Bilgi:
Instagram'da @mersinhaber'i
takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan'ın yaptığı basın açıklamaları deyim yerindeyse adeta dalga geçer nitelikte.
Konumuz Gaziantep'te bulunan belediye meclis üyelerini Bozdoğan'ın Gaziantep'e yönlendirdiği bültenle ilgili.
Tarsus Belediyesi tarafından gönderilen basın bülteninde, "Tarsuslu Uzman Çavuş Faruk Yılmaz’ın yaralandığını haber alan Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, Başkan Yardımcıları Av. Ünzile Kuru ile Ali Erhan Okyay ve CHP Meclis Üyesi Çetin Sarı’yı Gaziantep’e yönlendirdi. " denildi.
Ancak işin gerçeği zaten 3 meclis üyeside Gaziantep'te bulunuyordu.
Tarsus Belediyesi Meclis Üyeleri Ünzile Kuru, Çetin Sarı ve Ali Erhan Okyay, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun faydalanıcısı olduğu ve yerel Yönetimlerde reform etkisi yaratacak olan “Yerel Yönetimlerde Etik Farkındalık Projesi” kapsamında etik davranış kodlarının oluşturulması çalıştayı için Gaziantep’te bulunmaktalar.
Ancak basın bülteninde Haluk Bozdoğan'ın haberi alır almaz, 3 meclis üyesini Gaziantep'e yönlendirdi demesi gerçekten çok "BASİT" kaçıyor.
Bunun yerine zaten Gaziantep'te çalıştaydaydılar, başkanın talimatıyla hastaneye geçtiler denilse, bizi kandırmaya çalışılmasa gerçekten daha "ETİK" olacak.
Ayrıca bugün gönderilen "Belediye Başkan Yardımcıları Ve Chp Meclis Üyesi, Yaralanan Tarsuslu Askeri Ziyaret Etti" başlıklı basın bülteninde, asker ziyareti yerine gönderilen ZİÇEV ziyareti açıklaması ve fotoğraflarından hiç bahsetmiyoruz.
Başkan Bozdoğan, seçildiği Cumhuriyetle yaşıt CHP'nin ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde, Tarsus'ta bazı yerel gazetelere sansür uygulamak, basın bülteni grubundan çıkarmakla, üyesi bulunduğu CHP ile ters düşmektedir.
Başkan Bozdoğan'ın aşağıda CHP'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun aşağıdaki konuşmasını defalarca okumasını tavsiye ediyoruz. Son olarak Şeffaflık sözle değil icraatla olur.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’deki basın özgürlüğü konusunda yaşanan olumsuzlukların tarihe kara bir leke olarak kaydedildiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Basın özgürlüğü, çağdaş demokrasilerin ve özgürlükçü rejimlerin en temel göstergelerinden birisidir.
Özgür basının varlığı ve haber alma hürriyetinin güvence altına alınması, sağlıklı bir kamuoyunun oluşmasıyla doğrudan ilişkilidir.
Toplumlar, halkı bilgilendirme sorumluluğunu özgürce ve korkusuzca yerine getirebilen basın eliyle nefes alırlar. Bu bakımdan basın özgürlüğü halkın özgürlüğü demektir.
Aksi takdirde, sadece baskıcı uygulamalardan, ceberut rejimlerden ve hatta diktatörlerin egemenliğinden söz edilebilir. Anayasa’nın 28. maddesine göre ‘Basın hürdür ve sansür edilemez’ ve ‘Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.’
Anayasa’nın basın mensuplarının özgürce çalışma hakkını güvence altına alan bu maddesi, belli yayın organlarını değil bütün basın kuruluşlarını kapsamaktadır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.