MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,bölücü hainlerin Nevruz Bayramı’nı da sahiplendiğini söyledi.
MHP’nin 11’inci Olağan Büyük Kurultayı Ankara Arena Spor Salonu’nda başladı. Kurultayın açılış konuşmasını yapan Bahçeli, Nevruzun önemine değinerek, “Nevruz, aynı zamanda, barış ve huzurun tomurcuklarının açtığı, ortak milli ve manevi değerler etrafında kenetlenme ve kucaklaşma vesilesidir. Fakat Nevruz’da hainler meydanlara çıkmaktadır. AK Parti -PKK koalisyonu Nevruz’u bölücülüğün günü haline getirmektedir. Biz bugün buradayız ve Nevruz’da 11.Olağan Büyük Kurultayımızı yapıyoruz. Ne var ki, Diyarbakır’da ihanet mektupları okunmaktadır. Türkiye’nin kuyusu kazılmaktadır. Türk milletinin varlığı ufalanmaktadır. Nevruz kirletilmekte, hain pazarlıklara paravan yapılmaktadır. Ne ibretliktir ki, bölücü hainler Nevruz Bayramı’nı da sahiplenmektedir. Alçak emellerini haykıracakları, devlete meydan okuyacakları bir vesile olarak kullanmaktadır. Bugün de hayâsız tahriklerle ortalığa dökülmüşler; kin, nefret ve ihanet ateşleri yakmak için toplanmışlardır. Çok şükür millet burada, Türkiye aramızdadır. Biz yapmak için uğraşıyoruz, onlar yıkmak için çırpınıyor. Biz birlik diyoruz, onlar bölünelim istiyor. Biz kardeşlik diyoruz, onlar fitne çığlığı atıyor. Ve AK Parti’de bu şirrete payanda oluyor, destek veriyor, yardım ediyor, ön açıyor. Ama biliniz ki, Türkiye’nin geleceğini ateşe atmaya yeltenen bölücü hainler, yaktıkları bu ateşin içinde yanıp kül olacaklardır. Türkiye’nin önünü aydınlatacak ateş, bugün bu salonda Milliyetçi Hareket’in yaktığı milli birlik ve kardeşlik, milli uyanış ve diriliş ateşiyle körüklenmektedir. Bugün bu salonda yakılan ateş, büyük Türk milletinin bin yıllık kardeşliğini koruyacak azim ve kararlılığının ateşidir. İmralı canisinin mesajı okunacakmış. Bebeklere kurşun sıkan bir katilin ne diyeceği, hangi fitne ve fesat sözlere imza atacağı günlerdir konuşulmaktadır. Mütareke basını, yandaş ve köşesiz yazar çizer takımı İmralı canisinin ağzına bakmaktadır. PKK’nın siyasi kolu, AK Parti’nin klonlanmış ve kopyalanmış hali BDP gün aşırı İmralı’dadır. Ankara-İmralı-Kandil arasında ihanet mesaisi vızır vızır işlemektedir. Türkiye pazarlık masasındadır. Türk vatanı ve Türk milleti ihanet ağındadır. Öcalan canisi ne isterse AKP’ye yaptırmaktadır” diye konuştu.
