Başbakan Yardımcısı CHP'nin Parti Meclisi Bildirgesini Değerlendirdi

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, CHP’nin Parti Meclisi bildirgesinde yer alan ifadelere ilişkin, "Neredeyse ölümün kıyısından dönmüş bir siyasi heyete, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere ’bu örgütlerle işbirliği halinde hareket ediyorsunuz’ demek haksızlıkların en büyüğü olsa gerektir. 15 Temmuz akşamı bu hain çete mensupları kendi amaçlarına ulaşmış olsalardı Cumhurbaşkanımız belki bizler hayatta olmayacaktık ama Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP’li arkadaşlarımızda bilsinler ki, onlarda böyle bildiriyi yazacak zemini bulamayacaklardı" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü’nde Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu’nun gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Kurtulmuş, Rakka operasyonunun ve ABD Genelkurmay Başkanının Türkiye’yi ziyaretinin sorulması üzerine "Rakka operasyonu uzun süre alacak bir operasyondur. Rakka operasyonu ya da Musul operasyonu bu iki operasyonun da önemli çizgilerinden birisi meşruiyet olmalıdır. Meşruiyet eli silahlı terör gruplarıyla sağlanmaz. Meşruiyet meşru devlet yönetimlerinin meşru silahlı güçlerinin sağladığı şekilde temin edilir. Amerikalıların önünde sonunda meşruiyet meselesinin ne kadar önemli olduğunu göreceklerini zannediyorum. Biz görüşlerimizi ifade ediyoruz. Ortak çalışmalara devam ediyoruz. Burada yapılacak olan operasyonda gerçekten Rakka’da da Arap olmayan unsurların yapacağı, atacağı her adımın Amerika’nın aleyhine, bölge barışının da aleyhine olacağını söylüyoruz. Bu yol çıkmaz bir yoldur. Meşruiyet üzerinden sürdürülecek bir uluslararası operasyon DEAŞ’ı sona erdirebilecek yegane operasyon türüdür. Sürekli biz bütün taraflarla Amerika’yla da Rusya’yla da Irak Merkezi Hükümetiyle de ilgili bütün taraflarla da irtibatlarımızı sürdürüyoruz" açıklamasında bulundu.
"Yeni bir seçimi gerektirecek gelişmenin olmayacağı kanaatindeyim"
HDP’li milletvekillerinin meclisteki çalışmalara katılmayacağı yönündeki açıklamaları hatırlatılarak, HDP’lilerin vekilliklerinin düşmesi ve ara seçim senaryolarının konuşulmaya başlamasıyla ilgili soruya Kurtulmuş, "Böyle bir süreç ben öngörmüyorum. HDP’li miletvekillerinin bu çalışmalara katılmasını temenni ederiz. Bunun siyaseten HDP siyasetine bir katkısı olmayacağını ifade etmek isterim. Bu kadar çok halkın oylarıyla belediyeleri kazanmış olan bir partiden bahsediyoruz. 7 Haziran ve 1 Kasım’da 5 milyona yakın oy almış bir siyasi partiden bahsediyoruz. HDP’liler şöyle dönüp kendilerine baksınlar. Böyle bir partinin halkın oylarıyla seçilerek parlamentoya gelmiş olması Türkiye’de bazı sorunların aşılması için bir imkandır. Terörle aranıza mesafe koyun, terör örgütünün yapmış olduğu çukur siyasetinin yanında durmayın, dağın gölgesinde kalmayın. Israrla bundan çıkmak yerine terör örgütünün gölgesinde siyaset yapmaya devam etmek önce HDP’yi kendi seçmeniyle arasındaki bağlarını koparttı. HDP’nin sorgulaması gereken parlamento çalışmalarına katılıp katılmamaktan ziyade, kendisine oy veren seçmen kitlesinin, Kürt kardeşlerimizin ağırlıklı olarak taleplerini karşılayabildiler mi , karşılayamadılar mı onu sorgulasınlar. Hem belediyeler bakımından hem de parlamentoda bulunan HDP’li siyasetçiler bakımından. Mesele budur. Yeni bir seçimi gerektirecek gelişmenin olmayacağı kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulundu.
