Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili ve 2. Daire Başkanı Mehmet Yılmaz, makamında gazetecilere yaptığı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında hakim ve savcılarla ilgili yürütülen işlemler hakkında bilgi verdi.
Etkin pişmanlıktan yararlanmak için başvuran hakim ve savcı sayısının 300'ü bulduğunu belirten Yılmaz, etkin pişmanlıktan yararlanan hakim ve savcılarla ilgili bazı yanlış anlamaların ortaya çıktığını söyledi.
Mehmet Yılmaz, "Yanlış bilinen bir şey var. Bugüne kadar hiçbir şekilde suçunu itiraf eden, etkin pişmanlık yasasından faydalanmak isteyen hakim ve savcı hakkında mesleğe devam konusunda bir karar almadık." dedi.
Yılmaz, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmanın, adli soruşturma için önemli olduğunu, söz konusu hakim ve savcıların silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan soruşturulduklarını ve yargılanacaklarını anlattı.
Toplam 3 bin 456 kişi ihraç edildi
Suçunu itiraf edip, örgütün yapısının ortaya çıkması için samimi beyanda bulunanlar için yasanın belli kolaylıklar öngördüğünü, cezada indirimler, hatta cezasızlık halinin bile söz konusu olabileceğini ifade eden Yılmaz, "Bu zaten, şüpheli veya sanık için yeterince teşvik edici ama biz HSYK olarak bugüne kadar 3 bin 696 hakim ve savcıyı açığa aldık, 173'ü yüksek yargıdan olmak üzere, FETÖ iltisaklı, münasebetli, 3 bin 456 kişi hakkında da ihraç kararı verdik." diye konuştu.
Yılmaz, ihraç kararların kesinleşmediğini, ihraçları yeniden inceleme sürecinin devam ettiğini belirterek, "Hiçbir itirafçı veya etkin pişmanlıktan faydalanan hakim ve savcı mesleğe döndürülmüş, iade edilmiş değil. Kurulumuzun da henüz o şekilde verilmiş net bir kararı yok." bilgisini paylaştı.
Bu konuda daha önce yaptığı açıklamaların yanlış anlaşıldığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Biz o gün şunu söylemek istedik. Adli olarak zaten yasalardan kaynaklanan kolaylıklar sağlanacak. Devlet olarak da biz samimi pişman olana, örgütü deşifre edene elimizden gelen kolaylığı sağlayacağımızı söyledik ama Cumhuriyet Gazetesi soruşturmasını yürüten savcı sanki etkin pişmanlıktan, itirafçılıktan faydalanmış da savcılığa devam ediyormuş gibi kamuoyunda bir algı oluştu. Kesinlikle öyle bir şey yok. Bizim açığa aldığımız hakim ve savcılardan etkin pişmanlıktan faydalanıp göreve iade edilen bir kişi dahi yok şu anda o bilinsin."
İtirafçı HSYK üyelerinin tahliyesi
Mehmet Yılmaz, etkin pişmanlıktan yararlanan ve itirafçı olanlar arasında eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri Kerim Tosun ve Mustafa Kemal Özçelik'in de bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Her üç isim de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuşlar ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediklerini söylemişler, verdikleri ifadelerde de örgüte nasıl girdiklerini, örgütün nasıl çeteleştiğini ve mevcut yargısal yetkilerin örgüt elemanlarınca nasıl örgüt lehine kullanıldığını açıkça bildirmişler. Yargıtay'da gelen dosyaların örgüt elemanlarınca fotokopisinin çekilip ilgili kişiye iletildiği, yine önemli kişilere, önemli iş adamlarına ait dosyaların Pensilvanya'ya götürülüp, Pensilvanya'nın talimatıyla kararlar verildiği açıkça bildirilmiş. Tüyleri diken diken edecek itiraflar dediğim hususlar bunlardı. Biz her seferinde söyledik, 'hakim, savcı tarafsız olmalı' dedik ama gördüğümüz şu ki yüksek yargıda ve ilk derece yargıda bu işler böyle olmamış. Dosyalar, kararlar örgütün talimatlarıyla verilmiş. Pensilvanya'ya götürülen dosya mevcut. Bir ara hatırlarsanız eski Adalet Bakanlarından Mehmet Ali Şahin'in beyanında da geçen bir dosya vardı. Evet, aynıyla vaki, dosya Yargıtay imamı tarafından Pensilvanya'ya götürülmüş ve Pensilvanya'nın onayıyla dosyada hareket edilmiş. Yargıtay'da 2011 ve 2013 döneminde Pensilvanya'nın onaylamadığı hiç kimse daire başkanı olamamış. Bu gerçekler kamuoyunca bilinmiyor. Bizzat bu işi yaşayanların ve bu işin içinde olanların beyanı bu. Yine 2010'da Yargıtay üyeliği seçimleri Pensilvanya ile pazarlık halinde kararlaştırılmış, örgütün isimlendirmesiyle, onların diktesiyle Yargıtay üyesi seçilmiş. Türk yargısı gerçek anlamda kuşatılmış, tarafsız ve bağımsız yargıdan söz etmek mümkün değil. Türk yargısı maalesef bu durumdaymış."
HSYK seçimlerinin ardından 2014'te görevi devraldıklarında, önlerine gelen ilk derece yargısında kumpas, uydurma delillerle ilgili dosyalarda bu konuları kamuoyuna anlattıklarını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Oda TV, Hüseyin Kurtoğlu, Fenerbahçe dosyası gibi içinde artık kumpasın, uydurma delillerin bulunduğu dosyaların aynısı yüksek yargıda da mevcut olmuş. Yargıda FETÖ dediğimiz o terör örgütünün dedikleri olmaya başlamış. Her önemli soruşturmada muhakkak örgüt direktifleri ve talimatlarıyla hareket edilmiş. İlk derece hakim ve savcıların bazılarının beyanlarını okuyunca insan karşı karşıya bulunduğu sorunun ciddiyetini daha iyi kavrıyor."
yenisafak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.