“PKK SİLAH BIRAKMAMIŞ, SİLAHTAN VAZGEÇMEMİŞTİR VE BUNA DA NİYETİ YOKTUR”
‘Türk milleti böylesi bir çürümüş iktidarı hiç görmemiştir’ diyen Bahçeli, “Terörist başının 10 maddelik ihanet ve melanet metni saraylarda okunmuş, Erdoğan ve Davutoğlu adeta sevinç çığlıkları atmışlardır. 10 maddelik “Bölünme Manifestosu” ile ihanet resmiyet kazanmıştır. Ortak açıklamayla AK Parti ile PKK eşitlenmiştir. İmralı canisinin dikte ettiği bu 10 madde, Türkiye’nin bölünmesinin yol haritasıdır. İhanet müzakereleri bu esaslara göre yürütülecek ve 7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti ile PKK’nın ortaklaşa hazırlayacağı yeni anayasanın omurgasını ve çatısını bunlar oluşturacaktır. AK Parti ile PKK’nın yeni demokratik Cumhuriyet’i bu esaslar üzerine bina edilecektir. Yeni vatan, millet ve kimlik tanımını teröristbaşı dikte ettirecek, PKK’ya ilk etapta özerklik, teröristlere af ve bebek katili serbest kalarak siyaset yolu açılacaktır. Süreç rezaleti yeni anayasayla sonuçlandırılacak, çözülme somutlaşacak, Türkiye’nin çivisi tamamen çıkacaktır. AK Parti hükümeti, Türkiye’nin bölünmesi için PKK ile resmi söz kesmiştir. Yeni anayasa, AK Parti-PKK siyasi birlikteliğinin ihanet sertifikası; dağ-ada ve sarayda ikmal edilmiş eşkıya fermanı olacaktır. PKK silah bırakmamış, silahtan vazgeçmemiştir. Ve buna da niyeti yoktur. İhanet müzakereleri silah tehdidi altında sürmektedir. Terör örgütü sadece, AK Parti’den istediklerini alıncaya kadar eylem yapmayacağını söylemektedir. Bunun ön şartı da, Türk ordusunun PKK teröristlerine karşı silahlı mücadeleden vazgeçmesidir. Tahkim edilmiş çatışmasızlıktan kastedilen karşılıklı ateşkestir. Erdoğan’ın Başkanlık ihtirasları ile PKK’nın Türkiye’yi bölme emelleri kesişmiştir. Meksika Modeli, Türk Tipi Başkanlık derken dört parçalı Kürdistan küresel güçlerin teşvik ve tazyikiyle Erdoğan ve Öcalan’a çözülme şartnamesiyle ihale edilmiştir. AK Parti-PKK yeni anayasaya bel bağlamıştır. Buradaki “al-ver” pazarlığının özü şudur: Ver Başkanlığı, al özerkliği Ver Başkanlığı, al teröristbaşının özgürlüğünü. Erdoğan’ın meydan meydan dolaşarak “Yeni anayasa için 400 milletvekili” çığırtkanlığı yapmasının arkasında yatan da budur. Bu zihniyete yeminlerini çiğneten, Anayasa suçu işleten koltuk ve bölünme hırsıdır. AK Parti -PKK-BDP koalisyonu Türkiye’nin karşısına geçerek Türk milletinin iliğini, kemiğini kurutmaya azmetmiştir. Şimdi de Öcalan’ın emri doğrultusunda izleme heyeti kurulmuştur. 63’lükler arasında yer alan bazı yozlaşmış isimler PKK amigosu, PKK maskotu, PKK tayfası olarak yeniden tedavüle çıkmışlardır” şeklinde konuştu.
“BU HEYET NEYİ İZLEYECEK, NELERİ SEYREDECEKTİR?”
İzleme heyetini eleştiren Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu heyet neyi izleyecek, neleri seyredecektir? Sözde sanatçılar, sözde gazeteciler, Yeşilçam kalıntıları, PKK’nın boğazda demlenen adamları, para içinde yüzen elemanları hangi film fırıldağı çevireceklerdir? Namertler, nankörler, nimet bilmeyenler bize neyi anlatacaklar, Türk milletine neyi kabullendireceklerdir? Türkiye yenilmiştir de sırayı tasfiye memurları mı almıştır? Türk milleti dağılmıştır da devreye ganimet paylaşımı mı girmiştir? BDP’liler 16 kişilik izleme heyetinin oluşturulduğunu geçtiğimiz günlerde açıklamışlardır. Çözülmeye memur edilmiş, meşrebi ve mizacı bulanık bir başbakan yardımcısı, bunu hemen yalanlamış ve uydurma olduğunu söylemiştir. Çok geçmeden Erdoğan’ın dizinin dibinden ayrılmayan aynı kişi, izleme heyetinde 5-6 kişinin yer alacağını itiraf ve ifade etmiştir. Erdoğan ise dün izleme heyetinden ‘haberim yok’ demektedir. Bunu doğru bulmadığını açıklamaktadır. Siz bakmayın Erdoğan’ın bu kaçak güreşmesine. Siz inanmayın sahte sözler. “PKK’yla görüşüyorsun” dediğimiz de ağız dolusu hakaret etmiş, şeref resti çekmiş, inkar yolunu tercih etmişti. Ancak şerefsizliğin kimin ayağına dolandığı, kimin alnına yapıştığı kısa sürede vuzuha kavuşmuştu. Erdoğan’ın izni ve icazeti olmadan PKK heyeti kurulmaz, kurulamaz. Doğu’da Kürt sorunu yaygarası koparan, Batı’da ‘ne Kürt sorunu kardeşim’ diyen bu Erdoğan’dır. Mısır’da İhvancı, Erbil’de peşmergeci, İmralı’da peşkirci, Brüksel’de AB’ci, ABD’de BOP’çu, tarihte mandacı, Erivan’da diasporacı, Moskova’da Şangay’cı, Kıbrıs’ta Rum’cu, Kandil’de işbirlikçi, Ankara’da 36 etnik tetikçi aynı kişidir. Erdoğan her şey olmuştur, her şeye gönül vermiştir; ama bir tek Türk olamamış, bir tek Türklüğü içine sindirememiştir. Bu zihniyet diyor ki, “Türk sadece bizim ülkemizde etnik anlam taşır. Batılılar gözünde geçmişten bu yana her Müslüman Türk’tür.” Türklüğü etnik seviyeye indiren, Kürt kökenli kardeşlerimi siz-biz diye ayıran Erdoğan gaflettedir, şuursuzluğun gayya kuyusundadır. Ve böyle bir kişinin Cumhurbaşkanı olması büyük bir talihsizliktir.”
