Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Tarım ve Kırsal Kalkınma Hamlesi Projesi Uygulamaları Tanıtım Programına katıldı. ATO Congresium’da gerçekleştirilen programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sahada görev yapan 10 bin ziraat mühendisinin ve veteriner hekiminin tarım bilgilerini toplandığını ifade etti.
Bunların istatistiklerinin toplandığını ve uydu görüntüleriyle tarım arazilerinin takip edildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece tohumculuk alanında Türkiye’nin burası çok önemli ‘İsrail’den tohum gelsin iş görelim.’ Sadece tohumculuk alanında 12 yılda geldiğimiz yer dahi başlı başına bir başarı hikayesidir. Bu alanda yürütülen çalışmalar sayesinde ülkemizin yıllık tohum üretimi 145 bin tondan 776 bin tona çıkarıldı. Bu önemli bir olay. Tohum ithal eden Türkiye bugün artık önemli tohum ihracatçılarından biri hali geldi. Kurduğumuz Tohum Gen Bankası’yla bu konuda varlığımızı koruma altına aldık. Yapacağımız daha çok şeyler var. Hayvancılık alanında da ciddi reformlar gerçekleştirdik” diye konuştu.
“TOPRAKTAN GELDİK TOPRAĞA DÖNECEĞİZ”
2002 yılında 23.7 milyar dolar olan tarımsal milli gelirin 2014 yılı itibariyle 61 milyar dolara ulaştığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu rakamla Fransa, İtalya, İspanya gibi tarım alanında iddialı olduğunu söyleyen Avrupa ülkelerinin tamamını geride bıraktık. Bu aşk meselesidir, bu bir sevda meselesidir, bu bir dert meselesidir. Sizler gibi toprağa sevdası olan, toprağa aşkı olan, derslisi olan kardeşlerimizle hamdolsun buralara geldik. Yeter mi, yetmez. Daha çok yapacağız. Tarımsal ihracatımız 12 yıllık dönemde yaklaşık 4 milyar dolardan 18 milyar dolara yükseldi. 2023 yılda tarımsal milli gelirimizi 150 milyar dolara, ihracatımızı da 40 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. İnşallah sizlerle birlikte bu hedeflere ulaşacağız. Tabii konu tarım olunca, toprak olunca rahmetli Aşık Veysel’i anmadan geçmek olmaz. Ne diyor Aşık Veysel, ‘Dost dost diye nicesine sarıldım. Benim sadık yarim kara topraktır. Beyhude dolandım boşa yoruldum, benim sadık yarim kara topraktır. Nice güzellere bağlandım kaldım. Ne bir vefa gördüm, ne fayda buldum. Her türlü isteği topraktan aldım benim sadık yarim kara topraktır.’ Gerçekten sadık yarimiz toprağa iyi sahip çıkmalıyız. Topraktan geldik toprağa döneceğiz. Bu kadar bir sadık yar. Bu topraklar sadece buğday, sadece sebze, meyve vermekle, hayvanlarımızın yemini sağlamakla kalmıyor. Aynı zamanda bize yurt oluyor, aynı zamanda bize vatan oluyor.”
