Yeniçağ Gazetesi Yazarı Servet Avcı kamuoyunda MİT Tırları olarak bilinen dava ile ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı;
MİT tırlarıyla ilgili dâvâ dolayısıyla tutuklanan Tümgeneral İbrahim Aydın’ı Türk milliyetçiliğine kefil olacak kadar tanırız… Onun bugün ‘paralel’ diye adlandırılan ve hedef hâline getirilmiş kim varsa içine doluşturulduğu çuvala konmuş olması kabul edilemez…
İbrahim Paşa 78’in ocaklı ülkücüsü… İnançlı, gözü pek, vatansever bir insan… Askerleriyle ilgili konuşurken gözleri dolan birisi… Onu en iyi tanıyanlardan birisi rahmetli Alparslan Türkeş’ti… Ve tabii ki hemşerisi rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu…
***
Elbette Türk milliyetçisi olması ona hukuk karşısında imtiyaz hakkı doğurmaz… Suç işlemişseniz Paşa da olsanız yargılanacaksınız, Türk milliyetçisi olsanız da… Buna kimsenin itirazı olamaz… Ama daha göz altına alınır alınmaz ‘cadı avı’nın devamı niteliğinde nârâların atılması, “aksi ispat edilinceye kadar herkes mâsumdur” kuralının bu kadar hoyratça yok edilmesi neyin nesi?
Şimdi havuz medyadaki bazı yazarlar da yeni yeni olayın farkına varmaya başladılar da, İbrahim Aydın Paşa’nın ‘paralellik’ten değil, MİT tırlarının sevkiyatında görevli 7 istihbaratçının telefonlarının dinletilmesi ile ilgili tutuklandığını yazmaya koyuldular…
***
Paşa tertemiz bir Anadolu çocuğu… Sivaslı… Gabar’dan, Cudi’den geçerek başarılarla dolu bir sicil eşliğinde ulaştı Ankara’ya… Ankara Jandarma Bölge Komutanı olan Tümgeneral İbrahim Aydın, eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ve Jandarma Kriminal Laboratuarları eski Daire Başkanı emekli Albay Burhanettin Cihangiroğlu’yla birlikte tutuklu şimdi…
İbrahim Paşa ve emekli Albay Cihangiroğlu’na tutuklanmaları için yöneltilen suçlamaya tanıdığımız Paşa’yı yan yana getirmemiz imkânsız… Suçlamaya bakın: “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasî ve askerî casusluk amacıyla temin etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, silâhlı terör örgütü kurma ve yönetme…”
Bu ve benzeri suçlamalarla, son on yılda ne büyük dâvâlar açıldığını, rütbeli ve sivil yüzlerce insanın ne büyük mağduriyetler yaşadığını, emir-komuta içinde mâsumâne biçimde bulunanların çok az sayıdaki art niyetlilerle aynı kadere sürüklendiğini gördük… Sonra ‘darbe’ iddiaları yerini ‘kumpas’a bırakmak zorunda kaldı… Şimdi ise devlet ağır tazminat yüküyle karşı karşıya…
Daha sonra beraat edecek bir sürü insan 5-6 yıllarını cezaevlerinde geçirdiler… Ölümler, hastalıklar, intiharlar oldu… Kimisinin ne için suçlandığını öğrenmesi bile yıllar sürdü…
***
Hiçbir devlet kendi içinde herhangi bir yapıyla egemenliği paylaşmaz, paylaşamaz, o devleti yönetenlerin bu egemenliği paylaştırma gibi bir yetkisi olamaz… Daha önce de ifade ettik, ‘paralel’ oldukları, delile dayalı ‘bütün paraleller’le mücadele edilsin, saygı duyalım, katkıda bulunalım…
Tıpkı irtica sezonlarında insanların birbirini ‘mürteci’ diye suçlayıp, ayaklarını kaydırdıkları o cinnet günlerinden geçiyor gibiyiz!.. Cemaatle hiç ilgileri olmadığı hâlde, kanundan aldıkları görevlerini yaptıkları için aynı akıbete uğrayan bir sürü milliyetçi polis buna tipik örnektir…
Korgenerallik aşamasına gelmiş ve muhtemelen önümüzdeki Ağustos’ta terfi edecek pırıl pırıl bir insana yöneltilen bu suçlamaları adâlete sığdırmak mümkün değil… Onun herhangi bir suç örgütüne dâhil olmayacağını en iyi MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın bilmesi gerekir… Fidan’ın TİKA günlerinden, 15 yıl öncesinden tanışırlar ve görüşürler… Bir de İçişleri Bakanı Efkan Ala tabii ki… O da kendisini 10 yıldır tanır…
Tutuklanan diğer iki askeri doğrudan tanımıyorum, Allah yardımcıları olsun… Ama uzunca zamandır tanıdığım İbrahim Paşa’nın nasıl bir milliyetçi olduğunu yakından biliyorum… Adalet mutlaka tecelli edecektir etmesine de, ettiğinde geride telâfi edilemez kayıplar olmasın yeter ki…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.