ADANA - Ülke ve dünya genelinde son günlerde giderek tırmanan terör olaylarının insanların ruh sağlıklarını olumsuz etkilediği belirtildi. Uzman Psikiyatrist Sabri Yurdakul, “Geçmeyen baş ağrıları, tahammülsüzlük, yorgunluk hissi, özellikle karamsarlık duygusu terör ve gerginlik endişelerinin sonucunda oluşuyor ve giderek depresyona yol açıyor.” dedi.
Gazetelerde terörle ve savaşla ilgili haberler, yakınlarını kaybetmiş insanların acıları ve yaşamını kaybeden insanların fotoğrafları okuyana üzüntü verdiği gibi 'bir gün benim de başıma gelebilir' endişesine neden oluyor. Bu endişelerin insanların ruh sağlığını bozduğuna dikkat çeken Uzman Psikiyatrist Sabri Yurdakul, “İnsan ruhu kendisini güvende duymak ister. Güvende hissetmediği zaman huzursuzluk ve endişe başlar. Özellikle bu endişe yaşamsal boyutlarda ise sorun daha da büyür. Bu endişenin bilincinde olabileceğimiz gibi fark etmeden ruhsal ve bedensel olarak da yaşayabiliriz. Gerginlik nedeniyle geçmeyen başağrıları, tahammülsüzlük, yorgunluk hissi, özellikle karamsarlık duygusu bu endişelerin sonucunda oluşmaktadır.” diye konuştu.
'Her şey kötü olacak, bu olaylar daha da büyüyecek, yakınlarımın başına kötü şeyler gelecek, bana bir şey olacak' endişesi sürekli olarak beynimizi meşgul etmeye başladığında artık tüm zihnimizin bunun etrafında çalışmaya başlayacağını belirten Yurdakul, şunları söyledi: “Yaşantımızı kısıtlar, gitmek istediğimiz yerlere gidemez olur, ‘Aman kalabalık içine girmeyim, ne olur ne olmaz’ düşüncesini yaşatmaktadır. Savaşın sonuçları, yerini yurdunu kaybetmiş insanların dramları, her gün sokaklarda karşılaştığımız insanların perişanlıkları da aynı şekilde ‘Bu durum bizim başımıza da gelirse ne yaparım’ endişesini yaratmakta ve aynı şeyi yaşama korkusu ruh sağlığımızı etkilemektedir.”
Bu korku ve endişeleri engellemenin en iyi yolu sürekli olarak bunlara takılmamak ve hayatımızı normal düzeninde sürdürmeye çalışmak olduğunu kaydeden Yurdakul, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Sürekli olarak bu haberleri izlemek, onlar üzerinde konuşmak, diğer zamanlarda endişe ile düşünmek var olan kaygıyı artıracak ve yaşantımızı kısıtlayacaktır. Bunun için mümkün olduğu kadar bunları seyretmemeli, üzerinde fazlaca konuşmamalı ve kendimiz oyalayacak etkinliklere yönelmeliyiz. Ancak bunu yaptığımız zaman endişelerin artmasını engelleyebiliriz. Endişenin insan yaşamına olumlu katkı yapmadığını, tam tersi yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini, giderek depresyona yol açtığını unutmamalıyız.”
CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.