Akın, 1996 yılında milletvekili olduğu sıralarda Rum kökenli Solomos Solomu’nun Türk Bayrağı’nı indirme girişimi sırasında vurulup öldürülmesinden, olayın yaşandığı yerde bulunması nedeniyle sorumlu tutulduğunu söyledi. Rum Solomou’nun askeri bölgedeki sınırı aştığını ve anarşik tavırlarda bulunduğu için öldürüldüğünü ve olayın kendi üzerine kaldığını belirten Akın, televizyonlarda çıkan görüntüsünün mağduru olduğunu belirtti. Aşırı milliyetçi olarak tanındığı için olayda günah keçisi ilan edildiğini iddia eden Akın şöyle konuştu:
“1996 yılında o dönemde milletvekiliydim. Bazı motosikletli gruplar yasaklı bölgeyi sınırı geçerek KKTC’ye geçmek üzere bir organizasyon düzenlediler. Bir terör olayıydı. Bende oraya izlemeye gitmiştim. O gün bir Rum kökenli Solomos Solomu ağzında sigarayla Türk bayrağını indirmeye çalıştı. Bende o gün oradaydım ve canlı yayında ekranlarda benim görüntüm verilmiş. O nedenle Rum tarafı tek yanlı olarak benim Solomos Solomu’yu öldürdüğümü belirtip ve İnterpol'e şikayet etmiş. Bu şikayet benim dünya çapında kırmızı bültenle aranmama sebep oldu. Herhangi bir yargılama yok, taşıdığım silahın tespit edilmiş bir balistik incelemesi yok. Benim aşırı milliyetçi olduğumdan ve Türkiye Cumhuriyeti kökenli olduğum için bu iddiaya maruz kaldım. Bir günah keçisi aradılar ve ben günah keçisi oldum.”
“CANIMA TAK ETTİ, ÖZGÜRLÜĞÜME KAVUŞMAK İSTİYORUM”
Yaşanan olayın Avrupa’nın tavrının özgürlük tanımıyla çeliştiğini de ifade eden Akın, 20 yıl milletvekilliği yapmış biri olarak yurt dışına sık sık davet edildiğini ancak özgürlüğünün kısıtlanması nedeniyle gidemediğini söyledi. Hac ibadeti için dahi yurt dışına çıkamadığını belirten Akın, “Yaşanan bu durum Avrupa’nın kendi kimliğine yakışmayan bir durumdur. 20 yıl milletvekilliği yapmış bir kişi olarak zaman zaman yurt dışına davet ediliyorum. Ancak gidemiyorum. 20 yıldır İnterpol nedeniyle mağduriyet yaşıyorum. Umre’ye gitmek istiyorum ancak gidemiyorum çünkü İnterpol var. Seyahat özgürlüğüme kavuşmak istiyorum. Avrupa Birliği umarım artık uyanır. Mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Türkiye dışında hiçbir ülkeye gidemiyorum. AİHM başvurmak için hazırlanıyorum. Geç oldu ama artık canıma tak etti. Televizyonlarda çıkan görüntümün mağduru oldum” dedi.
KKTC SEÇİMİNİ DEĞERLENDİRDİ
Geçtiğimiz günlerde tamamlanan Kıbrıs seçimlerini de değerlendiren Akın, Kıbrıs halkının Türkiye’nin sağladığı huzur ortamında seçimlerden çıktığını söyledi. KKTC yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çözüm yanlısı olması nedeniyle Rumların da sevindiğini belirten Akın sözlerini şöyle sürdürdü:
“KKTC halkı anavatan Türkiye’nin sağladığı huzur ve barış içerisinde 4 ‘üncü cumhurbaşkanını seçmek üzere seçime gitti. Halkın tecellisi Mustafa Akıncı tarafında oldu. Akıncı’nın çözüm yanlısı olması nedeniyle Rum tarafını da ciddi anlamda sevindirdi. İnşallah adada anatavan Türkiye ve TSK’nin sağladığı barış ortamı bozulmadan bir çözüme gidilir. Zaman zaman küçük çaplı olaylar olsa da uzun zamandır kan yok. Rum tarafı KKTC’de yaşayan Türklerin egemenlik hakların saygı duyarlar. Şımarık çocukluk yapısından vazgeçerek yaşantılarına devam ederler."
“ANAVATAN OLMADAN KKTC GÜNEŞİN DOĞDUĞUNU DAHİ GÖREMEZ”
“Anavatan” “Yavruvatan” tartışmalarına ilişkin görüşlerini de paylaşan Akın,”Umarım Avrupa Birliği de gözünün önündeki kara gözlüğü çıkarıp KKTC’nin de haklarını verir. Bunlar olurken anavatan Türkiye olmadan asla diyoruz. Türkiye olmadan aldığımız nefes almamız mümkün değil. Akıncı seçim mitingleri yaparken onu destekleyen birkaç sivil toplum örgütü vardı. Bu örgütlerin kullandığı bir kelimedir. Kıbrıs Türkü’nün dünyaya vereceği diplomatik savaşta Türkiye kapıları açmaktadır. Seçim coşkusu nedeniyle kullanılan ifadeler olduğunu düşünüyorum. KKTC, anavatan Türkiye olmadan güneşin doğduğunu dahi göremez. Birkaç kişi söyledi diye Anavatan, kardeş vatan olmaz. KKTC ile Türkiye arasına başka bir ifade konulamaz” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.