İSTANBUL - ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Müslüman Topluluklar Özel Temsilcisi Shaarik Zafar,
Kadir Has Üniversitesi'deki 'Gapping the Bridge: Müslüman Toplulukların Çatışma Bölgelerindeki Rolünü Düşünme' çalıştayına katıldı. burada bir konuşma yapan Shaarik Zafar, ''ABD Başkanı Obama’nın bir sözü var. ‘Müslümanlar ABD’nin dokusudur. IŞİD ise İslam adına konuşmuyor.’ diyor. Dolayısıyla Batı’da Müslümanlara karşı bir tepki olduğu söylenebilir ancak bu tüm Batı toplumunu yansıtmıyor.” dedi.
Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Georgia State University ve British Council işbirliği ile gerçekleştirilen “Gapping the Bridge: Müslüman Sivil Toplumunun Çatışma Bölgelerindeki Rolünü Düşünme” çalıştayı, 14-15 Aralık 2015 tarihleri arasında Kadir Has Üniversitesi’nde yapıldı. Müslüman sivil toplum kuruluşlarının (STK) uluslararası uyuşmazlık çatışma ve geçiş bölgelerinde, çatışmaları sonlandırma ve çatışma sonrası stabilizasyon sürecindeki rolünün tartışıldığı çalıştaya, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Müslüman Topluluklar Özel Temsilcisi Shaarik Zafar ana konuşmacı olarak katıldı.
‘IŞİD İSLAM ADINA KONUŞMUYOR’
Öncelikle çalıştayda konuşulan konular hakkında kısa bir bilgi sunan Shaarik Zafar, Müslüman toplulukların ve sivil toplum kuruluşlarının sorun çözümünde en kritik role sahip olacağına değindi. Zafar, “Tüm Batı toplumlarının istisnasız olarak Müslümanlara karşı kin ve nefretle dolu olduğu zannediliyor. Ancak ben kendi yaşadığım bölgede bile, 7 yaşındaki bir çocuğun, iPad almak için kumbarasında biriktirdiği parayı Suriyeli mültecilere yardım için bağışladığını biliyorum. Geçtiğimiz günlerde Brunei’ye gittik. Orada da şiddetli bir anti-Amerikan havası hissettik. Ancak ABD Başkanı Obama’nın bir sözü var. ‘Müslümanlar ABD’nin dokusudur. IŞİD ise İslam adına konuşmuyor’ diyor. Dolayısıyla Batı’da Müslümanlara karşı bir tepki olduğu söylenebilir ancak bu tüm Batı toplumunu yansıtmıyor.” diye konuştu.
‘STK’LAR ARASI İŞBİRLİĞİ GELİŞTİRİLMELİ’
Dünya genelinde özellikle gençlerin bu tip olaylara karşı diğer insanlara göre çok daha duyarlı olduğuna dikkat çeken Shaarik Zafar, “Düşünün, genç bir insansınız, bir yerde bir diktatör insanları öldürüyor, fakat büyükleri gençlere sadece ‘oraya gidemezsin, şunu yapamazsın, bunu yapamazsın’ diyor. Yani bizim yapamadığımız işi onların da yapmamasını istiyoruz. Fakat onlara ne yapabilecekleri konusunda yol göstermiyoruz. İşte bu noktada Müslüman ve çok taraflı sivil toplum kuruluşlarına, gönüllü çalışma konusunda büyük iş düşüyor. Çünkü bu insanlar bir şeyler yapmak istiyorlar. Burada bu olaylardan mağdur olan insanlara yardım etme noktasında gençleri yönlendirebiliriz. Ancak bunun için de önce güvenliği sağlamak gerek” ifadelerini kullandı.
Müslüman STK’ların uyuşmazlık ve çatışmaları çözme konusunda son derece önemli avantajları olduğunu kaydeden Zafar, “Her şeyden önce bölgeyi tanıyorlar. Bu bölgenin ve İslam’ın kültürünü biliyorlar. Bölgedeki taraflar ve devletlerle rahatça temas kurabiliyorlar. Ancak kendilerini anlatma konusunda, yapmak istediklerini, özetle hikayelerini anlatma konusunda sıkıntılar yaşıyorlar. Bir de bazı Müslüman STK’ların bu konuda tecrübeleri kısıtlı. Bu noktada Müslüman STK’larla işbirliğini nasıl geliştirebileceğimizi de düşünmemiz gerekiyor. Çok taraflı kuruluşlar ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının Müslüman STK’larla işbirlikleri var, ancak halen bölgeye yardıma gelmek isteyen kuruluşlar da var ve Müslüman STK’larla irtibata geçmekte zorlanıyorlar. Halbuki bu kuruluşların iletişim ağları daha geniş. Daha uzağa erişebiliyorlar. Müslüman STK’lar da bu kuruluşların bu ağlarından yararlanabilir.” şeklinde konuştu.
‘ASIL KAHRAMAN STK GÖNÜLLÜLERİ’
Konuşmasında 'kahraman' kavramını da tartışmaya açan Shaarik Zafar, “IŞİD gibi terör örgütlerine göre kahraman, evini, ülkesini, ailesini bırakıp IŞİD saflarına katılarak savaşan insanlar olarak görülüyor. Ancak asıl ‘kahraman’ kim? Onu düşünmek lazım. Bana göre asıl kahraman, bu bölgelerdeki mağdurlara yardım elini uzatan STK’lar ve onların genç gönüllüleri, yani sizlersiniz. Bizler çatışmaya o kadar daldık ki, çatışmanın mağduru olan insanlara el uzatamıyoruz. Ancak özellikle Müslüman STK’lar, çok zor ve tehlikeli şartlar altında görev yaparak bu çatışmalardan mağdur olan insanlara ulaşmaya gayret gösteriyorlar. Dolayısıyla asıl kahramanlar onlar.” diye konuştu.
‘TRUMP ÇOĞUNLUĞU TEMSİL ETMİYOR’
Terörü geniş çaplı değerlendirdiklerini ifade eden Zafar, “Terör terördür. Bu bizim için de net. Ayrıca bölgedeki terör ve şiddet en çok Müslümanlara zarar veriyor. ABD’nin Suriye’de hiçbir şey yapmadığını söylemek ise bence doğru değil. Ancak iç savaş her zaman için terör örgütlerine yandaş sağlar. Artık bu işin siyasi çözümü için adım atılmalı.” ifadelerini kullandı.
Donald Trump’un Müslümanlarla ilgili sözlerini de ele alan Zafar, “Bu soru bana sıkça soruluyor. Trump’un sözlerine kesinlikle katılmıyorum ama ben bu gibi konulara biraz daha toleranslı bakıyorum. İyi şeyler konuşulabildiği gibi kötü şeyler de konuşulmalı. Ancak geri kafalılık bizim sistemimize dahil değil. Trump’un görüşü de çoğunluğu temsil etmiyor.” dedi.
Zafar, “En önemli şey gençlerle bir araya gelmektir.” diyerek, Kadir Has Üniversitesi’ne teşekkür etti.
CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.