Prof. Dr. Yücel Acer, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının ardından Senato Salonu’nda öğretim üyeleri ile bir araya geldi. Acer, “Ayrımcılığa kesinlikle bir son vermemiz gerekir. Hepimiz bu ülkenin vatandaşları, insanlarıyız. Üstelik eğitim, öğretim görmüşlük açısından ülkenin en seçkin insanlarıyız. Dolayısıyla birbirimize ayrımcılık yapmak için hiçbir temel meşru olamaz” diye konuştu.
Rektörlük seçimlerinde adayların birbirilerini hedef aldığını belirten Acer, “Her ne kadar biz, ben ve arkadaşlarım, bu konuda vicdanen rahat olsak da, seçim sürecinde adaylar birbirlerini şahsen hedef aldı. Şükürler olsun biz bu seviyeye düşmedik. Bazı yaralar açılmış olabilir, bazı yaralar daha eklenmiş olabilir. Ben şahsen bunun farkındayım. Hedefimiz bu seçim sürecinde ve öncesinde de yaşanan tüm yaraları sarmaktır. Zira bana oy versin vermesin, hocalarımızın büyük bir çoğunluğu bir değişim, dönüşüm ve yeni yönetim kurulması gerektiğini ezici bir çoğunlukla dile getirmiş oldu. Bu benim için oldukça saygı duyulacak bir şeydir. Bu bağlamda biz bu süreçlerde yaşanmış her türlü sıkıntıyı geride bırakıp tamir etme niyetindeyiz. Benim amaçlarımdan birisi bu. Benim sizlerden istirhamım bu süreçte ne yaşanmış olursa olsun isteyerek ya da istemeyerek birbirimize ne söylemek durumunda kalmış olursak olalım, bütün bunları o dönemin şartlarına bırakıp yeni bir sayfa açmamız ki, önümüze daha güçlü daha sağlam bakabilelim. Bütün kırgınlıkların, bütün yaraların geride bırakılıp sarılması ancak hepimizin çabasıyla olabilir. Ve üniversitemiz böylece hak ettiği huzur ortamına kavuşacaktır” diye konuştu.
“ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNİN HOCALARA GEÇMESİNDEN MUTLUYUM”
ÇOMÜ’nün hocaların yönetimine geçmesinden son derece mutlu olduğunu belirten Rektör Acer, “Tekrar belirtmem gerekirse ben bugün en çok, üniversitenin hocalarının yönetimine geçiyor olmasından dolayı mutluyum. Belki de üniversite kurulduğundan beri ilk defa kendi gündemiyle yönetilen bir üniversite haline gelecektir. İlk defa bu amaçla yola çıkan bir ekip olduğumuzu düşünüyorum. Tek gündemimiz üniversitemizin kalitesini arttırmak. Ama kalitenin arttırılabilmesi için daha temel bir unsur var, o da huzur ortamının oluşturulması, kardeşlik ve sevgi ortamının oluşturulmasıdır. Bizim kültürümüz, inancımız bu değerlerin tamamına sahiptir, tamamını güçlü bir şekilde bizlere öğretmiştir. Geriye kalan iş sadece kendi kültürümüz kendi inancımız doğrultusunda bu prensipler temelinde gidebilmektir. Eğer bunu başarırsak o arzuladığımız huzur ortamı, kardeşlik ortamı mutlaka oluşacaktır. Oluşmaması gibi bir durum da söz konusu olamaz. Buradan hareketle biz üniversitemizin önümüzdeki 4 yıl boyunca kaliteli bir üniversite olma yolunda ilerleyeceğini ümit ediyoruz. Bütün çabamız o yönde olacak. Zira biz yetkimizden önce sorumluluğumuzu hatırlayan bir ekip olmak durumundayız. Ve bu sorumluluklarımız neyi gerektiriyorsa onu yapacağımızdan sizlerin şüphesi olmasın” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.