Ak Partili Mehmet Ali Şahin’in tutuklamalarla ilgili ‘Haklarındaki iddialar davaya dönüşüp kesinleşene kadar milletvekilleriyle ilgili tutuklama kararının verilmemesinin daha doğru olacağı kanaatindeyim’ ifadesi ve kulislerde AYM’nin Balbay kararının hatırlatıldığının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Kişisel olarak ortaya konulacak olan mütalaaların bir önemi olmadığı kanaatindeyim. Asıl olan yürüyen bu hukuki sürecin niçin başlatıldığını iyi tespit etmemiz lazım. Türkiye terör saldırılarıyla mücadele eden bir ülke ve bu terör saldırılarının bir kısmı da PKK örgütü tarafından geliyor. Bütün bu dosyalardaki ilgili iddiaların tamamı terör örgütüne destek olmak, faaliyetlerini övmek suçlarından iddia edilen bir takım suçlamalardır. Herhangi bir şekilde milletvekilleri faaliyeti dolayısıyla bu arkadaşlarla ilgili bir suçlamanın olmadığını görmemiz lazım" yanıtını verdi.
"Durumları kesinleşip nerede oldukları ortaya çıktıktan sonra ilgili merciler gerekli harekete geçerler"
HDP’li TUĞBA HEZER Öztürk ve Faysal Sarıyıldız’ın haftasonunda yurt dışında görüldükleri hatırlatılarak, adli makamların Türkiye’ye iadesi konusunda bir girişimi olup olmayacağı sorusu üzerine Kurtulmuş, "Durumları kesinleşip nerede oldukları ortaya çıktıktan sonra ilgili merciler gerekli harekete geçerler" şeklinde konuştu.
HDP’lilerin genel kurula katılmamaları durumu söz konusu olduğunda milletvekilliklerinin düşürülmesiyle ilgili AK Parti’nin nasıl bir karar alacağı sorusuna Kurtulmuş, "Alınmış bir karar yok" dedi.
"Bu bildiride ne söylenmiş olursa olsun Yenikapı ruhu CHP seçmenlerinin gönlünde de, zihninde de devam ediyor"
CHP’nin PM bildirgesinde yer alan, "FETÖ, PKK ve IŞİD terör örgütlerine yardım ve yataklık eden Saray ve AKP yöneticileri, demokrasimize ve ülkemizin bekasına yönelik en büyük tehdittir. Bu tehdit yurttaşlarımıza demokratik direnme hakkını da vermektedir" ifadelerin sorulması üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu bildiride ne söylenmiş olursa olsun Yenikapı ruhu CHP seçmenlerinin gönlünde de, zihninde de devam ediyor. Milletimiz CHP’li kardeşlerimiz de içinde olmak üzere FETÖ’yü de PKK’yı da bir terör örgütü olarak görüyor. Her ikisini de millet düşmanı olarak kabul ediyor. Asıl olan milletin nasıl düşündüğüdür. Bizim açımızdan da Yenikapı ruhu devam ediyor. Bütün partilerden arkadaşlarımız kardeşlerimiz CHP’lileri, MHP’lileri herkes diyor ki, Türkiye bu belayı artık geride bırakmalı. Türkiye kendi birlik ve dirliğini sağlamalı, siyaset birlik dili üzerinden konuşmalı, ortak hedeflere doğru yürümeli. Ortak farklılıklarımız tabi ki olacak ama farklılıklarımızı bir kenara bırakarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşılaştığı bu büyük belaların milletimizin karşılaştığı bu büyük tehditlerin savuşturulması için de ortak hareket etmeli diyor. CHP seçmeni de böyle düşünüyor. Bizim CHP yönetimine tavsiyemiz, CHP seçmenin düşündüğü bu istikamette de kendi görüşlerini gözden geçirsinler. Tavsiyeleri, eleştirileri varsa, dinlemeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Ancak neredeyse ölümün kıyısından dönmüş bir siyasi heyete başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere ’bu örgütlerle işbirliği halinde hareket ediyorsunuz’ demek haksızlıkların en büyüğü olsa gerektir. 15 Temmuz akşamı bu hain çete mensupları kendi amaçlarına ulaşmış olsalardı Cumhurbaşkanımız belki bizler hayatta olmayacaktık ama Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP’li arkadaşlarımızda bilsinler ki, onlarda böyle bildiriyi yazacak zemini bulamayacaklardı. Hep beraber bu antidemokratik Vatan düşmanı unsurlara karşı mücadele etmek hepimizin vazifesidir. Bu mücadeleden kim kaçarsa millette bunu görür. Geçmiş dönemlerde bu örgütle irtibatı olan kimler varsa onları da ortaya koyarsınız yolunuza devam edersiniz. Ama meseleyi saptırmanın FETÖ ile PKK ile olan mücadeleyi odağından saptırmanın hiçbir anlamı yoktur. Bunu keşke yazmasalardı keşke böyle bir metni kaleme almasalardı. Bu cümleleri söylemeselerdi. Milletimiz büyük çoğunluğuyla Yenikapı ruhuna devam ediyor."
