Bilgi:
Instagram'da @mersinhaber'i
takip ederek anlık gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilirsiniz.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2017 sonuna kadar Türkiye’nin makroekonomik hedeflerini yeterli şekilde ortaya koyduklarını belirterek, 2015 yılının genel anlamda 2014 yılına göre daha iyi bir yıl olacağını belirtti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) düzenlenen 71. Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, ihracatın ağırlıklı olduğu bir büyüme modelinin olduğunu belirterek, "Mutlaka ve mutlaka özel sektörün lokomotiflik üstlendiği bir büyümeden yana olduk. Türkiye’deki ekonomik istikrar siyasi istikrara dayanmalı. Türkiye’nin AB sürecinde siyasi alanda yaptığı reformlar pek çok alanda tabloyu değiştirdi. Temel hak ve özgürlüklerde daha ileri noktaya gelmiş bir Türkiye var. Ancak, yaptıklarımız yeterli değil. Çok işler yaptık ama önümüzde daha uzun yapılacaklar listesi var. Türkiye’nin neye ihtiyacı var diye baktığımızda siyasi istikrarın korunması burada temel esas" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin geçmiş dönemdeki ekonomisine değinen Babacan, Türkiye’nin uyguladığı ekonomi politikalarının son derece önemli olduğunu ifade etti. Gerçekçi, uygulanabilir bir ekonomik programın Türkiye için olmazsa olmaz olduğunu anlatan Babacan, “Biz 2017 sonuna kadar Türkiye’nin makroekonomik hedeflerini yeterli şekilde ortaya koymuş durumdayız. Mali disiplinin hala devam edeceğini görüyorsunuz. Enflasyonla mücadelede tam bir kararlılık görüyorsunuz. Ana hedeflere baktığımızda, 2015 yılı genel anlamda 2014 yılına göre daha iyi bir yıl olacak. Uluslararası bütün kuruşların yaptığı analizlerde bunu açık bir şekilde görmüş oluyoruz" dedi.
25 ayrı başlık altında bin 300 kalem eylem planı açıkladıklarını anlatan Babacan, "Şimdiye kadar program dokümanları ile çalıştık. Hedefler koyduk, gerçekleştirdik ve ne söz verdiysek sözümüz doğrultusunda hareket ettik. Şimdiye kadar açıkladığımız tüm program çalışmalarının yanında en geniş bu 25 dönüşüm programı. Yaklaşık 10 bin kişi 66 çalışma komisyonuna destek verdi" şeklinde konuştu.
Babacan, her ülke içinyapısal reformun şart olduğuna dikkati çeken Babacan, kamu maliyesi, bankacılık sistemi ve para politikasının öngörülebilir şekilde yürütülmesinin zorunlu olduğuna işaret etti.
"KILIÇDAROĞLU’NUN VERDİĞİ RAKAMLAR GÖRELİ RAKAMLAR"
Yargı ve eğitim konusunda hazırlık yaptıklarını anlatan Babacan, 25 dönüşüm programına yargı ve eğitim programlarının eklenmesiyle Türkiye’nin önü açık ve yönü açık ülke olmasının sağlanacağını vurguladı. Son 12-13 yılın önemli başarılara imza atıldığını söyleyen Babacan, Türkiye’nin gelir dağılımını en hızlı düzelten ülke olarak OECD tarafından ilan edildiğini söyledi. Türkiye’de yoksulluğun azaldığını belirten Babacan, seçim döneminde olunduğundan bu konunun istismarının yapıldığını ifade etti. Babacan, mutlak yoksulluk göstergelerine bakıldığında ilerlemenin kayda değer olduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu’nun verdiği rakamlar göreli rakamlar olduğunu belirten Babacan, "Göreli yoksulluk gelir dağılımının düzelmesiyle olacak" dedi.
Çalışan sayısının yüzde 5,5 arttığına dikkati çeken Babacan, "Bu ne demektir? Geleceğe olan güven ve iş dünyamızın başarısıdır. Toplam sayı 1 milyon 300 bin kişi artıyorsa bu gerçekten özel sektörümüzün başarısıdır. Üniversite mezunu kadınlarımızın işgücüne katılımı erkeklerle eşitlenmiş durumda" diye konuştu.
Her sene TOBB’un genel kurulunda Türkiye’nin genel tablosunun değerlendirildiğini anlatan Babacan, her yıl siyasi parti liderlerinin kendi bakışlarını ortaya koyduğunu ifade etti.
"YAPTIKLARIMIZ YAPACAKLARIMIZIN TEMİNATIDIR"
"CHP ve MHP’den bu yıl farklı eleştiriler, görüşler meydana geldi" diyen Babacan, "Biz, bu seçime giderken 12,5 yılık bir iktidarın yapmış olduğu başarı tablosuyla gidiyoruz. Bizim seçim beyannamemize baktığınızda yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı görüyorsunuz. ’Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır’ diyebiliyoruz. Bizim en önemli farkımız bu. Dolayısıyla bunun değerlendirmesinin farklı olacağını düşünüyorum. Bugün CHP bir süredir iktidarda değil ama CHP zihniyetinin olduğu dönemler oldu Türkiye’de. O zihniyetin olumsuz etkilerini biraz önce de ifade ettim. Siyasi partilerin seçim beyannamelerinde biz şunu yaptık, şu tarihte şunları başardık gibi bir ifade göremeyeceksiniz. istikrar ortamının kıymetini de çok iyi bilmek gerekiyor" ifadelerine yer verdi.
Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesi son 30-40 yıldır görülmemiş bir noktaya geldi. Bu seçim döneminde açıklanan popülist vaatlere baktığınızda gerçekten çok üzücü. 12-13 yılda keşke muhalefet bu noktaya gelmeseydi. Bakıyoruz gerçekten asgari ücretten tutun da, emeklilerimize, memurlarımıza...’Ben ne söylerim ki bunlara acaba şunları seçim döneminde gözlerini boyayabilirim’ gibi bir siyaset keşke Türkiye’de olmasaydı. Bunların hepsi gerçekten uzak rakamlar. İleri demokrasilerde muhalefet partilerin sorumluluğu en az iktidar partisi kadar vardır. Muhalefet partisi o sorumluluğu bir gün iktidar olacağım sorumluluğunu hissettiği zaman farklı şeyler yapıyorlar. İktidar olmanın sorumluluğu ile hareket ediyorlar. Keşke muhalefette böyle bir popülizm olmasaydı, çok daha farklı bir Türkiye görürdük. Muhalefet sadece olanı eleştirme değil, mevcuda bir alternatif olabilme çabası da olabilmeli aynı zamanda."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.