21 Mart Dünya Ormancılık Haftası

Dünyada 20. Yüzyılda yaşanan hızlı sanayileşme ve kentleşmenin bir neticesi olarak doğal kaynaklar ve özellikle de orman alanları büyük ölçüde tahribata uğramıştır. Bunun neticesinde de ekolojik denge bozulmuş, atmosferdeki karbondioksit (CO2) miktarı aşırı derecede artmış ve ozan tabakasında delinmeler meydana gelmiştir. 

Bu durum ilgili kurumları tedbir almaya yöneltmiştir. Bu bağlamda, Dünya ormanlarına gerekli önemin verilmediğini gören, Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa ve Akdeniz ülkelerinden oluşan Avrupa Tarım Federasyonu (CEA) ‘ nın önerisi üzerine , 1971 Yılında Roma’da yapılan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) toplantısında, 21 Mart “Dünya Ormancılık Günü” olarak ilan edilmiştir. O günden bu yana 21 Mart “Dünya Ormancılık Günü”,  21 Mart’ı içerisine alan hafta da “Orman Haftası” olarak kutlanmaktadır. Ülkemiz bu uygulamaya 1975 yılında dâhil olmuştur. Ormanları sadece birçok ağacın bir araya gelmesi ile oluşmuş ağaçlar topluluğu olarak görmek bizleri eksik bilgilendirmeye götürür. Oysa ormanlar, tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları, yer altı ve yer üstünde barındırdıkları bütün canlı ve cansız varlıklar, havası ve toprağı ile birlikte vazgeçilmez değerler bütünüdür. 

Ormanlardan üretilen odun ve odun dışı ürünlerin 6.000 ‘ den fazla kullanım alanı tespit edilmiştir. Ormanların insanların ekonomik ve toplumsal hayattaki yerini yalnızca orman ürünleri ile ifade etmek onun değerini basite indirgemek olacaktır. Ormanlar toprağı koruma, su rejimini düzenleme, iklime olan olumlu etkisi, havadaki karbondioksiti temizleyip oksijen vermesi, gürültü kitliliğini önlemesi, insanların dinlenmesini sağlayan rekreasyon alanları sunması, yaban hayatı ve biyolojik çeşitliliği sürdürme v.b. çok önemli işlevleri de yerine getirmektedir. 

 

 

Bir ağacın ömrü boyunca ürettiği bu işlevsel değerlerin, odun hammaddesi olarak ürettiği değerin 2.000 katı civarında olduğu ifade edilmektedir.

 

Dünyadaki tüm besin maddelerinin %78 ini bitkisel besin maddeleri oluşturmaktadır. Bunun kaynağı ve tek üretildiği yer topraktır. Gerek tarım ve hayvancılıkta, gerekse ormancılıkta sermayenin ve işletme unsurlarının temelini de toprak oluşturmaktadır. 

Ülkemizde her yıl toprak erozyonu ile kaybedilen toprak miktarı 1,1 – 1,4 milyar ton arasında olup, bunun 500 – 550 milyon tonunun tarım topraklarında (alanlarında) meydana geldiği tespit edilmiştir.

 

 

Türkiye Erozyon Yönünden Adeta Bir Müze Görünümü Vermektedir. Çünkü su ve rüzgâr erozyonunun şiddetli her örneğini görmek maalesef mümkündür.

1 cm kalınlığındaki toprak, tabiat olayları, iklim ve ana kaya oluşumuna göre yaklaşık 1000 yılda meydana gelmektedir. 

 

 

Ham topraktan 2,5 cm kalınlığında bir üst toprağın meydana gelmesi için 200-1000 yıl, tarıma elverişli sayılan 15-20 cm kalınlığındaki üst toprağın oluşması için 1400-7000 yıl geçmesi gerekmektedir.

 

Bu da şunu göstermektedir ; Oluşumu milyonlarca yıla ihtiyacı olan toprağın, yitirildikten sonra kazanılması ortalama insan ömrünün yaklaşık 60-70 yıl olduğu bir dünyada mümkün görünmemektedir. 

 

 

Ülkemiz topraklarının yeşil kalması .yeşil dokunun artması için canlarını hiçe sayan fedakar ve cefakâr meslektaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, cennet vatanımızın istikbalde de baştanbaşa yeşilin her tonu olan renklere bezenmesini temenni ediyorum.

 

 

Bu vesile ile tüm meslektaşlarımın ‘’21 Mart Dünya Ormancılık Günü’’nü ve ‘’Orman Haftası’’nı kutluyor ; meslektaşlarımız , mesleğimiz ve Ülkemiz Ormancılığı için hayırlı olmasını diliyorum.

 

 Ayrıca ; Tüm Türk dünyasının ‘’Nevruz ‘’ Bayramını da kutlarken , Türk-İslam dünyası , tüm İslam dünyası ve tüm insanlık için sevgi , barış ve huzura vesile olmasını temenni ediyorum.

 

 

TOPRAK HÜRRİYET GİBİDİR !   KAYBOLMADIKÇA KIYMETİ BİLİNMEZ.

 

Saygılarımla…

Mustafa YALÇIN

Orman Mühendisler Odası Doğu Akdeniz Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi – Şube Sekreteri