Beylikdüzü Belediyesi, Çerkez Dili Günü’nü Beylikdüzü Kültür Merkezi’nde düzenlediği program ile kutladı. Adige Alfabesi’nin yaygınlaşmasının 162’nci Yılı ve Çerkez Kültür Evi’nin kuruluşunun birinci yılında Çerkezce şarkılar, folklor gösterileri ve okunan şiirler; o yöreye özgü kültür zenginliğini gözler önüne serdi. Geceye katılan Başkan İmamoğlu ise, dansçılara yaptığı Çerkez dansı performansı ile etkinliğe renk kattı.
Farklı kültürleri yaşatmanın önemini vurgulayan ve dünyadaki her rengin bir bütünün parçası olduğunu gösteren organizasyonlarla vatandaşın karşısına çıkan Beylikdüzü Belediyesi, bu defa Çerkez kültürünü yüzlerce insana tanıttı. Adige Alfabesi’nin yaygınlaşmasının 162’nci Yılı ve Çerkez Kültür Evi’nin kuruluşunun birinci yılı, Beylikdüzü Kültür Merkezi’nde düzenlenen gecede yaşatıldı.
Günümüzde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Adigece dilinin korunması için Çerkez derneklerinin önemli temsilcileriyle buluşulan geceye Şaguj Yılmaz Ölmez ve öğrencileri, Kamuran Çolak yönetimindeki Dejugup ve solist Gupse Seda Özdemir woredleri, Çerkez Kültür Evi ve İtükaf Folklor Ekibi danslarıyla katıldı. Koro ekibiyle sahneye çıkan Dejugup, Çerkez havasından parçalar seslendirirken, İtükaf Müzik grubu, renkli enstrumanları eşliğinde Çerkez yöresine ait nağmeleri izleyenler için söyledi. Kendilerine eşlik eden folklor dans ekibi salonda tam anlamıyla bir Çerkez havası estirdi. Minik Çerkezler ise okudukları şiirler ile dillerine daha ufak yaştan itibaren nasıl sahip çıkacaklarını herkese gösterdi.
İMAMOĞLU GECEYE ÇERKEZ DANSI İLE EŞLİK ETTİ
Organizasyona Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı. Büyük bir kalabalığı selamlayan İmamoğlu’nun seyirciler için hoş bir sürprizi vardı. Sahneye çıkan İmamoğlu, dans grubu ile Çerkez yöresine ait folklorik dansa eşlik etti.
Çerkez Dili Günü için mühim mesajlar veren İmamoğlu, “Mükemmel bir ortam var. Olağanüstü bir kültürü yansıttınız. İnsanın kendini içinde hissettiği bir kültür. Bütün mücadele unsurlarını taşıyan bir kültür. Bu anlamda çok değerli. Çerkez yurttaşların duygularını hissetmesi adına bu ülkede yaşayan herkesin o tarihi okuyup incelemesi lazım. 1860 ve sonrası göç olaylarını okuduğumda çok şey öğrendim. Ben Karadeniz çocuğuyum. Benim çocukluğumun geçtiği köyde bir mera vardı. Oranın adı Çerkez mezarlığıydı. O acıların düştüğü yerde doğmuşum. Ben o acıları hissediyorum. Bunu taşıyan yürekli insanları da yürekten alkışlıyorum. Bu kültürü yaşatmak için elimizden ne geliyorsa yapalım. Bütün Çerkez hemşehrilerime teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.