Bilgi:
Instagram'da @mersinhaber'i
takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan eşi Yıldız Pehlivan Hanımefendi’nin ev sahipliğinde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kabul Töreni düzenlendi.
Ordu Evi bahçesinde düzenlenen ve davetlilerin Valimiz Ali Hamza Pehlivan ve eşi Yıldız Pehlivan Hanımefendi tarafından karşılandığı kabul törenine; Milletvekilleri, Garnizon Komutanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, askeri ve mülki erkân, Şehit ailelerimiz, Gazilerimiz ve aileleri, değişik birimlerde görev yapan kamu görevlileri, siyasi partilerin, meslek kuruluşlarının, sivil toplum teşkilatlarının temsilcileri, milli sporcular ile çok sayıda davetli katıldı.
Törende bir konuşma gerçekleştiren Vali Pehlivan; “Dün, Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle bayram kutlamalarımızı başlatmıştık. Atatürk Anıtına Çelenk Sunma Töreni ile başlayan etkinliklerimiz, devamında aziz Şehitlerimizin saygıdeğer aileleri ve Gazilerimizle birlikte Sahil Güvenlik Komutanlığı’mıza ait yerli ve milli gemilerimizden TCSG Yaşam Gemisi’nde bir program gerçekleştirmiş, Şehit ailelerimizle ve Gazilerimizle hasbihal etmiş, bayramlarını kutlamıştık.
Bugün hep birlikte, Mersin olarak, Mersin'in bütün kesimlerinden insanımızla, resmi ve özel kurum ve kuruluşlarından herkesin katılımıyla Cumhuriyet Meydanı'nda coşkulu bir kutlama icra ettik.
Cumhuriyetimiz 101 yaşında!
Bunun haklı gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Kuruluşunun birinci asrını tamamlamış olmanın milletçe gururunu, ikinci asrına erişmiş olmanın coşku ve heyecanını taşıyoruz. Bugünler vesilesiyle duygularımız tazeleniyor. Geleceğe yönelik umutlarımız daha da yeşeriyor. Millet ve devlet olarak, tarih yolculuğumuzu, geçmişte yaşananları bir kere daha hatırlıyoruz. 2.200 yıllık köklü, şanlı bir tarihe sahibiz. Bu uzun tarih yolculuğumuzda, necip milletimiz bir ve beraber olarak, kenetlenerek karşısına çıkan zorlukları aşmış ve Cumhurbaşkanlığımızın forsunda ifadesini bulan 16 Büyük Türk Devleti kurmuştur. Bu devletler içerisinde en sonuncusu ve ilelebet payidar kalacağına inancımız tam olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, aziz ecdadımızın canla başla mücadelesiyle kazanılan Kurtuluş Savaşı neticesinde kurulmuştur.
Kurulan devletimiz; kökleri maziye uzanan, gözü ati de olan bir devlettir. Devletimizin geleceğe yönelik hedefleri belirlenirken, Atatürk tarafından ‘muasır medeniyetler seviyesinin üstü’ işaret edilmiştir.
Ecdadımız zorlu şartlarda ve koşullarda türlü engellerin olduğu ortamda üzerine düşeni fazlasıyla yapmış ve bugünün temellerini atmıştır. Bugün bize düşen, aziz ecdadımızın, Şehitlerimizin, Gazilerimizin canlarıyla, kanlarıyla kazandığı bu vatan topraklarında bu çağın koşulları içerisinde elimizden gelenin en iyisini yapmaktır.
O yüzden diyoruz ki, vakti zamanı geldiğinde bu milletin kahraman evlatları kanının son damlasına kadar nasıl mücadele ettiyse, bugünün nesilleri olarak biz de sırası geldiğinde kanımızın son damlasına kadar mücadele etmeyi göze alıyoruz.
Ülkemizin kalkınması, gelişmesi ve güçlü yarınları kucaklaması için de terimizin son damlasına kadar çalışacağımıza söz veriyoruz.
Ecdadımıza ve gelecek nesillere olan borcumuzun gereği budur. Çok çalışarak sorumluluklarımızın gereğini yerine getirmeyi başardığımızda, dün olduğu gibi bugün de yarın da milletimizin, devletimizin önünde hiçbir engel duramayacaktır.
Bugün biz törenlerimizi icra ederken Ankara'da da Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetlerinde, Gökbey helikopteri Jandarma Teşkilatı’mıza teslim edildi.
Malumunuz geçtiğimiz hafta Savunma Sanayimizin göz bebeği kuruluşlarından birisi olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ)'a menfur bir terör saldırısı gerçekleşmişti. Bu vesileyle orada Şehit olan kardeşlerimize bir kere daha Allah'tan rahmet diliyor, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum.
Eylemin hemen ardından Savunma Sanayi çalışanları; ‘‘Hainlere inat daha çok çalışacağız. Daha çok üreteceğiz’’ dedi. Bu sözler, milletimizin nasıl yenilmez bir iradeye, nasıl sarsılmaz bir imana sahip olduğunu göstermiştir.
