Çanakkale’nin Esenler Mahallesi’nde yaşayan Nükhet-Mehmet Faruk Öğüş çiftinin 42 yaşındaki oğulları Özgür Öğüş, 1973 yılında Konya Doğum Evi’nde 7 aylık olarak dünyaya geldi. 1 kilo 800 gram ağırlığında doğan Özgür Öğüş, doğum sırasında beyin hücrelerine oksijen gitmediği için beyin felci geçirdi. Nükhet Öğüş, doktorların tedavisi yok cevabına rağmen ümidini yitirmeyip oğlunu tedavi için Almanya’ya götürdü. Almanya’da yaklaşık 3 ay boyunca egzersiz hareketleriyle ayakları çalıştırılan Özgür Öğüş maddi zorluklar nedeniyle Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı. Nükhet ve M. Faruk Öğüş çifti, 1985 yılında Gökçeada ilçesinden il merkezine taşındı. Doktorların doğumun ardından “12-13 saatten fazla yaşamaz” dedikleri engelli Özgür Öğüş, tam 42 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum olarak yaşamına devam ediyor.
Bıkmadan usanmadan tam 42 yıldır engelli oğlunun çevresinde pervane olan Nükhet Öğüş, Anneler Günü’nde oğlundan aldığı kırmızı karanfille duygulandı.
Emekli ana sınıfı öğretmeni olan Öğüş, “Doğum esnasında beyin hücrelerinin oksijensiz kalması hastalığının nedenidir. Ben doğum sonrası rahatsız olduğum için babasına doktorlar 12 ya da 13 saat yaşar demişler. O kadar ihtimam gösterdik ki, o zamanlar kuvöz yoktu. Bu çocuk o zaman kuvöz koyulup oksijen verilmiş olsaydı belki de bu rahatsızlığı olmayacaktı. O dönemde yeterli imkan ve olanaklar yoktu. Oğlumun rahatsızlığını 1976 yılına kadar Cerrahpaşa, Çapa, Hacettepe ve Ankara Numune Hastanesi’nde göstermediğimiz doktor kalmadı. Bu süre içinde oğlum çeşitli ameliyatlar oldu. Yıllarımız hastanelerde geçti. Daha sonra bir profesör ‘Dünyanın öbür ucuna da gitsen bunun tedavisi yok, beyinden kaynaklanıyor’ demesine rağmen yine de Almanya’ya tedaviye götürdük. 3 ay boyunca sürekli tedavi uygulandı. Ama sonra dönmek zorunda kaldık. 42 yıldır da oğlumuza kendimiz bakıyoruz” dedi.
“ENGELLİ ÇOCUKLARI OLAN AİLELERİN PSİKOLOJİK YARDIMA İHTİYACI VAR”
Yıllardır eşiyle bir tatile bile gidemediklerini ifade eden baba Mehmet Faruk Öğüş ise, engelli çocukları olan ailelerin psikolojik yardıma ihtiyaçları olduğunu söyledi. Baba Öğüş, “Çocuğumuzun engelini kabul etmiş insanlarız. Zaten kabul etmezseniz ruhsal yönden rahat yaşayamazsınız. Ancak şu var, engelli aileleri bizler de dahil olmak üzere gerçekten psikolojik yönden bayağı yardıma muhtaç durumdayız. Mesela bugüne kadar bir tatil yapalım, gezelim olayımız olmadı. Uzun süreli gezme tozma, eğlenme lüksümüz yok. Birimiz evde kalırsak, birimiz çocuğumuzun yanında kalıyor. Yaşantımız kolay değil” diye konuştu.
“OĞLUMUN ASKERE GİTMESİNİ İSTERDİM”
Annesinin kendi elleriyle besleyip büyüttüğü Özgür Öğüş, Anneler Günü nedeniyle babasının yardımıyla aldığı kırmızı gülü annesine verdi. Anneler Günü’nde eğer elinde sihirli bir değnek olsaydı o değneği sadece oğlunun iyileşip ayağa kalkması ve yürümesi için kullanabilmek istediğini belirten fedakar anne Nükhet Öğüş, “Oğlumun askere gitmesini isterdim. Yinede Allah’ıma şükrediyorum. Bana bir evlat verdiği için, anneliği tattığım için. Ben buradan ailelere sesleniyorum. Çocuklarınızı ilk önce kabul edin. Çocuklarına hiçbir zaman omuz zoruyla bakmasınlar. Severek yaklaşsınlar. Severek onlara her şeyi öğretmeye çalışsınlar. Çocuklarını üzmesinler, vurmasınlar ve dövmesinler. Normal bir çocuk gibi davransınlar. Bütün her şey sevgiyle oluyor” dedi.
UTKU YAŞAR CÜCE
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.