“ÜLKEMİZ ART NİYETLİLERİN ELİNDEDİR”
Bahçeli, “Erdoğan devamlı çark etmektedir. Erdoğan devamlı falso yapmakta ve yalpalamaktadır. Türk askerinin başına çuval geçirilmesini seyredenler, PKK’nın taş yağmurlarına, alçak provokasyonlarına sessiz kalanlar bugünlerde bambaşka tavırdadır. Türk ordusuna alçakça kumpas kurulurken suç ortaklığı yapan, darbe davalarının savcısıyım diye ortaya çıkan Erdoğan’ın, şimdilerde aldatıldık, yanıltıldık, yanlış bilgilendirildik sözleriyle pişmanlık duyması münafıklık ve ikiyüzlülüktür. Paralel yapı dedikleri AKP’nin eseridir. 12 yıl birbirlerinin gölgesi ve paraleli olanlar karanlık bir yolda beraber yürümüşlerdir. Kim hukuksuz ve kanunsuz işlere bulaştıysa, kim kirli kumpas ve tezgahlarla masum insanları mağdur ettiyse, bunun hesabını Türk adaleti önünde verecektir. Mehmetçiğe hayatı zindan eden adam yine kılık değiştirmiştir. Milli güvenliğimizi harap eden, vatanı satan kişi bir kez daha sözünden dönmüştür. Mehmetçiğin moral değerlerini aşındıran şahıs modaya uymuş, bir zamanlar işbirliği yaptığı çevrelere tüm günahı yüklemiştir. Erdoğan’ı her önüne gelen kandırıyorsa, Türkiye batmış demektir. Erdoğan iradesini aldırdığından onun bunun ağzına göre iş yapıyor ve tuzağa düşüyorsa Türkiye çukurda demektir. Ülkemiz art niyetlilerin elindedir. Altını çizerek söylüyorum ki, ihanet, en aşağılık suçların başında gelmektedir. AK Parti iktidarı Türk tarihine, Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine alenen ihanet etmiştir. Türk milletinin etnik temelde ayrıştırılması ve devletin bölünmesi için İmralı canisi ile müzakere masasına oturmuştur. Bu ihanet sürecinin mimarı Recep Tayyip Erdoğan ve İmralı’daki cani yoldaşıdır. Bu zat, şimdi Cumhurbaşkanı olarak teröristbaşı ile müzakereleri yönetmekte ve yönlendirmektedir. Başbakan Davutoğlu da, bu süreçteki taşeronluk görevini layıkıyla yerine getirmektedir. Gerçeklerin Türk milletinden saklanması için her yalana başvurulmuş, büyük bir karartma uygulanmıştır. AK Parti hükümeti tam bir teslimiyet anlayışıyla İmralı’nın önünde diz çökmüştür. İmralı dayatmış, AK Parti gerilemiştir. Kandil ayar vermiş, AK Parti hizaya gelmiştir. PKK tehdit etmiş, AK Parti sinmiştir. Hükümet İmralı’nın maskarası, Kandil’in oyuncağı olmuştur. Bu onur ve haysiyet kırıcı durumu sineye çekmiş, bu bölünme sürecini sahiplenmiştir. Bundan cesaret alan bölücü hainler iyice azmıştır Devlet, Güneydoğu’nun bazı bölgelerinde görünmez olmuş, güvenlik güçleri adeta silah bırakarak kışlalarına ve karakollara çekilmiştir. Bayrak yakılmaktadır. Bugün PKK bazı pilot bölgelerde fiili hakimiyetini ilan etmiştir. Ve paralel devlet gibi faaliyet göstermektedir. Sözde vergi daireleri açmışlar, yol kesip kimlik kontrolü yapmışlar, yerel asayiş güçleri adıyla devriye görevine çıkmışlar, çadır mahkemeleri kurarak yargılama bile yapmışlardır” ifadelerini kullandı.