Dünyada maalesef ülke olarak çalışıp, üretmemizi istemeyenler var. Aslında biz hep iyilikleri konuşmak istiyoruz. Sadece ülkemiz için değil dünya için de birlikten, beraberlikten, dayanışma ve yardımlaşmadan konuşmak istiyor, kardeşlik hukuku, demokrasi, insan hakları hâkim olsun istiyoruz. Ama dünyanın bir tarafı ısrarla ayrılıktan, yok etmekten, başkalarının yaşam hakkını elinden almaktan bahsediyor ve bunun için adım atıyor. Bunun karşısında hele ki bizim gibi bağımsızlığına tutku derecesinde düşkün, istiklaline aşık bir milletin yapacağı şey çok ama çok daha gazla güçlenmek, güçlü olmaktır.
Bilek gücünde olduğu kadar bilimde, teknolojide, kültürde, sanatta, her alanda eserler ortaya koyarak zihin gücüyle de öne çıkmak gerekmektedir. Bunu yapıyor muyuz? Çok şükür yapıyoruz. Elbette ki eksiklikler olabilir. Herkesin görüşü farklı olabilir. Günlük yaşam içerisinde insanlarım yaklaşımları farklı olabilir. Buradaki törenimize katılıma baktığımda her görüşten, her yaklaşımdan vatandaşımızın olmakla birlikte omuz omuza durabildiğimizi görüyoruz. Demek ki görüşler, yaklaşımlar ne olursa olsun ‘mesele milletse, mesele devletse, memleketse, mesele güçlenmek ve geleceğe emin adımlarla yürümekse gerisi teferruattır’ anlayışıyla bir araya gelmek ve dün olduğu gibi Kurtuluş Savaşı yıllarındaki gibi mücadeleyi bugün de yarın da omuz omuza vermek gibi bir yükümlülüğümüz ve sorumluluğumuz var. Hepimiz bu sorumlulukla hareket ettiğimiz sürece başarırız, başarıyoruz, başaracağız. Hiçbir şer odağı, hiçbir terör örgütü aramıza nifak tohumu sokamadı, sokamayacak. Nifak tohumunun sokulmasına asla ve kat’a müsaade etmeyeceğiz.
Kurtuluş Savaşı yıllarında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde binlerce yıllık tarihten güç alarak birinci yüzyılın temelleri atıldı. Bugün ikinci yüzyıla adım atarken geleceği Türkiye Yüzyılı olarak ifade ediyoruz. Bu tanımlamanın çok müstesna, çok güzel anlamları var. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye Yüzyılı ifadesi ile belirlediği istikamet her alanda güçlü olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti olarak bizim güç kazanmamız, hem kendi ülkemiz lehine hem de dünya insanlarının, dünya devletlerinin lehine olacaktır. Çünkü biz yaşatmaya odaklı bir milletiz, herkesin hakkına hukukuna saygı duyan bir anlayışa sahibiz.
Geçtiğimiz hafta SAHA İstanbul'daydık. Mersin'imiz tarımda, sanayide, ticarette, turizmde akla gelebilecek bütün sektörlerde varım diyen bir ilimizdir. Bundan sonraki süreçte savunma sanayinde, ileri teknolojide, havacılık ve uzay teknolojilerinde de varım diyor. Mersin’imizde savunma sanayi alanında faaliyet gösteren 30 firmamız var. Bu alanda faaliyet gösteren 15 firmamızla beraber İstanbul'a gittik. Mersin standımızın bünyesinde savunma sanayi alanında faaliyet gösteren 11 firmamız yer aldı ve 4 firma kendi müstakil stantlarını kurdular. SAHA EXPO 2024’te dolaştığımızda heyecanlandık ve gururlandık. Tusaş'tan Aselsan'a, Havelsan’dan Roketsan’a, Baykar'a kadar bütün firmaların orada olması ve bunun yanında Mersin'in de orada müstakilen yer alması ‘güçlü gelecek, güçlü yarınlar idealinde biz de varız’ın bir göstergesiydi. Ben her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ve Mersin'de devletimiz adına idarecilik görevi yapan birisi olarak mutlu oldum,gurur duydum.
Türkiye'mizin bütününde olduğu gibi Mersin İlimizde de her sektörde potansiyellerimizi değerlendiriyoruz, değerlendirmeye devam edeceğiz. Devletimizin imkanlarını bu anlamda gerek kamu yatırımları, altyapı yatırımları gerekse özel sektör yatırımları için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üzerimize düşeni hep birlikte inşallah yapacağız.
Bütün kamu kurumlarımızın ve özel sektörün katkısıyla hepimiz üzerimize düşeni yaptığımızda biliyoruz ki yarınlar bizimdir, gelecek bizimdir, bizim olacaktır. Bu yüzyıl Türkiye Yüzyılı olacaktır.
Bu duygularla Cumhuriyetimizin 101. yıldönümünü kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere milli mücadele kahramanlarımızı, aziz Şehitlerimizi, Gazilerimizi saygıyla, rahmetle, minnetle yad ediyorum. Daha nice yüzyıllar hep birlikte Cumhuriyet Bayramı'mızı kutlamayı temenni ediyor, teşriflerinizden dolayı siz kıymetli misafirlerimize teşekkür ediyorum.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! “ dedi.
Kabul törenine katılan misafirleri ile sohbet eden Vali Ali Hamza Pehlivan ve eşi Yıldız Pehlivan Hanımefendi, katılımlarından dolayı tüm konuklarına teşekkür etti. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarını kutladı.
Kabul Töreni, Cumhuriyet pastasının kesilmesi ve hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından program sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.