“TÜRKİYE BİZİM VATANIMIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatansız insanın köksüz insan olduğunu, köksüz insanın da rüzgarın önünde savrulan yaprak misali nereye gideceğinin, nereye varacağının, nerede çürüyeceği belli olmayan bir varlığa dönüşeceğini dile getirdi. “Türkiye bizim vatanımız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Taşıyla, toprağıyla, kurduyla, kuşuyla, baharıyla, kışıyla yani her şeyiyle bu topraklar bizim ezeli ve ebedi toprağımız, vatanımız. Vatanımıza sahip çıkacağız. Bu toprakların hiçbir örgüt tarafından, hiçbir hain tarafından kirletilmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“İHANET ÇETELERİNİN TÜRKİYE’Yİ SIRTINDAN HANÇERLEMESİNE ASLA GÖZ YUMMAYACAĞIZ”
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki, “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı, verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bastığımız yer topraktır ama her karışı aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış mübarek bir topraktır. Bu cennet vatanı, bu mübarek toprakların üzerinde bin yıldır kardeşçe yaşayan vatandaşlarımızı bölmek isteyenlere asla izin vermeyeceğiz. Bu vatanın ekmeğini yiyip, suyunu içip bu ülkenin imkanlarıyla okuyup bir yere gelenlerin milletin topladıklarıyla semirenlerin yurt dışındaki sırça köşklerinde ihanet çeteleri kurup Türkiye’yi sırtından hançerlemesine asla göz yummayacağız. Türkiye’yi AB’nin meclislerinde, ABD’de, şurada, buradaki senatolarda, parlamentolarda arkasından vurmaya gayreti içerisinde olanlara göz yummayacağız. Bu millet kendi kaderini kendi parlamentosunda milli iradesiyle belirleyen bir millettir ve bizim kaderimize farklı parlamentolardan hükmetmek isteyenlere evvelallah bu parlamento bu güne kadar cevap vermediği gibi bundan sonrada onların beklediği istikamette hiçbir zaman beklentilerine aynı şekilde cevap vermeyecek tam aksi cevabı verecektir. Bin yıldır bu coğrafyayı bize vatan yapmamak için başvurmadık yol, gerçekleştirmedik zulüm bırakmayanların dümen suyuna girmiş olanları bu topraklar kabul etmez. Yaşarken de kabul etmez, öldükten sonra da kabul etmez. Onun için toprakları nasıl bütünleştiriyorsak, toplulaştırıyorsak bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep beraber Türkiye olacağız” dedi.
“LA GALİBE İLLALLAH”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toprağın hafızasının, coğrafyanın hafızasının insanınkinden daha güçlü olduğunun altını çizdi. “Kendisini seveni, kendisine hizmet edeni ödüllendiren bu topraklar kendisini satanın cezasını da mutlaka verir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bakınız her zaman söylerim, siz dere yatağına ev yaparsanız tabiat gelir sizden hakkını alır. Niçin? Çünkü siz oraya ev yapmakla tabiatın hakkını gasp ediyorsunuz. Bu ülkenin geleceğinin önüne set çekmek isteyenden, bu millete tuzak kurandan da bu coğrafya hakkını söke söke alır. Dert insanı söyletir. Beni en iyi toprağın evladı sizlerin anlayacağını bildiğim için burada sizlerle dertleştim, dertleşiyorum. Biz bu ülkeye insanıyla ve toprağıyla sevdalıyız. İşte bu sevdayla yaklaşık 13 yıldır gece gündüz milletimize hizmet ettik. Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada güçlü, itibarlı, kalkınmış, refah içinde bir ülke haline getirmek için içerde ve dışarıda herkesle mücadele ettik. Hamdolsun milletimizin bu mücadelemizde hep yanımızda oldu. Bugün Türkiye kritik bir dönemin eşiğinde buluyor. Bölücü terörden paralel ihanet çetesine kadar pek çok tehditle karşı karşıyayız. Türkiye’nin bölgesindeki kardeşleriyle kucaklaşmasından rahatsız olanlar, bunu hazmedemeyenler çevremizi adeta bir ateş çemberiyle kuşattı. Biz neyin, niçin olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bunların arkasında kimlerin olduğunu, hangi hesapları güttüklerini de çok iyi biliyoruz. Ama şunu da çok iyi biliyoruz, ‘La galibe illallah.’ Nedir anlamı, Allah’tan başka galip yoktur. Bütün hesapların üzerinde bir hesap vardır onu da ancak Allah bilir. Biz çalışacağız, mücadele edeceğiz, durmadan, duraksamadan doğru bildiğimiz, hak bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz. Tevekkülün anlamını en iyi çiftçi kardeşlerimiz bilir.”
TÜRKER BEKTAŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.