Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:
-"1982 Anayasası'nın milli egemenliği esas almayan, ruhu ortadadır"
-"Türkiye'nin bu ruhu da değiştirmeyi esas alacak, merkezine başkanlık sistemini koyabilir, bununla birlikte diğer bütün pürüz alanlarını çözecek yeni bir anayasal reforma ihtiyacı var"
-"Dünyada İslamın gerçek yüzünü gösterecek, İslamın barışsever, insani yüzünü gösterecek çalışmalara ihtiyaç var"
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 1982 Anayasası'nın milli egemenliği esas almayan ruhunun ortada olduğunu belirterek, "Türkiye'nin bu ruhu da değiştirmeyi esas alacak, merkezine başkanlık sistemini koyabilir, bununla birlikte diğer bütün pürüz alanlarını, kördüğüm alanlarını da çözecek yeni bir anayasal reforma ihtiyacı var" dedi.
Kurtulmuş, Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Ebubekir Kitta ile Ankara'da bir otelde bir araya geldi.
Görüşme öncesinde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, "Seçim beyannamesinde medeniyet mücadelesi başlığı altında İslamofobiya ile mücadele edileceği yönünde haberler var. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine, bunun seçim beyannamesinde olup olmamasının önem taşımadığını söyledi.
Bütün İslam dünyasının iki tehlikeyle karşı karşıya olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bunlardan ilkinin İslamın yüce adını kullanarak insanlara karşı şiddeti, baskıyı, tehdidi, insanların hayatlarına son vermeyi kendileri için hak olarak gören bir takım terör örgütleri olduğunu belirtti.
Bunların çeşitli ülkelerde çeşitli isimler adı altında ortaya çıktıklarını anlatan Kurtulmuş, özellikle bunların yaptıkları işler karşısında faturanın öncelikli olarak İslam coğrafyasının ödediğini ifade etti.
Kurtulmuş, "Terörün bu karanlık yüzünü asla kabul etmek, asla İslam adıyla yan yana getirmek mümkün değildir" diye konuştu.
Özellikle 11 Eylül'den sonra dünyada gelişen bir İslam karşıtlığı olduğunu belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu özellikle Avrupa kıtasında ve bazı batı ülkelerinde daha önceki süreçlerde de bu işin fitili ateşlenmeye çalışıldı ama çok şükür tutmadı. Yani, 'Hazır ne güzel böyle İslam adına iş yapan karanlık örgütleri bulduk, topyekun bütün Müslümanları suçlayalım, bütün İslam dünyasını suçlayalım, hatta bütün İslam inancını ve İslam geleneğini suçlayalım' fikrinde olan İslamofobiya lobileri var. Dolayısıyla bunların her ikisine karşı da dünyada İslam'ın gerçek yüzünü gösterecek, İslam'ın barışsever, insani yüzünü gösterecek çalışmalara ihtiyaç var. Medeniyetler ittifakı çalışması olarak benim uhdemde olan bu çalışmanın da bu anlamda önemli olduğunu, yeryüzünün farklı bölgelerindeki farklı medeniyet mensubu insanların ortak insani değerler etrafında bir araya gelmesinin de önemli olduğunu bu anlamda biliyoruz ve bunu her platformda dile getiriyoruz. Bu çerçevede, bu ülkede yaşadığımız büyük İslami geleneğin, Horosan Erenlerinin, Anadolu Erenlerinin, Rumeli Erenlerinin getirmiş olduğu bu barışçıl, insan sevgisini merkeze alan, Mevlana'ların, Yunus'ların, Ahi Evran'ların diliyle konuşan anlayışın bütün dünyaya takdim edilmesi lazım ve bu anlamda gerçekten önemli çabaları ortaya koymamız gerekiyor."
Türkiye'nin bunu her platformda dile getirdiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Eğer bunları yapabilirsek, İslam'ın barışçıl dilini, asırlar boyunca bu topraklarda yaşadığımız insani dilini bütün dünyaya yaymayı başarır, bunu da bugünün politik dili üzerinden dünya siyasetiyle tanıştırmayı, dünya siyasetine takdim etmeyi başarırsak sadece İslamofobiyanın, İslam adına işlenen bu cinayetlerin verdiği olumsuz havayı ortadan kaldırmakla kalmayız. Aynı zamanda dünya barışının sağlanabilmesi için de çok büyük bir katkı sağlamış oluruz" değerlendirmesinde bulundu.
