Kahramanmaraş’ın Fransız işgali altında yaşadığı 31 Ekim 1919 tarihinde kadınların örtülerini çıkartmak isteyen Fransız askerlerine kurşun sıkarak, şehrin kurtuluş mücadelesini başlatan Sütçü İmam’ı torunu Yaşar Türkkorur anlattı.
Sütçü İmam’ın torunu olan 65 yaşındaki Yaşar Türkkorur, 40 yıldır Ankara’da matbaacılık mesleğiyle uğraşıyor. Sütçü İmam’ın hayatını anlatmak için Kahramanmaraş’ın milli mücadele dönemindeki önemine değinmek gerektiğini ifade eden Türkkorur, “İngilizler Maraş’a geldiklerinde hiçbir taşkınlık yapmadı. Hatta şehre bile inmediler. Maraş’tan İngilizler’in gönderilmesi ve yerine Fransızlar’ın gelmesi kararlaştırıldı. Fransızlar’ın Maraş’a gelişi Ermeniler tarafından kutlandı. Fransız askerleri Maraş’ta devriye gezmeye başladı. Fransız askerleri ile Ermeni vatandaşları Maraş halkına küfürler ederek devriye geziyorlardı” dedi.
“SÜTÇÜ İMAM KADINIMIZA UZANAN DÜŞMAN ELİNİ KURŞUNUYLA İNDİRDİ”
Türkkorur, Sütçü İmam’ın düşmana ilk kurşunu atarak, milli mücadele döneminde Maraş’ın kurtuluş hareketini başlatması olayı olarak bilinen “Uzunoluk Olayı”nı şöyle anlattı:
“Bizim Türk hanımlarımızdan 3 tanesi hamamdan çıkmış. Fransız askerleri de kışlalarına dönüyormuş. Orada kadınlarımızı çarşaflı görünce kadınlarımıza ‘Artık burası Fransız müstemlekesidir. Çarşafla gezemezsiniz’ demişler. Kadınlardan peçelerini açmalarını istemişler. Kadınlarımız buna tepki göstermiş. Orada kahvede oturan vatandaşlar tepki göstererek ‘Yapmayın, etmeyin’ demiş. İlk olarak kahveden çıkan Çakmakçı Sait adındaki delikanlımız öne atılıyor ve Fransız askerleri tarafından vuruluyor, ilk şehidimiz oluyor. Uzunoluk Hamamı’nın karşısında da Sütçü İmam’ın dükkanı var. Sütçü İmam, olayı görünce silahını çıkararak, 3 Fransız askerine ateş ediyor. Tabi o zamanlar 40 yaşlarında falan. Askerlerden birini vuruyor, birini yaralıyor, diğeri de kışlaya kaçıyor. Milli mücadelemizin ilk kurşunu atılmış oluyor.”
“BABAMIN TARİFİ ÜZERİNE RESMİ YAPILDI”
Sütçü İmam’ı babasının bile ancak 10 yaşına kadar görebildiğini belirten Türkkorur, “Babam kendisini sadece tarif ederdi. Hiçbir resmi dahi yok. O zamanlar resim çektirmenin günah olduğu düşünülüyordu. Babamın tarifi üzerine bir ressam tarafından resmi yapıldı. Sütçü İmam ile ilgili olan bütün bilgilerde kullanılan resim o. Babam da resme baktığında ‘Aynısı olmuş’ diyerek tasdik etti. Dedem, kafası iri kemikli, kırlaşmış sakalları olan Müslüman bir vatandaş” diye konuştu.
“KİREÇÇİOĞULLARI SÜLALESİNDEN İMAM”
Türkkorur, bazı kaynaklarda dedesi Sütçü İmam’ın isminin Sütçü İmam Ali olarak yanlış anıldığına dikkat çekerek, “Sütçü İmam’ın asıl ismi İmam. Tabi o zamanlar daha Soyadı Kanunu yok. Kireççioğlu sülalesinden geldiği için ismi Kireççioğullarından İmam diye geçiyor. İsimler o zamanlar meslekleriyle birlikte söylenirdi. Süt sattığı için de Sütçü İmam olarak adlandırılıyor. İmamlığı da var. Kendisi güzel Kur’an okuyan, sesi güzel birisi. Maraş’ın Uzunoluk semtinde bir mescit var. Orada fahri imamlık yapıyor aynı zamanda” dedi.
“İŞGAL KUVVETLERİ KAÇAN SÜTÇÜ İMAM’I BULMAK İÇİN DAYISININ OĞLUNA İŞKENCE YAPMIŞLAR”
Olay sonrası çevresindekilerin Sütçü İmam’a kaçması yönünde telkinlerinin olduğunu ifade eden Türkkorur, “Ucuz kahramanlık yapmak olmaz. Tabi işgal zamanı. Olay sonrası Sütçü İmam’a ‘Burada durma, kaç’ falan deniliyor. Sütçü İmam, Bertiz bölgesinde Yüzbaşı Muharrem Beyazıt komutasındaki birliğin hazırlıklarına katılıyor. Olaydan sonra Sütçü İmam ev ev aranıyor. Herkes tanımıyorum, görmedim, bilmiyorum diyerek üç maymunu oynuyor. Asri Mezarlık tarafında dayısının oğlu olan Kireççioğlu Kadir’e yerini öğrenmek için işkence yapıyorlar. Burnunu ve kulaklarını keserek onu şehit ediyorlar. Bir tabutun içine koyarak, vatandaşa gözdağı olsun diye hükümet meydanında vatandaşlara teşhir ediyorlar” diye konuştu.
