Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesi Fevzipaşa İkokulu’nda öğrenci velilerine yönelik okul öncesi eğitimin önemi konusunda eğitim programı düzenlendi.
Programda, okul öncesi eğitimin çocuklar için çok önemli olduğunu vurgulayan Fevzipaşa İlkokulu Anasınıfı öğretmeni Asuman Kahraman, "Saygı, sevgi, paylaşma, iş bölümü, sorumluluk, sosyal çevre oluşturma açısından çocuğu geleceğe hazırlayan en güvenli ortamdır. 3 ile 6 yaş arası, çocukta pek çok değişim yaşandığını göze alırsak, normal gelişim gösteren bir çocuk, 6 yaş civarında birçok motor becerileri kazanmış, çeşitli fiziksel becerilerini kullanmaya başlamıştır. Bilimsel gelişim açısından ise, fiziksel ve sosyal çevresi ile ilgili yoğun bir bilgi birikimi oluşturmaya ve çevresinde gelişen olayları anlamaya başlamıştır. Buna karşın, okul öncesi yılları çocuğun soyut düşünme yetisinin henüz tam şekillenmediği ve bu nedenle yapılan tüm etkinliklerin somut bir biçimde çocuğun yaparak ve deneyerek öğrenmeyi gerçekleştirdiği yıllardır. Düşünüldüğünde, okul öncesi yılları çocuğun arkadaşları ve öğretmeni ile birebir olarak kuracağı iletişime dayalı konuşma ve dinleme becerilerini geliştirici etkinliklerin ağır bastığı yıllar olmalıdır" diye konuştu.
Okul öncesi eğitimin önemi üzerinde duran Kahraman, "Çocukta zeka gelişiminin yüzde 80’lik kısmı 7 yaşına kadar tamamlanır ve öğrenme becerisi bu yaşta gelişir. Çocuğun grup içine katılması, sağlıklı ilişkiler kurması, kültürel değerlerine sahip çıkması, sosyalleşmesi gibi olgular bu yaşta gelişir. Bu dönemdeki sapma ve olumsuzluklar çocuğun bütün yaşamını olumsuz yönde etkiler. Farklı kültür ortamlarından ve ailelerden gelen çocuklar ortak bir yetişme ortamına okul öncesi eğitim kurumlarında ulaşır. Çocuk kendine güven duygusunu bu kurumlarda kazanmaya başlar. Dilini doğru, yanlışsız ve güzel konuşma özelliğini bu yaşta öğrenir. Toplumu, çevreyi, evreni ve insan davranışlarını tanımaya başlar. Nesneleri, eşya ve varlıkları, temel bir takım becerileri, davranışları, olumlulukları ve olumsuzlukları öğrenmeye başlama yaşı 4-6 yaşları arasındadır" dedi.
Ana sınıfı öğretmeni Necla Kandırmaz da velilerin çocuklarla nasıl iletişim kurması gerektiğini anlattı. Çocuklara iletişim kurabilmeyi öğretmek ve onunla kaliteli iletişim kurabilmenin, çocuğun gelişiminde ve uzun vadedeki mutluluğunda etkili olduğunu dile getiren Kandırmaz, "Çocuklar büyüdükçe ailelerinden kendi hayatlarıyla ilgili bilgileri saklamaya başlayabilirler. Her düşündükleri ve hissettikleri şeyi ebeveynleriyle paylaşma ihtiyacı duymazlar. Bu yüzden onların yardıma ya da konuşmaya ihtiyacı olup olmadığını anlamak ailelerin görevidir. Çocuklar özgürlüklerine sahip olmaya başladıkça, anlaşmazlıklar ve fikir çatışmaları baş göstermeye başlar. Bu çekişmeler bir nevi iletişim kapılarının açık kalmasını sağlar. İletişim problemleri çözer, iletişim önemlidir. Eğer ana ve babalar çocuklarla iletişimi keserlerse, gerçek problemler ortaya çıkmaya başlar. Ailesini dinlemeyen ya da onlarla konuşmayan çocuklar, potansiyellerinin altına düşme veya problemli bir genç olma riskini taşırlar. Aynı zamanda bu çocuklar, kendilerini güvensiz ve sevgisiz hisseden çocuklardır, bu onları mutsuz ve başarısız bir geleceğe sahip olmaya aday yapar. Bunların aksine, birçok problem, iletişimle çözülebilir. Sıklıkla ilişkilerde, insanlar dinlemekten çok konuşmayı tercih ederler. İletişimi çocuklara hayatla ilgili dersler ve bilgiler verme yolu olarak kullanmak doğru değildir. Eğer ebeveyn dinlemiyorsa, ortada gerçek anlamda bir iletişim yok demektir. Eğer çocuğunuzun gerçekten ne hissettiğini ve düşündüğünü size söylemesini istiyorsanız, şaka yoluyla, ona takılarak zamanla bu bilgiyi alabilirsiniz. Bir soru sorduğunuzda, açık olmasına dikkat edin. Bir yetişkinle sohbet etmeye çalışmak bazen çok zor olabilir" açıklamalarında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.