Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci, uzun süreli aç kalmanın yağ yaktırdığına olan inancın büyük bir yanlış olduğunu söyledi. Keçeci, “Metabolizmada kan şekerini dengeleyen hormonumuz olan insülin hormonu, vücuda aldığımız yiyeceklerle birlikte harekete geçer ve belli oranlarda salgılanır. Uzun süreli açlık sonrası insülin hormonumuzun salgısı değişir ve metabolizmamızda sorunlar oluşmaya başlar. Bu sorunlar bizi daha sonra oluşabilecek kronik rahatsızlıklara en önemlisi de göbek çevremizdeki yağların artması ile birlikte direnç sağlayarak oluşacak olan, insülin yetersizliği sonucu oluşan tip II diyabete götürebilir. Azar azar ve sık sık beslenmek bu hormonun dengelenmesini sağlayan en önemli unsurdur ve oldukça önemlidir. Ana öğünlerde aldığımız besinlerin belirli oranlarında ara öğün almak hem bir sonraki öğüne çok yüklenmememizi sağlayacak, çünkü bizi tok tutacaktır hem de bölgesel olarak kilo vermemize yardımcı olacaktır.” Dedi.
Bölgesel olarak zayıflamanın en etkili yönteminin egzersiz ve ara öğünleri atlamamak olduğunu dile getiren Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci, “Kişi ara öğünlerini almaz sadece 3 ana öğünden oluşan bir beslenme düzeni geliştirirse yeterli ve dengeli beslenme tanımına uymaz ve besinlerden gün içerisindeki yeterli kaloriyi alamazken aynı zamanda vücut besinlerden de yararlanamayacaktır. Besinlerin içerisinde vücuda gerekli olan vitamin mineraller kullanım açısından oldukça önemlidir ve ancak belli oranlarda alınması vücuda yarar sağlayacaktır. Ayrıca gece almadığımız ara öğünümüz sabah aç kalmamıza neden olacaktır ( gece hipoglisemisi, uykuda kan şekeri düşer ) bu durumda kahvaltıda gereğinden çok öğün tüketerek diğer ana öğünlerimizde bunun yansımasını göreceğiz. Bu nedenle bütün ara öğünlerimiz oldukça önemlidir. Uzun açlık yağlarımızı değil vücuttan enerji için ilk yakılan karbonhidratı kullanacaktır. Beyin yalnızca glikozla beslenir. ( rafine şeker olmak zorunda değildir. Tahıllarda meyvelerde de alınabilir. Çay şekerine ihtiyacımız yoktur) bu nedenle aldığımız karbonhidrat oldukça önemlidir. Gün içindeki dikkat dağınıklığı, bilinç bulanıklığı, davranış değişiklikleri hep bu nedenlerle işkillendirilebilir. Doğru kilo verme yöntemi ile yağ hacimleri azaltılacaktır, buda ancak dengeli hazırlanmış bir diyet menüsü ile mümkündür. Yağların yakılmasıyla oluşacak oksidasyon atıklarının su ile vücuttan uzaklaştırılması gerekmektedir bu nedenle doğru zayıflama ancak diyet listeniz + egzersiz + su içimi ile mümkün olmaktadır” diye konuştu.
Diyet listesine uyum sağlamak için ilk adımın davranış değişiklikleri olduğunu ifade eden Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci, bu değişiklikleri şöyle sıraladı;
“Porsiyonlarımızı küçültmek, Değişimleri iyi bilmek, Sporu hayatımızın bir parçası haline getirmek, Güne bir bardak su ile başlamak ve gün içinde mutlaka 10 bardağa yakın su tüketmek, Herhangi bir kronik rahatsızlığımız yoksa hem rahatlamak hem yağ yakımına yardımcı olması açısından yeşil çayı ara öğünlerimize eklemek ( günde 2 fincan kadar ), Diyet için her duyduğumuz ya da okuduğumuzun doğru olmadığını bilmek, Sadece zeytinyağlı ve salatalı öğünlerle beslenmenin tek tip beslenme nedeniyle ilerde bize yaratacağı sağlık sorunlarını görmezden gelmemek, Uyku düzenimiz çok önemlidir, bize yiyecekleri bize cazip kılan ghrelin hormonumuz, o yiyeceklerden uzak durmamızı sağlayanda leptin hormonumuzdur ve uyku düzenimizde bu hormonlarımızın seviyesi değişir. günlük ortalama 5 gr tuz almalıyız aldığımız her 1 gr fazladan tuz vücudumuzda 1 su bardağı su tutulmasına neden olacaktır, egzersiz bizim için sadece yürüyüş ve koşudan ibaret olmamalı gün içerisinde bilgisayar ya da tv karşısında yapacağımız dengeli hareketlerlede durumumuzu desteklemeliyiz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.