“MARAŞ CEMAATİ KALEDE TÜRK BAYRAĞI OLMAYINCA CUMA NAMAZI KILMIYOR VE KALEYE BAYRAĞI DİKİYOR”
Sütçü İmam olayından önce Maraş’ta bir bayrak olayının yaşandığını anlatan Türkkorur, olayı şöyle anlattı:
“Fransızlar’ın Maraş’ı işgalinin ikinci gününde Ermeniler’in zenginlerinden Ermeni olmasına karşın Maraş’ı temsilen mebusluk yapmış Hırlakyan adında birisi var. Hırlakyan, işgal komutanını evine davet ediyor. Hırlakyan’ın genç bir kızı var evde. Komutan Hırlakyan’ın kızıyla dans etmek istiyor. Kız ‘Ben kalede Türk bayrağı dalgalandığı müddetçe kendimi esarette görüyorum. O bayrak oradan inmediği müddetçe seninle dans etmem’ diyor. Komutan askerlere emir veriyor kaleye Fransız bayrağı takılsın diye. Kalede bir tek Onbaşı Osman Erşan var. Tek başına olunca bayrağı indirmeye gelen Fransız taburuna bir şey yapamıyor. Türk bayrağı indirilip, Fransız bayrağı takılıyor. Ertesi gün cuma namazını kılmak için Ulu Cami’de cemaat toplanıyor. Namaz kılmaya gelen cemaat, ‘Kalede Fransız bayrağı varken namaz kılınmaz’ falan diye tepki gösteriyor. Hutbeye çıkan Rıdvan Hoca, ‘Bayrak milletin istiklal ve hürriyet sembolüdür. Kalemizde Fransız bayrağı dalgalanırken bize cuma namazı kılmak caiz değildir’ diyerek hutbe veriyor. Sancağı alan cemaat ‘Allah Allah’ sesleriyle kaleye hücum ederek, Fransız bayrağını indirip Türk bayrağını asıyorlar. Sütçü İmam da bu cemaatin arasındadır.”
“SÜTÇÜ İMAM HALKA İLHAM KAYNAĞI OLUYOR VE DÜŞMAN ŞEHİRDEN KAÇIYOR”
Sütçü İmam’ın mazbut bir aileye sahip olduğunu aktaran Türkkorur, civar köylerden süt toplayıp, bu sütleri dükkanında satarak geçimini sağlayan bir kişi olduğunu anlattı. Türkkorur, Sütçü İmam olayından sonra halkın yaptığı toplantılarda bu işgal halinin onurlarına dokunduğunu konuştuklarını söyledi. Bu toplantıların ardından bir çete harbinin başladığını aktaran Türkkorur, 22 gün boyunca Fransız askerlerle savaşıldığı bilgisini aktardı. Türkkorur, Fransız askerlerinin bu çete harbine dayanamayıp 11 Şubat akşamı kaçtıkları duyulmasın diye atlarının ayaklarına da keçe bağlayıp Maraş’ı terk ettiklerini duyduğunu ifade etti. Türkkorur, bu direniş olayı üzerine Maraş’a TBMM tarafından bir yazı geldiğini ve yazıda direnişe katılanların isimlerinin gönderilmesinin istendiğini belirterek, cevap olarak ‘Maraş’ta direnişe katılmamış kimse yoktur’ yazısının gönderildiğini söyledi. Bu cevap üzerine TBMM tarafından şehre İstiklal Madalyası ve ‘kahraman’ ifadesi verildiğini söyleyen Türkkorur, her yıl 12 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı günde İstiklal Madalyası’nın Türk bayrağına iğnelenerek göndere çekildiğini ifade etti.
SÜTÇÜ İMAM NASIL VEFAT ETTİ?
Türkkorur, dedesinin vefatına ilişkin olarak ise şu bilgileri verdi:
“Maraş’ın kurtuluşu sonrasında Sütçü İmam’a belediyede bir işi olsun diye odacılık görevi veriliyor. Daha sonra da bir kaledeki topçuluk görevini veriyorlar. Askerde falan topçuluk görevi yapmış olacak ki bu görevi veriyorlar. Son Osmanlı Padişahımızın tahta çıkışı sırasında 101 pare top atışı yapılıyor. Top aracı çok ısındığı için sanıyorum 21. ya da 22. top atışı sırasında ateş alıyor. Toptan bir parça alnına saplanıyor. Hemen hastaneye kaldırılıyor. 2 gün falan yaşıyor ve ondan sonra rahmetli oluyor. Babamızın, annemizin ve bizim büyüdüğümüz bir evi var. Babamla halam evi paylaşarak, yeni bir ev yapıyorlar. Evimiz hala orada duruyor, kız kardeşim kalıyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.