Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, Türkiye’de verem hastalarının sayılarının her yıl yüzde 6-7 oranında azaldığını belirterek, “Ülkemizde verem hastalarının tedavilerindeki başarı oranı yüzde 90’lardadır” dedi.
Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemik, “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” dolayısıyla yazılı bir açıklama yaparak, vatandaşları, bulaşıcı bir hastalık olan vereme karşı uyardı. “Tüberküloz erken tanı, doğru ve etkin tedavi ile önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır” diyen Kemik, Türkiye’de verem hastası sayısının yıllar içerisinde azaldığını bildirdi. Yeni tespit edilen tüberküloz hasta sayısının her yıl yaklaşık yüzde 6-7 oranında azaldığını dile getiren Dr. Kemik, “Hastaların yüzde 59’u erkek, yüzde 41’i kadındır. Yüzde 64’ünde akciğer tüberkülozu varken, yüzde 36’sında lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin gibi akciğer dışındaki organlar tutulmuştur. Ülkemizde verem hastalarının tedavileri doğrudan gözetim altında uygulanmaktadır ve yeni vakalarda tedavi başarısı oranları yüzde 90’lardadır” ifadelerini kullandı.
“EN ÖNEMLİ TEHLİKE DÜZENLİ İLAÇ KULLANMAMAK”
Dünya genelinde tüberkülozla ilgili en önemli tehlikenin hastaların ilaçlarını düzenli kullanmamaları veya tedavilerini yarım bırakmaları sonucunda gelişen ilaç direnci olduğuna dikkat çeken Kemik, şöyle devam etti: “Bu vakalar klasik verem ilaçlarına dirençlidir ve tedavileri ancak ikinci seçenek tüberküloz ilaçları ile mümkündür. Bu da tedavi başarısını azaltmakta ve tedavi maliyetini arttırmaktadır. Verem hastalığı, kalıtsal değil bulaşıcı bir hastalıktır. Hastaların öksürme ve hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları verem mikroplarının sağlam kişiler tarafından solunması ile bulaşır.”
Türkiye’de verem hastalığının teşhis ve tedavisinin ücretsiz olarak yapıldığını anımsatan Kemik, ilaca dirençli vakalar da dahil tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan bütün ilaçların Sağlık Bakanlığı’nca temin edilerek ücretsiz olarak hastalara verilmek üzere sağlık kuruluşlarına dağıtıldığını kaydetti. Tedavi süreci en az 6 ay süren bu hastalıkta düzenli ve eksiksiz ilaç kullanımının büyük önem taşıdığını vurgulayan Kemik, şunları kaydetti: “İlaç tedavisine başlandıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda azalmakta, tedavisini önerilen sürede eksiksiz şekilde kullanan hastalar yüzde 100’e yakın oranda şifa bulmaktadır.”
Veremden korunmada en önemli noktanın, verem hastalarına erken tanı konması ve en kısa sürede tedaviye başlanması olduğunun altını çizen Dr. Kemik, vatandaşlara şu önerilerde bulundu: “İki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikayetleri olan vatandaşlarımızın verem açısından kontrollerinin yapılabilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmesi gerekmektedir. Sonuç olarak verem, hava yoluyla bulaşan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Erken tanı, doğru ve etkin tedavi ile verem hastalığından korunmak mümkündür. Verem hastalığından korunmak ve sevdiklerimizi korumak için bazı kurallara dikkat etmemiz gerekir. Öksürürken mutlaka ağzınızı kapatınız. Kullandığınız mendilleri çöp kutusuna atınız. Ellerinizi sabunla yıkayınız. Bulunduğunuz ortamı havalandırmaya özen gösteriniz. Düzenli ilaç kullanımı ile veremi durdurabilir ve sevdiklerinize bulaşmasını önleyebilirsiniz. Verem hastalığının tedavisinde tam başarı için, ilaçlarınızı Doğrudan Gözetimli Tedavi ile kullanınız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.