“BUNLARIN HEPSİNİN ELİNE FIRAT’IN KANI BULAŞMIŞTIR. HİÇ KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN Kİ; BU KANIN HESABI BİR GÜN ÇOK AĞIR BİR BİÇİMDE SORULACAKTIR”
Bölgede sokak terörünün tırmandırıldığına dikkat çeken Bahçeli, “Atatürk heykelleri yıkılmakta, teröristlerin heykelleri dikilmektedir. Eli kanlı teröristler için sözde şehitlikler inşa edilmektedir. AK Parti hükümeti bütün bu rezaletler karşısında, İmralı’nın ve ihanet sürecinin hatırına sessiz ve tepkisizdir. PKK’nın şehir yapılanması KCK, bölgede adeta egemenlik yetkileri kullanırken, AKP hükümeti hala “güzel şeyler olacak” masallarıyla Türk milletini oyalamaktadır. PKK üniversitelerimizde de örgütlenmiştir. Bazı üniversiteler, bölücü hainlerin kontrolüne geçmiş, PKK’nın propaganda cephesi ve eylem platformuna dönüşmüştür. Hükümet sesiz ve umursamazdır. Rektörler PKK çetelerine teslim olmuştur. Güvenlik güçleri sinmiştir. Terör örgütü serbestçe at koşturmaktadır. Geçtiğimiz ay Ege üniversitesinde evladımız Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun bu şerefsiz hainler tarafından alçakça şehit edilmesinin acısı yüreklerimizdedir. Hükümetin, Rektörlüğün ve güvenlik güçlerinin ihmali ve aymazlığı sonucu Fırat evladımız katledilmiştir. Bunların hepsinin eline Fırat’ın kanı bulaşmıştır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki; bu kanın hesabı bir gün çok ağır bir biçimde sorulacaktır. Buradan sevgili evladımız Çakıroğlu’na bir kere daha Yüce Allah’tan rahmet diliyor, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletiyorum” dedi.
“ÖFKEMİZİ BASTIRDIK, DİŞİMİZİ SIKTIK, SABRETTİK VE BEKLEDİK. AMA ŞİMDİ BIÇAK KEMİĞE DAYANMIŞTIR”
“Tarihte hainlerin başına ne geldiyse, bugünün hainlerini de bekleyen akıbet aynısı olacaktır” diyen Bahçeli, “Türk milleti ihanete geçit vermeyecektir. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en alçak ihanetiyle karşı karşıyadır. Milli birliğimiz ve varlığımız tehdit altındadır. Bölünme tehlikesi kapıdadır. Türkiye adım adım kanlı bir kardeş kavgasına sürüklenmektedir Sözün bittiği yere gelinmektedir. Vatanını ve milletini seven herkesin bu hain hesapları ve tuzakları boşa çıkarmak için milli birlik ruhuyla ayağa kalkması tarihi bir görevdir. Bölücü hainler ve ihanet ortakları şunu çok iyi bilmelidir ki: Bizim için; Vatan ve bayrak her mülahazanın üstündedir. Devlet ebed müddettir. Büyük Türk milletinin birliği ve dirliği en değerli hazinemizdir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve sahibi büyük Türk milletidir. PKK rahatsız oluyor, Erdoğan bozuluyor, Davutoğlu gocunuyor diye, Türk milleti devletinden, isminden ve milli kimliğinden vazgeçmeyecektir. Kürt kökenli kardeşlerim bu büyük milletin ayrılmaz, kopmaz, eşit ve yeri dolmaz mensuplarıdır. Ve kanlı şebeke Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi olamayacaktır. İmralı’daki katil Kürt kökenli kardeşlerime liderlik yapamayacaktır. Türk milleti, ortak kimliği olmayan bir halk yığını, bir etnik mozaik değildir. Bir ve bütündür. Bölücüler