Moderatörlüğünü Mühendislik Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. D. Tayyar Şen’in üstlendiği ve “Üniversite-Sanayi İşbirliğinin Günümüzdeki Önemi ve Yetkin (İntörn) Mühendislik Eğitimi” konularının masaya yatırıldığı panelde alanlarında yetkin birbirinden önemli isimler açıklamalarda bulundu.
ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNİ BAŞARIYA TAŞIYACAK MODEL: İNTÖRN MÜHENDİSLİK
İntörn Mühendisliği başarılı bir şekilde hayata geçiren ve tüm Türkiye’ye model olan Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, yaptığı açıklamada bu çalışmayla üniversite-sanayi işbirliğinin de hedefine ulaşmaya başladığını belirtti. Prof. Dr. Bayram, “ Öğrencilerimiz arasında hali hazırda henüz intörn iken iş bulanların sayısı yüzde 86’ya ulaştı. Bu çok ciddi bir orandır. Boğaziçi Üniversitesini baz alırsak eğer; Türkiye’deki mühendislerin İstihdam edilme oranı yüzde 40 ile 50 aralığındadır. Yani mezun olanların büyük bir kısmı mühendisliğin dışında bir iş yerinde çalışıyor. Bu öğrencilerin kimisi öğretmenlik peşinde koşuyor, kimisi de kamu dairesi peşinde koşuyor. Yani burada mühendisliğin haricinde bir dala yönelme söz konusudur. Bizim ölçümlerimize göre ise öğrencilerimizin yüzde 86’sı direk sanayide iş buluyor ve bu oranlar gün geçtikçe artıyor.2013 yılında yüzde 70’lerde başlamıştık geçen dönem ise bu oran yüzde 86’lara kadar yükseldi” şeklinde konuştu.
BU MODELDE HERKES KAZANIYOR
İntörn Mühendislik uygulaması ile öğrencinin iş hayatına girmeden önce iş hayatını öğrenme fırsatı verdiklerini belirten Prof. Dr. Bayram, “ İntörnlük süreciyle birlikte öğrenciler hem iş dünyasını hem de işin nasıl yapıldığını öğrenerek hayata daha hazır hale geliyorlar. Bu model kazan kazan mantığıyla işliyor ve herkes bu durumdan karlı çıkıyor” dedi. Öğrencilere intörn mühendislik modelini detaylı bir şekilde anlatan Prof. Dr. Bayram yakın zamanda YÖK’ün de İntörn mühendisliğe geçeceğine inandığını ve bütün mühendisliklerin buna göre şekilleneceğini söyleyerek sözlerini noktaladı.
HASAN ŞEMSİ, 2023 HEDEFLERİNE ULAŞMANIN SIRRINI VERDİ
Mersin’in en başarılı iş adamlarından birisi olan ve Türkiye İnovasyon Haftası’nda ikicilik ödülü alarak şehrimizi gururlandıran Berdan Civata’nın Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Şemsi ise, hem öğrencilik yıllarındaki hem de iş hayatındaki tecrübeleri salondakilerle paylaştı. Konuşmasında ülkemizin 100. yıl hedeflerine ilişkin saptamalarda da bulunan Hasan Şemsi, “Araştırma yapmak, inovasyon yaratmak lazım. Bu bağlamda üniversitelerle iş birliği yaparak onların bilgi ve birikimlerinden faydalanmak lazım. 2023 hedefimiz: 500 Milyar Dolar ihracat. 16 Milyon nüfuslu Hollanda’nın yaptığı ihracat bugün; 500 Milyar Dolar. İhracatın filo fiyatı bugün 1.60 Dolar seviyesinde bunu mutlaka ikiye katlamamız lazım. Bu hedeflere ulaşabilmemiz için yapmamız gereken çok şey var. Üniversiteler bilgi üretir, sanayicilerde ürün. Katma değeri yüksek ürünler üretebilmek için bu ikisini birleştirmek lazım” dedi.
SANAYİ SİTESİ İÇİNDE YÜKSEKOKUL PROJESİ
Sanayici ve iş adamlarının yaşadığı problemler konusunda detaylı bilgiler veren ve çözüm noktasına ilişkin tespitlerde bulunan Küçük Sanayi Sitesi Koordinatörü Mustafa Ulusoy ise yaptığı konuşmada sanayi sitesi olarak her türlü iş birliğine hazır olduklarını belirtti. Ulusoy, “ Küçük Sanayi Sitesi olarak her türlü iş birliğine hazırız, 718 üyemizle üniversitemizin ve öğrencilerimizin emrindeyiz. Mikro işletmelerin çoğunlukta olduğu, ortalama her işletmede 4-5 kişinin çalıştığı bir sanayi siteyiz ama çok değerli bir ortama sahip olduğumuzu düşünüyorum. Orada öğrenilecek çok şey var. Bu işbirliği çalışmalarına bir şekilde bizde başladık. Toros Üniversitesi ile yönetim kurulumuz arasında bir protokol imzaladık. İlerleyen dönemde Mersin Sanayi sitesi içinde bir yüksekokul açmayı planlıyoruz” dedi.
