Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sebahat Yılmaz Ağladıoğlu, ergenlik döneminde yaşanan fizyolojik değişikliklerin çocuğun psikolojik yanını da etkilediğini söyledi.
PAÜ Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sebahat Yılmaz Ağladıoğlu, çocuklarda ergenlik döneminde yaşanan fizyolojik değişiklikler hakkında açıklamalarda bulundu. Yrd. Doç. Dr. Ağladıoğlu, "Ergenlik, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Bu süreç fiziksel, cinsel ve ruhsal açıdan gelişme ve olgunlaşmanın meydana geldiği bir dönemdir. Bu dönemde salgılanan hormonların etkisiyle, hızlı boy ve kilo artışı, vücut oranlarında değişiklikler ile birlikte cinsiyet özellikleri ortaya çıkar. Bu bulguların yanı sıra çocuğun erişkin son boyunun belirlendiği bir dönem olması açısından ergenlik çok önemlidir" dedi.
Ergenliğin kızlarda 10, erkeklerde ise 11-12 yaş civarında başladığını belirten Yrd.Doç. Dr. Ağladıoğlu, şunları kaydetti:
"Çevresel, yapısal ve kalıtsal etkenlere bağlı olarak her çocukta farklı şekilde seyredebilir. Kız çocuklarında ergenliğin ilk bulgusu meme gelişimi ve/veya pubik kıllanma, erkek çocuklarında ise testislerde büyüme ve/veya kıllanma ile başlar. Bu bulguların kız çocuklarında 8, erkek çocuklarında ise 9 yaşından önce başlaması erken ergenlik olarak kabul edilmektedir. Erken ergenlik çocuklarda boy kısalığının yanında psikososyal sorunlara da yol açabilmesi nedeniyle tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Ergenlik erken başlamasa bile hızlı ilerleme gösterebilir ve özellikle kız çocuklarında 10 yaşından önce adet görme riski söz konusu ise tedavi gündeme gelebilir. Ayrıca ergenliğin başladıktan sonra yaklaşık 2-4 yıl içinde tamamlanması gerekir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.