Akciğer kanserinde etkili nanotüpler takip altında
- Sağlık Bakanlığı, solunum sistemi, kan, merkezi sinir sistemi, sindirim sistemi ve cilt üzerinde zehirli etkilere yol açarak akciğer kanserine neden olabildiği tespit edilen "nanotüpler"in kullanım alanlarını ve yürütülen bilimsel çalışmaları takip altına aldı
- Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanı Gültekin:
- "Nanütüpler, Kanser Danışma Kurulu Tıbbi Jeoloji Alt Kurulu tarafınca bilimsel açıdan takibe alınmıştır"
-"Alt kurul bilim insanlarımız gerek görüldüğünde kamuoyunu, ülkemizde ilgili kurumları bilgilendirecek ve gerek görülen önlemlerin alınması için harekete geçecektir"
ANKARA - YEŞİM SERT KARAASLAN - Sağlık Bakanlığı, solunum sistemi, kan, merkezi sinir sistemi, sindirim sistemi ve cilt üzerinde zehirli etkilere yol açarak akciğer kanserine neden olabildiği tespit edilen "nanotüpler"in kullanım alanlarını ve yurtdışında yürütülen bilimsel çalışmaları takip altına aldı.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanı Murat Gültekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserler içerisinde bir numaralı ölüm nedeni olarak gösterilen akciğer kanserine etki eden faktörlerin bilim insanlarınca araştırıldığını söyledi.
Yurtdışında nanotüplerin asbest benzeri yapısı nedeniyle akciğer kanserine yol açabildiğine yönelik araştırmaların yapıldığını ifade eden Gültekin, bunların manyetik rezonans, ultrason, floresan, nükleer ve bilgisayarlı tomografi gibi radyolojik alanlarda, moleküler görüntüleme, ilaç geliştirme sistemleri, hedefe yönelik tedavi, aşı geliştirilmesi gibi çeşitli alanlarda kullanıldığını bildirdi.
Gültekin, nanotüplerin, yaygın ve yararlı kullanım özelliklerinin yanı sıra moleküllerin özellikleri nedeniyle solunum sistemi, kan, merkezi sinir sistemi, sindirim sistemi ve cilt üzerinde muhtemel zehirli etkilere yol açtığının da tespit edildiğini söyledi. Moleküllerin elektriksel, mekanik ve ısısal (termal) özellikleri nedeniyle de elektronik, bilgisayar ve havacılık endüstrisinde yaygın olarak kullanıldığını anlatan Gültekin, "Karbon nanotüblerin işlenmemiş formda çok hafif oldukları için havada asılı halde kalarak akciğerlere ulaşma potansiyeli taşıdığı saptandı. Nanopartiküllerin, insan vücudunda en önemli giriş ve hedef organı akciğerlerdir. Bu nedenle, bu moleküllerin yıllar içerisinde akciğer kanserine yol açabileceği bildirilmiştir" açıklamasında bulundu.
Konu ile ilgili yapılan araştırmalarda tüm moleküllerin incelendiğini belirten Gültekin, özellikle, çok tabakalı 7 numaralı (MWCNT-7) karbon tüpünün tekrarlanan hayvan deneylerinde, muhtemel kanserojen olarak tespit edildiğinin altını çizdi. Gültekin, bunun uluslararası literatürde de bilimsel makale olarak yayımlandığını kaydetti. Söz konusu bilimsel araştırmanın, Lancet Oncology Dergisi'nde yayınlandığını belirten Gültekin, şunları kaydetti:
"Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) adına bu raporu hazırlamakla yükümlü bir grup araştırmacı, çok tabakalı 7 nolu karbon tüpün (MWCNT-7) elde mevcut hayvan deneylerine dayanarak, insanlar için muhtemel kanser yapıcı (karsinojenik) bir madde olarak sınıflandırıldığını bildirmiştir.
IARC tarafından da bu madde hakkında 20 yıl önce de muhtemel karsinojenik etkisi hakkında uyarı yapıldığını belirtildi. Bunun kanıtlandığı; otoritelerin bu nedenle diğer toksik ve zehirli yeni maddelerin markete girmesi konusunda uyanık olunması gerektiği ve karbon nanotüp üretimi ve yaygınlaştırılması konusunda büyük dikkat gerektiğini vurgulamıştır.
Sonuç olarak, nanopartiküllerin canlılar üzerinde zehirli etkilerinin olduğu canlı ortamda ve laboratuvar ortamında araştırmalarla gösterilmiştir. Gelecekte nanoteknolojinin daha yaygın kullanılır hale gelmesi, insanların nanopartiküllerle daha fazla teması anlamına gelecektir. Bu nedenle insanoğlunun 'asbestle gördüğü korkulu rüya'nın tekrarlanmaması için nanopartiküllerin, başta solunum sistemi olmak üzere insan sağlığı üzerine muhtemel olumsuz etkilerinin daha fazla araştırılması gereklidir."
Gültekin, bu nedenle Medikal Jeoloji Alt Kurulunda bir yıl önce karbon nanotüpler ile ilgili olmak üzere araştırmaların desteklenmesi, bu konun takip edilmesi karaları alındığını vurgulayarak, "Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı Kanser Danışma Kurulu Tıbbi Jeoloji Alt Kurulu tarafınca 2012 yılından bu yana bilimsel açıdan takibe alınmıştır. Alt Kurul bilim insanlarımız gerek görüldüğünde kamuoyunu, ülkemizde ilgili kurumları bilgilendirecek ve gerek görülen önlemlerin alınması için harekete geçecektir" diye konuştu.
Muhabir: Yeşim Sert Karaaslan
Yayınlayan: Kudret Topçu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.