Bilgi:
Instagram'da @mersinhaber'i
takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
ADANA - Kamuoyunda 'sarin gazı' olarak bilinen davanın görülmesine Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildiğini bildiren Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Arıkan, son zamanlarda konuyla ilgili bazı basın–yayın organlarında çıkan haberleri "gerçek dışı ve dosya içeriğine uymayan iddialar" olarak değerlendirdi.
Arıkan, yaptığı yazılı açıklamada, "Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı olarak, ‘söz konusu haberlerde dönemin Adalet Bakanı olduğu’ iddia edilen Sayın Bekir Bozdağ ile herhangi bir görüşmem olmamıştır. O dönemde Adalet Bakanı da olmayan Bozdağ ile herhangi bir ortamda karşılaşmadım, tanışmadım ve telefon görüşmesi dahi yapmadım. O tarihte Bozdağ'ın Adalet Bakanı olmadığı basit bir araştırma ile anlaşılabilecek iken bu bile yapılmadan, soruşturmayı yürüten şahsımı Ankara'ya çağırarak 'soruşturmanın kapatılması ve İslami motifli terör örgütlerine operasyon yapmadan önce bilgi vermem' gerektiğine ilişkin talimat verdiği iddiaları tamamen gerçek dışı ve maksatlıdır." dedi.
Soruşturmanın içeriği hakkında kısa bilgiler veren Mehmet Arıkan, şunları kaydetti: "İstihbarat birimleri Adana Emniyet Müdürlüğü'ne 15.05.2013 tarihli ve 2103/214 sayılı yazı ile, El Kaide terör örgütü ile bağlantılı olduğu düşünülen yabancı uyruklu bir şahsın, Hatay’a gelip bazı şahıslarla görüşerek bir kısım kimyasal maddeleri temin etmeye çalıştığı yönünde ihbarda bulunmuş. Bunun üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 16.05.2013 tarihinde soruşturmaya başlanmıştır. Yapılan teknik takip ve iletişimin tespiti çalışmalarında; ihbar yazısında da belirtildiği gibi yabancı uyruklu şüphelinin, diğer şüpheliler ile irtibata geçerek temin etmeye çalıştığı 6 çeşit kimyasal maddeden alınıp satılması yasak olan (yasal izne bağlı olan) 2 çeşit kimyasal maddenin piyasadan temin edilebilmesi mümkün olmadığından, bu maddelerin İstanbul ilinde faaliyet gösteren ve hakkında kamu davası açılan şahıstan gayrimeşru yollardan temin edilmeye çalışıldığı anlaşılmıştır. Şüpheliler tarafından bu maddelerin temini ile ilgili fikri sorulan ve hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilen Çukurova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan şahsın, bu 6 çeşit kimyasal maddelerin uygun bir ortamda ve şekilde bir araya getirilmesinden kimyasal silah oluşturulabileceği, bu maddeleri arayan yabancı uyruklu kişinin kötü niyetli olabileceği yönünde uyarılarına rağmen, haklarında kamu davası açılan şahıslar tarafından sadece para kazanmak amacıyla araştırmaya devam edildiği tespit edilmiştir."
Bu kapsamda 28 Mayıs 2013 tarihinde yapılan operasyon sırasında gözaltına alınan 13 şüpheliden 7'sinin serbest; tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilen 6 şüpheliden 5'nin tutuklandığı ve 1'nin ise adli kontrol kararı ile serbest bırakıldığını hatırlatan Savcı Arıkan, şöyle devam etti: "Toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucunda, yabancı uyruklu şüpheli dışındaki diğer şüphelilerin mahkemece tahliyelerine karar verilmiştir. İddianamenin düzenlendiği 22.07.2013 tarihinde sadece yabancı uyruklu şüpheli tutuklu olarak kalmış ve dava tutuklu olarak açılmıştır. Soruşturma sırasında şüphelilerin, temin etmeye çalıştığı kimyasal maddelerden herhangi birinin numunesini dahi temin edemedikleri anlaşılmış, yapılan aramalarda da el ile çizilmiş bazı düzenek ve krokiler, az miktarda antifriz ve belgeler dışında herhangi bir kimyasal madde ele geçirilememiştir. Buna rağmen şüpheliler arasındaki telefon görüşmeleri ve aramalarda ele geçirilen kısıtlı sayıdaki delillerin, kamu davasının açılması için yeterli olduğu düşünülerek yabancı uyruklu şüpheli hakkında ‘silahlı terör örgütlerine silah sağlamaya teşebbüs’ ve ‘silahlı terör ögütüne üye olma’ suçlarından, diğer 5 şüpheli hakkında ise ‘silahlı terör örgütlerine silah sağlamaya teşebbüs’ suçundan 22.07.2013 tarihinde kamu davası açılmıştır. Davanın yargılaması halen Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/29 esas sayılı dosyasında devam ettiği, duruşmasının 29.12.2015 tarihine ertelendiği yapılan incelemeden anlaşılmıştır."
İddialara konu haberlere dayanak teşkil eden Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2013/351 numaralı soruşturma dosyasında hiçbir şekilde şüpheliler ile herhangi bir kamu kurumu veya görevlinin irtibatlı olduklarına dair herhangi bir delilin bulunmadığını aktaran Arıkan, açıklamasında "Bu bağlamda MKE gibi bir kurumun bu işlere aracılık ettiği ve ticareti ve bulundurulması yasal izne bağlı olan bu kimyasal maddelerin bu kurumdan temin edildiği iddiaları tamamen gerçek dışıdır. Aksine şüphelilerin temin etmeye çalıştıkları kimyasal maddelerin MKE'nin bilgisi ve izni dışında İstanbul'dan alınmaya çalışıldığı ve şüpheliler arasında yakalandıkları taktirde başlarının belaya gireceğine dair konuşmaların geçtiği ancak bu konuşmaların çarpıtılarak ilgili kurumun bu konuda bilgisi varmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır." ifadelerine yer verdi.
Arıkan, soruşturma ile davanın kapatıldığı ve olayın örtbas edildiği iddiaları hakkında ise "Aksine, soruşturmanın titizlikle yapılarak kimyasal silah elde edilme ihtimali bulunduğu belirtilen maddelerden herhangi birinin numunesi dahi elde edilmemesine rağmen, şüphelilerin telefon görüşmeleri, kimyasal maddeleri temin etme konusundaki çalışmaları ve elde edilen diğer bilgi ve belgeler gereğince hazırlık hareketleri olarak da değerlendirilebilecek olaylar işin hassasiyeti nedeniyle teşebbüs olarak değerlendirilip taktir mahkemeye bırakılarak, şüpheliler hakkında ‘Silahlı terör örgütlerine silah sağlamaya teşebbüs’ suçundan kamu davası açılmıştır." dedi. CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.