Kurtulmuş, Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili Rusya’dan gelen açıklamanın sorulması üzerine "Böyle bir bilgimiz yok" dedi.
Kanser ilaçlarının ücretsiz olduğu yönünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları hatırlatılarak, Bakanlar Kurulu’nda bu konunun gündeme gelip gelmediği sorusuna Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu talebi son derece insani talebin dile getirilmesidir. Sağolsun bu anlamda Cumhurbaşkanımızın talepleri, toplumdaki talepleri ifade etmesiyle birlikte hükümetimiz ilgili bakanlıklar gerekli çalışmaları yapar. Son zamanlarda iyice artmış olan kanser hastalığıyla mücadele çerçevesinde kanser hastası vatandaşlarımızın ücretsiz ilaçlarına kavuşması mümkün olur" ifadelerini kullandı.
CHP’nin bildirgesinde Cumhuriyet gazetesiyle ilgili yer alan değerlendirmelerin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Devam eden dava bir yargı sürecidir. Bu yargı sürecinin siyasi süreçlerle hiçbir ilgisi yoktur. Bu süreç devam ediyor. Ortadaki suçlamalar, onlara karşı yapılacak savunmalar bunların çerçevesinde mahkeme süreci devam edecektir" şeklinde konuştu.
"Bütün sonuçlarına karşı da Türkiye hazırlıklıdır"
Rakka’da YPG PYD’nin terör örgütlerinin yönetime el koyması halinde Türkiye’nin tavrının nasıl olacağı sorusuna Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Demografiyi değiştirecek bir operasyon yapılmayacağını ümit ediyoruz. Bizim söylediğimiz sözlerin her birisinin tecrübeye dayalı sözler olduğu, tesadüfen söylenmediği, bu bölgedeki her bir şehrin, kasabanın, her bir sokağın demografik yapısını iyi bilen bir ülkenin demokratik birikimleri olan büyük tecrübeleri olan ülkenin ortaya koymuş olduğu görüşler olduğunu herkes biliyor. PYD ya da YPG’ye onların duruşlarına karşı olduğumuz için bunları söylemiyoruz. Rakka’nın geleceği için bunu söylüyoruz. Suriye ve Irak’ta barışın temin edilmesi gerektiği için böyle olması gerektiğini söylüyoruz. Meşru olmayan unsurlar üzerinden yürütülecek bir operasyonun ne kadar ağır bir bedel ortaya çıkaracağını biliyoruz. Meşru olmayan bir güç olan DEAŞ’ın ortaya koyduğu sonuç aldığı bir sürü operasyonlar ve işgallerin Suriye ya da Irak’a ne faydası olmuştur. Bir terör örgütünün yaptığı işgallerde bölge halkı bu kadar zarar görmüşken başka bir terör örgütünün yapacağı işgallerin ne zararlar vereceğini tahmin etmek zor değildir. Bu Türkiye’nin tecrübeyle iyi niyetle dile getirdiği bir şeydir. Bütün sonuçlarına karşı da Türkiye hazırlıklıdır."