Uzmanlara göre saç ve deri hastalıklarından korunmak için kullanılan şampuanların üretim yeri ve şartlarına dikkat edilmesi gerekiyor. Sahte şampuanlar saç derisinde mantara, saç dökülmesine ve çeşitli deri hastalıklarına neden oluyor. Piyasada sayısızca ne olduğu bilinmeyen ürünler bulunuyor tüketiciler bu ürünlere karşı oldukça dikkatli olmalılar.
Şampuanlardaki bu maddelere dikkat…
Piyasadaki şampuan ve saç kremlerinin önemli bir kısmı silikon bazlı olarak üretiliyorlar.
Silikon, saç tellerinin etrafını sararak daha parlak ve dolgun görünmesini sağlar ancak saç telinin nem almasını da bloke eder. Kuruyan saçlar parlaklığını yitirir ve kırıklar meydana gelir. Silikon bazlı olmayan esansiyel yağlar içeren kaliteli şampuanlar tercih edilmelidir. İyi kalitedeki şampuanlarda nemlendirici olarak gliserin bulunur. Doğal gliserin yerine sodyum loret sülfat veya daha da kötüsü loril sülfit içeren şampuanlar kullanmaktan kaçınılmalıdır, çünkü bu maddeler saçı tahriş eder; yağlı, kepekli ve kaşıntılı bir kafa derisine neden olur. Petrol türevi maddeler içermediğinden de emin olunmalıdır.
Şampuanlar üretilmeden önce insanlar, saçlarını ve saç derilerini temizlemek için sabun kullanırdı. Sabun, genellikle gözleri tahriş ettiği ve de saçları mat, cansız gösterdiği için şampuan fikrini tüketiciye satmak kolay oldu. Şampuan, geliştirilmiş bir alternatif olarak pazarlandı.
Bugünse insanlar, şampuanların yok ettiği doğal yağları tekrar kazanmak için, iyileştirici ürünler kullanıyorlar.
Şampuanlar, sadece şüpheli ve zehirli deterjanları içermeyip aynı zamanda zararlı bileşenleri, kimyasalları ve sağlık kurumlarının zehirli olduğu konusunda uyardığı maddeleri içermektedir. Ciddi araştırmalara göre, Yellow 6 gibi zararsız görünen ve "iodopropynyl butylcarbamate" gibi daha az fark edilebilir maddeleri içeren bu bileşenlerin bazısının kanserojen olduğu düşünülüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.