ANKARA - HDP Grup Başkanvekilleri Çağlar Demirel ile İdris Baluken, Maraş olaylarının aydınlatılması amacıyla TBMM'de bir komisyon kurulmasına yönelik araştırma önergesi verdi.
19 ve 24 Aralık 1978 tarihleri arasında Maraş'ta gerçekleşen olaylarda resmi verilere göre 111 kişinin öldüğünün belirtildiği gerekçede, 176 kişinin yaralandığı ve 210 ev ile 70 işyerinin de tahrip edildiği hatırlatıldı. "Fakat resmi olmayan güvenilir bilgilere göre ise 19-24 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen Maraş katliamında beş yüze yakın yurttaşımız katledilmiştir." denilen gerekçede, Maraş katliamına giden süreçte provokasyon, linç kültürü ve katliam gerçekleştirilmesi aşamalarının devreye konduğu ifade edildi.
Maraş katliamından sonra başlayan adli sürecin de tam bir orta oyunu şeklinde seyrettiğinin savunulduğu gerekçede, şu ifadeler yer aldı: "Yüzlerce insanın öldürülmesi, binlerce insanın yaralanması, kentlerin harabeye çevrilmesi, iş yerlerinin ve evlerin tahrip edilmesi gibi suçlar cezasız kalmıştır. Maraş davasında yargılananların bir kısmı ceza alsa da daha sonra çıkarılan yasalarla hapis yatmadan cezasızlık ile ödüllendirilmiştir. Bu ödül yetmezmiş gibi Maraş katliamında başrolde yer alanların birçoğu daha sonraki süreçlerde siyasetin içerisine alınarak ödülleri tahkim edilmiştir. Nihayetinde Maraş katliamında yer alanlar, dava süreçlerinde bu yer alanları savunanlar hala Türkiye siyasetinin içerisinde yer almaktadırlar. Bu durum bir utanç tablosundan başka bir şey değildir. Maraş katliamını yapanlar ve dava süreçlerinde onların yanında yer alanlar ödüllendirilirken, Maraş katliamı davasına bakan Halil Sıtkı Güllüoğlu, Ahmet Albay, Ceyhan Can adlı avukatlar ise suikast ile katledilmiştir. Maraş katliamının üzerinden yıllar geçmesine rağmen katliamın hesabının sorulması ve adaletin tesisi için anma törenleri düzenleyip acılarını yaşatmak isteyen halkımıza yönelik devletin tutumu 1978 yılındakine benzer bir şekilde hayata geçmektedir. Maraş katliamı ile ilgili anmalar yasaklanmakta, anma programı yapmak isteyenlere vahşi bir şekilde polis saldırıları gerçekleştirilmektedir. Nihayetinde, Türkiye’de tüm inançların ve etnik kimliklerin bir arada yaşaması gibi bir derdi olan her toplumsal ve siyasal kesimin 19-24 Aralık 1978’den beri süreklilik arz eden devlet tutumunun halklar arasında nasıl bölünmeler yarattığını sorgulaması gerekmektedir. Yine bu ülkede demokratik geleceği talep eden her bir insan, Maraş katliamı özelinde Türkiye’nin karanlık geçmişi ve bugünüyle yüzleşmesinin zaruriyetini görebilmelidir. Maraş katliamı özelinde oluşturulacak bir hakikat ve yüzleşme deneyimi Şeyh Sait, Ağrı Zilan, Dersim, Çorum, Sivas, Gazi, Roboski, Zergele katliamlarından tutalım da günümüzde sokağa çıkma yasakları adı altında yaşananlara kadar toplumsal infiale neden olan tüm yaşanmışlıkların açığa çıkarılması için önemli bir örnek olacaktır. Bu kapsamda, 19-24 Aralık 1978 tarihinde Maraş’ta nefret saikiyle gerçekleşen katliamı planlayanların ve siyasi destek sunanların tespiti, sorumlularının bulunması ve cezalandırılması ile bu katliamla ilgili yüzleşme süreçlerinin işletilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz." CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.