ta Mozaik Sergisi’ ile yer aldı. TADEKA binasında açılan ve 40 resmin yer aldığı sergisinde şahmeranı anlatan 15 resmin olduğunu söyleyen Öz, eserlerini dövme, eleme ve yapıştırma tekniği gibi dünyada ilk kez yapılan bir teknikle yaptığını belirtti. Çocukluğunda hafızasına yer ettiğini söylediği şahmeran hikayesinden yola çıktığını aktaran Öz, “O yılların verdiği heyecan, coşku, korku halen devam ediyor ve bunları ben resimlerime yansıtıyorum. Resimlerinde genellikle doğal malzeme kullanıyorum. Dünyada ilk kez yapılan bir tekniktir. Aşağı yukarı şu anda burada 15 kadar Şahmeran resmi ile birlikte toplam 40 eserim TADEKA Binası’nda sergileniyor. Kapsamlı bir festival, gerçekten çok zengin. İnsanların her aradığı konuyu bulabileceği zenginlikte bir festival” dedi. Sergi, 30 Kasım’a kadar ziyaretçilerini bekliyor olacak.
Demirel: “Çok keyifli, kalabalık ve güzel bir festival”
Şef Melih Demirel de Kubatpaşa Meydanı’nda düzenlediği ‘Tarsus Mutfağının Büyüsünü Yakından Keşfedin’ atölyesiyle katılımcıları Tarsus’un lezzetlerinde yolculuğa çıkardı. Atölye sonrası değerlendirmelerde bulunan Şef Melih Demirel, Tarsus’un festivallerle birlikte potansiyelinin yükseldiğini aktararak, “Çok keyifli, kalabalık ve çok güzel bir festival. Benim amacım herkesin kulağına biraz su kaçırmak çünkü buradan giden 5 kişi bile burada yediği zeytinyağını, zeytinin, kuzunun cinsini, nar ekşisinin doğru yapılıp yapılmadığını sorgularsa ne mutlu bana” dedi.
Tarsus Müzesi’nde de Uzman Diyetisyen Koçak yer aldı
Kent genelinde düzenlenen söyleşi adreslerinden biri de Tarsus Müzesindeki ‘Tarsus’ta Zeytinyağı ile Büyümek ve Ölmez Ağacın Hikayesi’ adlı söyleşisiyle uzman diyetisyen Dilara Koçak oldu. Koçak, coğrafi işaret tescilli ürünlerden Tarsus ilçesine özgü Sarıulak zeytinyağını tanıttı. Zeytinyağının faydalarını ve tüketim şeklini anlatan Koçak, Ölmez Ağacın Hikayesi zeytin ile ilgili kısa bir video izletti.
Seçer: “Tarsus’un coğrafi işaret tescilli Sarıulak zeytini çok kıymetli”
Koçak söyleşisine katılan Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, “Dilara Hanım’ın hem Tarsuslu olması hem böyle kıymetli bir festivalde bulunması bizi çok mutlu etti. Zeytinyağı çok önemli bir gıda maddemiz. Tarsus’un coğrafi işaret tescilli Sarıulak zeytinyağı çok kıymetli ve bunun tanıtılması ve daha çok kullanılmasını istiyoruz” dedi.
Koçak: “Hem merkezden hem çevre illerden festivale yoğun bir ilgi var”
Büyükşehir Belediyesi’nin Tarsus’ta düzenlediği festivali de çok kıymetli bulduğunun altını çizen Koçak, “Festivale çok büyük bir ilgi var. Mersin’in her yerinden ve çevre illerden Tarsus’a yoğun bir katılım var. Çok büyük bir zenginliğimiz, kültürel mirasımız var. Hepsini önce tüm Türkiye’ye sonra bütün dünyaya anlatan elçilerden biri olmak, katkım olduysa ne mutlu bana” ifadelerini kullandı.
Toros Üniversitesi öğrencileri ‘Şahmeran Şifa Çorbası’ yaptı
St. Paul Meydanı’nda yapılan etkinliklerden biri de Toros Üniversitesi Aşçılık Bölümü’nde görev yapan Öğr. Gör. Uğurcan Metin ve Aşçılık Programı öğrencileri tarafından yapılan workshoptu. Workshopta, Lokman Hekim’i ve ürünlerini anlatan Metin, ardından Toros Aşçılık Programı öğrencileriyle birlikte ‘Şahmeran Şifa Çorbası’ yaptı. Metin, çorbanın tarifinin kendilerine ait olduğunu belirtirken, yapılan çorbadan katılımcılara da tattırdı.
Workshopa katılan Mersin Kent Konseyi Başkanı Ayferi Tuğcu, festivali değerlendirerek, “Uluslararası Tarsus Festivali inanılmaz güzellikte, neşe ve keyifle devam ediyor” dedi. Öğr. Gör. Uğurcan Metin, workshopta yaptıkları Şahmeran Şifa Çorbasını anlatarak, “20 kişilik bir ekiple bugün 300 kişiye çorba servisimiz olacak. Şahmeran Şifa Çorbası bize özel. Yani Lokman Hekimin kullandığı bütün şifalı ürünlerle biz bir reçete hazırladık. Tarsus halkına, bu kutsal topraklarda sunmak istedik” derken, Uluslararası Tarsus Festivali ile ilgili de, “Birinci festival çok güzeldi. İkincisi de büyüyerek daha güzel oluyor. Uluslararası ismine yakışıyor” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.