Toplantıda konuşan Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Bülent Halisdemir, “Amacımız onların iyi uygulamalarını burada, bizim iyi uygulamalarımızı da orada uygulamak. Tabii bu noktada çevresel konularda bilgiye erişim çok önemli. Önümüzdeki günlerde kentte bunlarla ilgili faaliyetler yapacağız” dedi.
Türkiye ve Avrupa Birliği arasında Şehir Eşleştirme Hibe Programı kapsamındaki projenin çalışmaları hızla tamamlanıyor. Bu yılın başında eşleşen Mersin ile Polonya’nın Leszno kenti arasında Çevre Ortaklığı Projesi kapsamında Çevresel Bilgiye Erişim Toplantısı yapıldı.
Halkın çevresel bilgiye erişim hakkının konuşulduğu toplantıda, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, MESKİ, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Kimya Mühendisleri Odası Mersin Şubesi ve TEMA Mersin Şubesi’nden katılımcılar yer aldı.
“Önemli olan sorunları başlamadan önlemek”
Moderatörlüğünü Çevre Mühendisi Cenk Cenkcimenoğlu’nun yaptığı toplantı, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Bülent Halisdemir’in açılış konuşmasıyla başladı. Cenkcimenoğlu, “Zamanla toplumdaki çevre algısının nereden nereye geldiğini görmek güzel. Çevreyle ilgili uygulamalar artık hepimizin gündeminde. Önemli olan çevreyle ilgili sorunları başlamadan önlemek” dedi. Büyükşehir Belediyesi’nin çevresel konulardaki çalışmalarıyla ilgili hazırlanan tanıtım videosunun gösterimiyle başlayan program, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Atık Yönetimi Şube Müdürü ve Proje Koordinatörü Ömer Erdal Bilici’nin “Aarhus Sözleşmesi ve Türkiye’deki Uygulamalar” sunumu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden Makine Mühendisi Erdal Karaeminoğlulları’nın “ÇED Uygulamaları” sunumlarıyla gerçekleşti.
Amaç karşılıklı olarak iyi uygulamaları kentlere kazandırmak
Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Bülent Halisdemir, kendisinin de bir çevre mühendisi olduğunu belirterek, projeden şu şekilde bahsetti:
“Leszno, Mersin’e göre biraz daha küçük bir şehir. Fakat sonuçta Avrupa Birliği müktesebatını uygulayan, tarihi de çok gerilere dayanan bir şehir. Biz bir ekip olarak önce o şehri ziyaret ettik. Daha sonra onlar bizi ziyaret ettiler. Onların iyi uygulamalarına oturup birlikte baktık. Biz kendi iyi uygulamalarımızı onlara anlattık. Bu iyi uygulamalarda şunu gördük ki, aslında yapılabilecek, daha da ileri götürebileceğimiz çok ortak nokta var. Mersin olarak çevre konusunda gerçekten Avrupa Birliği müktesebatını uygulamalarına rağmen, onlardan çok ilerde olduğumuz birçok nokta olduğunu gördük. Bu da bizi sevindirici bir durumdu. Devam etmeyi düşünüyoruz, bu yılın sonuna kadar projemiz hayatta kalacak. Projenin temel amacı iyi uygulamaları ortaya koymak. Onların iyi uygulamalarını burada nasıl uygulayabiliriz, bizim iyi uygulamalarımız orada nasıl uygulanabilir şeklinde çalışmalar düşündük.”
“Çevresel konularda bilgiye erişimin engellenmemesi gerekiyor”
Toplantının amacına değinen Halisdemir, çevresel konularda halkın bilgi almasının engellenmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Çevresel konularda bilgiye erişim çok önemli. Avrupa Birliği buna çok önem veriyor. Çevresel konularda bilgiye erişimin kesinlikle engellenmemesi gerekiyor. Bununla ilgili yönetmelikler var. Halkın katılımı ve yargıya başvuru süreci önemli. Sonuçta bir faaliyet hayata geçerken yargıya başvuru sürecinin nasıl olacağı tanımlanmış. Bu süreçte neler yapılması, nasıl önlemler alınıp nasıl geliştirilmesi gerektiği konuları var. Biz bunlara çalışıyoruz. Sonuçta Avrupa Birliği müktesebatını uygulamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde kentte bunlarla ilgili de faaliyetler yapacağız” dedi.
Çevresel konularda halkın bilgiye ulaşım hakkı
Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Atık Yönetimi Şube Müdürü ve Proje Koordinatörü Ömer Erdal Bilici, “Bilgiye Erişim, Halkın Katılımı, Yargıya Başvurma Sözleşmesi” içeriğine sahip olan Aarhus Sözleşmesi’nin 1998’de Danimarka’nın Aarhus kentinde hazırlandığını ve 26 ülkenin imzasıyla 30 Ekim 2001’de yürürlüğe girdiğini belirtti. Bilici, sözleşmeyi şu anda 47 ülkenin imzaladığını, ancak Türkiye’nin henüz imzacı ülkeler arasında yer almadığının altını çizdi.
Bilgiye erişimin sözleşmeye göre herkes tarafından kullanılabileceğini belirten Bilici, “Sözleşme gereğince, bilgiye erişim, karar almaya halkın katılımı ve yargıya başvurma hakkını herkes kullanabilir. Bu hakları kullananın herhangi bir menfaatinin bulunması gerekli değil. Hakkı kullanmak isteyenler, gerçek kişiler olabileceği gibi, tüzel kişiler, örgütlü gruplar ya da gönüllü yurttaşlar da olabilir. Hakkı kullanmak isteyen gerçek kişi ya da örgütlerin, vatandaşlığı, ikametgahı, oturduğu yer neresi olursa olsun bilgiye erişim, karar almaya katılım ve yargıya başvurma hakkını kullanabilir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.