dayatıyor diye etnik parçalara bölünmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bölünmez bir bütündür. Hainler bekliyor diye özerk bölgelere, federasyona, eyaletlere ayrılmayacaktır. Tek bir vatan vardır ve bu Türk vatanıdır. Vatan ile ilgili tanım Kurtuluş Savaşında yapılmış ve bu bahis kapanmıştır. PKK zorluyor, Sevr’ciler, Mondros’çular, murdar emeller talep ediyor diye ne millet, ne devlet, ne kimlik, ne de tarihteki yerimiz tekrar tanımlanmayacaktır. Türkçe, ortak kültür hazinemizdir, resmi ve eğitim dilimizdir. AK Parti-PKK anlaştı diye iki dilli parçalı toplum yapısına dönülemeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, Türk milleti ve Türk bayrağı ortak çatımızdır. Etnik köken farklılıkları bahanesiyle bu çatı yıkılamayacaktır. Bunu herkes böyle bilmeli, boş hayaller peşinde koşmamalıdır. Bugüne kadar hain tahrikler ve saldırılar karşısında bağrımıza taş bastık, bir kardeş kavgasına sürüklenmemek için azami özen gösterdik. İçimiz kan ağladı, vakur duruşumuzu bozmadık. Öfkemizi bastırdık, dişimizi sıktık, sabrettik ve bekledik. Ama şimdi bıçak kemiğe dayanmıştır. Türkiye’yi bölmek için yola çıkan hıyenet cephesini buradan uyarıyoruz: Demokratik meşruiyet anlayışımızı teslimiyetle karıştırmayın. Sağduyumuzu ve soğukkanlılığımızı atalete yormayın. Sorumlu duruşumuzdan meydanı boş sanmayın. Vatan ve millet aşkımızı, Türkiye sevdamızı sınamaya asla kalkışmayın. Milliyetçi Hareket; Türkiye’nin milli birliğinin temel harcıdır, bin yıllık kardeşliğimizin son umudu, son burcu, son mevziisidir. Bizde bölünecek ülke yoktur. Bizde yıkılacak devlet yoktur. Bizde parçalanacak vatan yoktur. Bizde teslim edilecek millet olmayacaktır. Hain hesapları, sinsi tuzakları Erdoğan, Davutoğlu ve militanlarının başınıza yıkarız. Milliyetçi- Ülkücü Hareket kutsal vatan için her fedakarlığı göze almıştır. Bu nöbet nerede bulunmasını gerektiriyorsa, biliniz ki orada olacaktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bir felaket uçurumunun kenarına sürüklendiğini belirten Bahçeli, “Buna dur diyecek yegane güç Türk milletidir. 77 gün sonra yapılacak seçimler, Türkiye’miz ve aziz milletimiz için “var olma - yok olma” seçimleridir. Bu tarihi yol ayrımında aziz milletimiz sandık başında vicdanının sesini dinleyerek bir karar verecektir. Türkiye hırsızlığa, rüşvet ve yolsuzluğa teslim mi olacak, yoksa hırsızlık ve yolsuzluk yapanlardan hesap mı soracak? Ülkemizi hırsızlar mı yönetecek, yoksa temiz, namuslu ve dürüst bir zihniyet mi iktidara gelecek? 7 Haziran’da Türk milleti buna karar verecektir. Millet etnik temelde ayrışarak bir kardeş kavgasına mı sürüklenecek, Yoksa milli birliğini koruyarak aydınlık bir geleceğe mi yürüyecek? Türkiye, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü koruyarak güçlü bir ülke olarak varlığını sürdürecek mi, Yoksa bölünerek, parçalanarak tarih sahnesinden silinecek mi? Türk milleti seçim sandığı başında buna karar verecektir. Yoksulluk, işsizlik, açlık ve sefalet Türk milleti için bir kader olarak mı