HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bugün biz iktidar olsak, ülkenin bütün panzerlerini ve TOMA’larını hurdacıya satabiliriz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Elite World Otel’de düzenlenen Doğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu Organizasyonu’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Demirtaş, “Suriye, Filistin ve Mısır’a baktığınızda ta Güney Afrika’ya kadar baktığımızda biz bütün bunları yaşayacak ne yaptık? Bütün insanları değer bırakmış, miras üretmiş halkların çocukları olarak 2015’te halen nasıl bu kadar acı yaşıyoruz? Bize bizim gibi olmayanlar düşmanmış gibi tanıtıldı. Bizim gibi yaşamayanlar yeryüzünün zavallılarıdır diye anlatıldı. Biz kimlikleri kendimiz baştan yaratmıyoruz. İnsanlara farklı kimlikler dayatmak bizim işimiz değil. Siyasi partiler devletin ve hükümetin görevi bu değildir. Biz devletleri kurarken ve yaşatırken verdiğimiz vergilerle ayakta tutarken bunu bizi tekleştirsin diye yapmadık. Devletler insanlık tarihinde bizleri köleleştirmeye çalışan bir canavara dönüştüler. Peki devletleri ne yapacağız? Var olan devletleri yeryüzünden kaldıramayacağımıza göre bu devletleri bizim hakkımızı ve hukukumuza saygı duyan demokratik yönetimlere dönüştürme imkanımız var” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, “Tek bir insanımız bile açsa orada devletin gücünden söz edilemez. Güçlü devlet tankı, topu, copu, gazı ve panzeri çok olan devlet değildir. Güçlü devlet bunlara ihtiyaç duymayandır. Asıl güç budur. Bugün biz iktidar olsak ülkenin bütün panzerlerini ve TOMA’larını hurdacıya satabiliriz. Çünkü bunlara ihtiyaç kalmaz. Gösteri yapmak isteyen hakkı var der izin veririz” şeklinde konuştu.
“İSTANBUL ANKARA’DAN YÖNETİLEMEZ”
Selahattin Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dün Diyarbakır Meydanı’nda yapılan barış çağrısı buna imkan veriyor. Yeni bir dönemin ve kalıcı barışın nasıl gerçekleşebileceğinin sırlarını fısıldıyor. Mesaj bu kadar güçlü bir mesajdır. Biz eğer her yerde bu anlayışla birbirimize sarılırsak, bizi birbirimizden itmeye çalışanlara inatla ısrarla herkes benim öz kardeşimdir dersek bu oyunu bozarız. İstanbul’da bu kadar çok kültür bir şehirde bu kadar farklı insanın yaşadığı şehirde, oranın yönetimi kendi kararını kendi vermezse siz burada demokrasinin d’sini bile bulamazsınız. İstanbul Ankara’dan yönetilemez, İstanbul İstanbul’dan yönetilir. İstanbul’da yaşayanlar yönetebilir, kararı kendileri verirler.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.