ŞUANKİ VERİLER 2023 HEDEFİMİZLE ÖRTÜŞMÜYOR
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın iş birliği kurma konusunda en dinamik kurum olduğunu belirten MTSO Genel Sekreteri Kadir Dölek ise yaptığı konuşmada Üniversite-Sanayi işbirliğini kurmanın ve bunu yönetebilmenin zorluklarına değindi ve bu birlikteliğin oluşmasının ülkemizin için çok önemli olduğunu belirtti. Genel Sekreter Dölek, “Biz MTSO olarak; yaklaşık 1235 kapasite raporu düzenledik. Sanayi işletmelerinden yüzde 63’ü düşük teknoloji ile üretim yapan işletmelerden, yüzde 15’i orta-yüksek derecede üretim yapan firmalardan, sadece yüzde 1’i ileri teknoloji ile üretim yapan firmalardan oluşuyor. Bu tablo bizim sanayi yapımızın geleneksel yöntemlere bağlı teknolojik yoğunluğu olmayan yapılardan oluştuğunu gösteriyor. İhracat oranlarına baktığımızda da benzer bir dağılım görüyoruz. Bunlar maalesef bizim 2023 hedeflerimizle örtüşmeyen veriler. Eğer ki o hedeflere ulaşmak istiyorsak; düşük teknolojiden orta yüksek teknolojiye, orta yüksek teknolojiden ise yüksek teknolojiye yükselmemiz şart” şeklinde konuştu.
MTSO’DAN TOROS’A TAM DESTEK
MTSO olarak bağlı bulunduğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin kurduğu TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin işleyişi hakkında bilgiler vererek sunumuna devam eden Kadir Dölek, “Bu üniversitede 1 yıl 3 dönemden oluşuyor ve öğrenciler bu üç dönemden birini staj yaparak geçiriyor. İntörn Mühendislik öğrenciler için oldukça faydası olan bir yöntem. Buna da Toros Üniversitesi’nin önümüzdeki yıl başlıyor olması gerçekten çok sevindirici bir gelişme. Biz MTSO olarak üyemiz olan işletmelerde öğrencilerin intörn olarak staj görmesini sağlamak için elimizden geleni yapacağımıza söz veriyoruz” şeklinde konuştu.
BU İŞBİRLİĞİ ÜLKEMİZE ÇOK BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK
Üniversite-Sanayi işbirliği konusunda öğretim üyelerinin, üniversitelerin, öğrencilerin ve sanayicilerin üzerine düşen sorumlulukları hakkında bir sunum yapan Toros Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Zeren ise bu işbirliğinin ülkemize çok büyük katkıları olacağını belirtti. Prof. Dr. Zeren, “ Bu işbirliği sürdürülebilir güçlü bir ekonomi, sosyal kalkınma, yüksek katma değerli ürünler üretme ve rekabet gücü konusunda ülkemize çok büyük katkılar sağlayacaktır. Tabii bu iş birliği ülkemize olduğu kadar üniversitelerimize de sanayicilerimize de çok büyük katkılar sağlayacaktır. Bu işbirliğinin önünde birçok sorun da vardır. Bunlar: İşbirliğinde tutucu davranan geleneksek sektörlerin ülkemizde hala sayıca etkin olması, üniversitelerin kamu-üniversite-sanayi politikalarının henüz kurumsal anlamda içselleştirilememiş olması ve bürokratik engeller, beyin göçü ve milli sanayileşme politikamızın geliştirilmesi konusunda kritik teknolojilerdeki uluslararası engellerdir” şeklinde konuştu.
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ DAHA ŞANSLI
Sonuç kısmında ise 2023 hedeflerine ilişkin verileri salondakilerle paylaşan Prof. Dr. Zeren, “ 2015 itibari ile Ar-Ge ve inovasyon harcamalarımız GSYİH’nın yüzde 1’i düzeyindedir. Bu pay 2023’te 2/3 ünü özel sektör karşılamak üzere yüzde 3’e çıkarılması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşabilmek için üniversitelere de önemli görevler düşmektedir. Ben sonuç olarak vakıf üniversitelerini liyakat ve performansa dayalı, doğru işi daha verimli yapacak, kurumlar arası işbirliklerini kazan kazan ilkesine göre geliştirecek, bürokrasiyi en aza indirgeyecek, sorumluluk anlayışı içinde kendi kendini denetleyecek iyi işleyen bir akademik ekosistemi ile Devlet Üniversitelerine göre daha kolay ve daha hızlı olarak bunu sağlayabileceğine inanıyorum” dedi.
ÜÇÜNCÜ AYAK MUTLAKA OLMALI
Sanayi-Üniversite işbirliğinin oluşumu ve mühendis adaylarında istenilen nitelikler hakkında kısa bilgiler veren Makina Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Komisyon Başkanı Aydın Keskin ise yaptığı konuşmada Üniversite-Sanayi iş birliğini sağlayacak üçüncü bir ayağa ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Aydın, “Biz bu ayağın bir danışma kurulu ya da platform olmasını öngörüyoruz. Bu kurulun üyeleri bölge sanayisine hakim bir sanayiciden, üniversiteyi iyi bilen bir akademisyenden, TSE’den bir yetkiliden ve sanayide teşvik, hibe ve kredi konularına hakim bir müşavirden oluşmalıdır” dedi.
YÜRETME KURULU OLUŞTURULMALI
Son olarak söz alan Makina Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Başkanı Mehmet Akif Erman ise yaptığı konuşmada bu işbirliğini oda olarak çok önemsediklerini söyledi. Başkan Erman, “ Bizim burada bulunma amacımız öncelikle bu konuda paydaş olmamız. Sanayi- Üniversite iş birliğinde bir tarafta eğitim var diğer tarafta üretim var ama bu arada da mezun olmuş bilgi birikimi olan mühendis ve yöneticiler var. Bu açıdan benim önerim: Mersinimizde bulunan üniversitelerle birlikte bu birlikteliği nasıl bir yol haritası ile yapabileceğimizi, nasıl geliştireceğimizi bir yürütme kurulu belirleyerek çözebiliriz diye düşünüyorum” dedi.
Konuşmaların ardından panelistlere Toros Üniversitesi ve Makine Mühendisleri Odası’nın hazırladığı teşekkür belgeleri sunuldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.