kabullenilecek, Yoksa köylü ve çiftçimizin, memur ve işçimizin, esnaf ve emeklimizin nefes alacağı ve ayağa kalkacağı bir refah dönemi mi gelecek? Türk milleti seçim sandığı başında buna oy verecektir. Aziz milletimizin önündeki seçim ve tercih açıktır: Ya ahlak kazanacak ya da ahlaksızlık tavan yapacaktır. Ya zorbalık ve kanunsuzluk egemen olacak, ya da adalet ve hukuk hakimiyet kuracaktır. Ya demokrasi gülecek ya da diktatörlük pekişecektir. Ya çatışma genişleyecek ya da kucaklaşmanın sıcaklığı hissedilecektir. AK Parti’yle ya istikrarsızlık sürecek ya da huzur ve sükûnet MHP’yle gelecektir. Büyük Türk milleti 7 Haziran’da sandık başında bunlara karar verecektir. 7 Haziran seçimleri Türkiye’nin kurtuluşu için son şanstır. AK Parti sandığa gömülmezse, Türkiye’nin geleceği sönecektir. AK Parti gitmezse Türkiye batacak, milli ruh kırım ve izmihlale uğrayacaktır. İşbaşındaki AK Parti yönetimi; vatan ve millet sevgisinden nasibini almamış, ahlaken çürümüş, yalan ve haram, rüşvet ve hırsızlık erbabı inançsızlar ve sefiller topluluğudur. Bunların siyasi kıbleleri oynak ve değişkendir. Çıkarları neredeyse, oraya döndükleri bir gerçektir. Bunlar Cami’de siyaset yaparlar, Kabataş yalanından ve başörtüsü istismarından medet umarlar. Firavun ve Yezid AK Parti’ye hulul etmiştir. Kilise’de haç çıkarırlar, Havra’da mum yakarlar; Papa heykeli altında sırıtıp batıla yancılık yaparlar. Şahsi ve siyasi ikbal ve menfaat dışında mukaddesat tanımazlar. Hırsızlıkta rekor kırarlar, para sıfırlarlar, ne var ki yüzleri hiç kızarmaz, gözleri hiç yaşarmaz, vicdanları hiç sızlamaz. AK Parti bundan sonra 700 bin liralık rüşvet kol saatiyle anılacak, ayakkabı ve çikolata kutusu denilince akla AK Parti gelecek, evdeki paraları sıfırlama muhabbeti açıldığında herkes dönemin Başbakanı’nı hatırlayacaktır. AK Parti’nin maskesi düşmüş, foyası dökülmüş, ipliği pazara çıkmıştır. Yüce Peygamberimizin buyurdukları gibi İslam, güzel ahlaktır. Harama el uzatanın, rüşvet alanın, hırsızlık ve yolsuzluk yapanın ahlakından söz edilemeyecektir. Dönemin Başbakanı başta olmak üzere AK Parti ileri gelenlerinin ahlaki sicili ortaya dökülmüştür. Bunların muhafazakârlığı ve mukaddesatçılığı büyük bir aldatmacadır. AK Parti’ye oy vermiş temiz ahlaklı ve ihlas sahibi vatandaşlarımız, bunları görecek ve haramın peşinden gitmeyecektir. İslam dininin haram ve günah saydığı her kepazeliği yapan, ama yine de iman bahsinde mangalda kül bırakmayan din tüccarlarına artık aldanmayacaktır. Yüksek sesle diyorum, inanmış bir kalple çağrıda bulunuyorum: Rüşvete karşı “Bizimle Yürü Türkiye.” Çöken ve yalnızlaşan dış politikaya karşı “Bizimle Yürü Türkiye.” Adaletsizliğe, ahlaksızlığa, asayişsizliğe, kutuplaşmaya, kavgaya, kargaşaya, karanlığa karşı “Bizimle Yürü Türkiye.” 1 katrilyon 370 trilyon liraya yaptırılan, aylık sabit giderleri 21 milyon lira olan bin 150 odalı kaçak saraya karşı “Bizimle Yürü Türkiye.” Kutuculara, kasacılara, millete küfreden havuzculara, gemicilere, villacılara karşı “Bizimle Yürü Türkiye.”diye konuştu.
Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“AK Parti-BDP-PKK ve küresel şarlatanlara karşı “Bizimle Yürü Türkiye.” Diyen, “İhanete karşı “Bizimle Yürü Türkiye.”Çözülmeye ve çürümeye karşı “Bizimle Yürü Türkiye.” İşsizliğe, yoksulluğa ve yolsuzluk çetelerine karşı “Bizimle Yürü Türkiye.” Toprağını ekemeyen çiftçilerimiz, siftah yapamayan esnaflarımız, muhtaç ve düşkün kardeşlerim, boş tencerelerin önünde gözyaşı döken analarımız size sesleniyorum, fakirliğe ve çaresizliğe karşı “Bizimle Yürüyün.” İşsiz bırakılan, sınavlarda hakkı yenilen, azarlanan ve horlanan geleceğimizin güvencesi gençlerimiz sizlere diyorum, haksızlıklara karşı “Bizimle Yürüyün.”Sefalet içinde yaşayan milyonlarca vatandaşım, safahat içindeki soyguncu azınlığa karşı “Bizimle Yürüyün.” Eşitsizliği törpülemek, kişisel hak ve hürriyetleri genişletmek için “Bizimle Ol Türkiyem.” Maddi ve manevi kalkınma için yollara düştük. Milliyetsiz bir yükselmenin, ahlaksız bir kalkınmanın hem imkânı olmadığını, imkânı olsa bile kıymeti bulunmadığını düşünerek yollara koyulduk. İman ve irfan harikası Türk milletini AKP tasallutundan kurtaracağız. Ayırma ve kayırma partisini sandığa gömeceğiz. Allah’ın izni, milletimizin desteğiyle 7 Haziran’da Milliyetçi Hareket Partisi iktidardadır. Herkes hesabını buna göre yapmalıdır. MHP, bütün tahminleri alt üst edecek, tüm beklenti ve öngörüleri bozacak ve Türk milletini iktidara taşıyacaktır. Bizde çelik gibi yürek, demir gibi bilek, sarsılmaz irade, yüksek ahlak, şaşmaz irade, yenilmeyecek yüksek ülküler vardır.”
Salonda ki partililere seslenen Bahçeli, “7 Haziran’da destan yazmaya var mısınız? 7 Haziran’da ihanetin kökünü kazımaya hazır mısınız? 7 Haziran’da AK Parti’yi silecek, MHP’yi yükseltecek misiniz? Çok çalışacak mısınız? Rabbim hepinizden razı olsun. Türkiye’nin teminatı sizlersiniz. Yarınlarımızın güvencesi ve partisi Milliyetçi Hareket’tir. Sözlerime son vermeden önce 11. Olağan Büyük Kurultayı’mızın ülkemize, milletimize ve Türk-İslam alemine hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Kurultayımıza katılan her bir dava arkadaşımı ve muhterem misafirleri saygılarımla selamlıyorum. Türkiye ve Türk milleti için üstlendiğiniz tarihi vazifede hepinize üstün başarılar diliyorum. Kurultayımızın demokrasi hayatımızda bir dönüm noktasını olmasını temenni ediyor, bu süreçte emeği geçen her arkadaşıma teşekkür ediyorum. Ötüken’den Malazgirt’e; Viyana Kapılarından Çanakkale’ye ve Büyük Taarruz’a kadar Türklüğü yaşatmak uğruna hayatlarını feda eden bütün ecdadımıza; Muazzam bir mücadeleyle devletimizi kuran Mustafa Kemal Atatürk ile kurucu kahramanlara, Bölücü terörle mücadelede şehit düşmüş asker, polis ve vatandaşlarımıza, Ve ebediyete intikal etmiş bütün dava ve ülkü arkadaşlarıma Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
Bahçeli gelenek haline getirdiklerini ifade ettiği Dedem Korkut’tan esinlendiği yeni bir hayır duasıyla konuşmasına son verdi.
Hayır duasında şunlar yer aldı:
Hak Teala; Karlı dağlarımızı yıkmasın. Kardeşliğimizi ve birliğimizi bozmasın.Devamlılığımızı kesmesin.Umutlarımızı kurutmasın.Huzurumuzu karartmasın. Hayallerimizi daraltmasın.Heyecanlarımızı azaltmasın. Milletimizi korusun, devletimizi güçlü kılsın. Ülkücünün alnını açık, talihini güzel etsin. İmandan ayırmasın, derlesin, toplasın. Günahlarımızı adı güzel Muhammet Mustafa yüzü suyu hürmetine bağışlasın. Hepinize sevgilerimi sunuyorum. Yolunuz ve bahtınız açık olsun. Cenab-ı Allah yar ve yardımcısınız olsun. Ve diyorum ki, “Bizimle Yürü Türkiye”, Ne Mutlu Türküm Diyene.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.