Armağan, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’in açıklamasından üzüntü duyduğunu ve Putin’in Erivan’daki anma toplantısına gitmesi sebebiyle kendisinin de 9 Mayıs kutlamaları için Rusya’ya gitmeyeceğini söyledi. farklı bir izlenim aklımda kalmış ve çıkışta basına bu şekilde intikal ettirmişim. Bu yanlış anlama tamamen bana aittir. Özür dilerim” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sofrası’na konuk olan ve çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamaların ardından eleştirilerin hedefi haline gelen Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan, yazılı açıklama yaparak konuya açıklık getirdi.
“YANLIŞ ANLAMA BANA AİTTİR, ÖZÜR DİLERİM”
Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in “soykırım” açıklamasından sonra başkonsolosluk veya gerekirse maslahatgüzar seviyesine indirebileceğine dair dünkü ifadelerinin bir yanlış anlamadan kaynaklandığını belirten Armağan, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’in açıklamasından üzüntü duyduğunu ve Putin’e eğer Erivan’daki anma toplantısına gitmezse kendisinin de 9 Mayıs kutlamaları için Rusya’ya gideceğini söylediğini, Putin Erivan’a gidince kendisinin de Rusya’ya gitmekten vazgeçip büyükelçilik veya hatta maslahatgüzar seviyesinde bir katılımla temsil edileceklerini belirtmişti. Ancak sayın Putin’e olan kırgınlığına dair vurgulu ifadesi ile peş peşe gelince bu iki beyanattan farklı bir izlenim aklımda kalmış ve çıkışta basına bu şekilde intikal ettirmişim. Bu yanlış anlama tamamen bana aittir. Özür dilerim” dedi.
“GÜL’ÜN ERİVAN’A GİTMESİNİN YANLIŞ OLDUĞUNU DEĞİL”
Armağan ayrıca, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili yaptığı açıklamalara ilişkinde, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili de Ermenistan’a karşı Türkiye’deki Ermenistan vatandaşlarına vatandaşlığa kabul jestinde bulunulması konusunda masadaki bir tarihçi tarafından dile getirildiğini sözlerine ekledi.
Armağan açıklamasında şunları kaydetti:
“Sayın Erdoğan şimdiye kadar Türkiye’nin bu noktada çeşitli yumuşatıcı adımlar attığını, mesela Abdullah Gül’ün Erivan’a maç izlemeye gittiğini, hatta Bursa’daki maçta bayrak yakılması olaylarının çıktığını, fakat bu yumuşatıcı yaklaşımlara karşılık Ermenistan tarafında hiçbir adım atılmayıp imzalanan protokolün de geri çekildiğini söyledi. Dolayısıyla Sayın Gül’ün Erivan’a gitmesinin yanlış olduğunu değil, uzatılan bu samimi ele Ermenistan’ın aynı şekilde karşılık vermeyişinin yanlış olduğunu ve zaten Erivan’ın genel tavırlarının da uzlaşmaktan yana değil, sertleşmekten yana olduğunu, Türkiye’nin bundan sonra bu adımları ancak karşı taraftan mukabil bir adım gelirse atacağını ifade etti. Bu bağlamda Heybeliada Ruhban Okulu’nun hemen açılmasından yana olduğunu ama Yunanistan’ın da Selanik’te hiç olmazsa bir camiyi ibadete açmasını talep ettiklerini ama buna asla yanaşmadıklarını ilave etti. Dolayısıyla Türkiye’nin artık soykırım iddiaları karşısında uzlaşma yönünde bir tavır takınmayacağını, iddiaları hiçbir şekilde kabul etmediklerini ve kim ne derse desin Türkiye’nin yoluna devam edeceğini ısrarla vurguladı. Buradan anlaşılması gereken, Sayın Gül’ün tavrının bir eleştirisi olmayıp Türkiye’nin bütün bu politik hamleleri denedikten sonra karşı taraftan beklediği yumuşamayı bulamayınca kararlı bir tutum ortaya koyma noktasına gelmesidir.”
“ARMAĞAN, DUYMADIĞI ŞEYLERİ SÖYLEMİŞ”
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen ve Birinci Dünya Savaşı ile 1915 olaylarının masaya yatırıldığı Cumhurbaşkanlığı Sofrası’nın başka bir davetlisi olan Prof. Dr. Erhan Afyoncu ise, “Mustafa Armağan’ın söylediği çoğu şeyler yanlış. Duymamış, duymadığı şeyleri söylemiş” diye konuştu.
TÜRKER BEKTAŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.