-"Kendi bağlamından kopartarak tartışmıyoruz"
Kurtulmuş, "Dün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Bakanlar Kurulu Toplantısından sonra 'başkanlıkla ilgili hükümetin bir çalışması yok' şeklinde bir açıklaması oldu" denilmesi üzerine de başkanlık sistemini kendi bağlamından kopartarak tartışmadıklarını söyledi.
Tartıştıkları konunun, Türkiye'de artık bir sistem değişikliğine duyulan ihtiyaç olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'de yeni bir anayasal reforma duyulan ihtiyacı yıllardır savunduklarını kaydetti.
Kurtulmuş, 2010'daki anayasa referandumundan bu yana Türkiye siyasetinin en önemli çözülmesi gereken konularından birinin bu olduğunu belirterek, "Başkanlık sistemi esaslı bir anayasa ve ayrıca Türkiye'nin daha iyi yönetilebilmesini sağlayacak anayasal değişikliklerin yapılması, bütün temel sorunlarımızda sıkışıp kaldığımız kördüğüm noktalarının açılabilmesi için katılımcı, demokratik, sivil bir anayasaya ihtiyacımız olduğu açıktır" dedi.
Sadece Anayasa değişikliğinin de yetmeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bakın barajı tartıştık, bu seçim öncesinde yine tartışıyoruz. Türkiye'nin çok önemli meselelerinden birisi de barajın ya düşürülmesi ya tamamen kaldırılmasıdır. Bunu da tartışacak bir seçim sistemi, siyasi partilerin daha demokratik bir yapıya kavuşması için siyasi partiler yasasının değişmesi, Meclis İçtüzüğünün değişmesi ve 12 Eylül'den sonra gelen bütün antidemokratik yasaların tamamının kaldırılarak çöp tenekesine atılması lazım. Bu, Türkiye siyasetinin bir numaralı önceliklerinden, önemli önceliklerinden birisidir. Ben şuna benzetiyorum, geçtiğimiz 12-13 yıllık süreç içerisinde Türkiye vesayetlerle mücadele etti, Türkiye'de milli egemenliğin sağlanabilmesi için milli egemenliğin, millet iradesinin önündeki bir sürü odaklarla mücadele edildi. Tabiri caizse millet egemenliğini kendi uhdesine almış olan bir takım ekonomik ve siyasi elitlerin elinden millet egemenliği, milli irade anahtarı alındı. Şimdi bizim siyasi irade olarak bu anahtarı bütünüyle millete devretmemiz lazım. Bunun yolu da Türkiye'ye yeni bir anayasal reformdur. Bütün sistemin teferruatı çok iyi tartışılacak ve bunun sonucunda çok daha hızlı işleyecek, çok daha ciddi bir şekilde bütün gücü beşeri anlamda milletin eline verecek olan yeni bir reforma ihtiyacımız var. Bunu yeni tartışmıyoruz. Bu seçim öncesinde gündeme gelen bir tartışma değil. Bu tartışma, Türkiye'nin 1982 Anayasası'nın kabul edildiği ertesi günden itibaren başlayan tartışmasıdır. Zamanında yeni bir anayasa talebinde bulunanların ne kadar haklı olduğunu göstermiştir."
Çok kez anayasa değişikliği yapılmış olmasına rağmen, 1982 Anayasası'nın ruhunun ortada olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"1982 Anayasası'nın milli egemenliği esas almayan, sistemi bu anlamda tamamen milli iradenin egemen olduğu bir sistem haline koymayan ruhu ortadadır. Bu ruhu da değiştirmeyi, sistem değişikliğini esas alacak, evet, merkezine başkanlık sistemini koyabilir ama bununla birlikte diğer bütün pürüz alanlarını, kördüğüm alanlarını da çözecek yeni bir anayasal reforma ihtiyacı var Türkiye'nin. Bunu da önümüzdeki seçim kampanyası sırasında, ister istemez, herhangi bir partinin bunu gündemine almasına da gerek yok. Eğer siyasi partiler seçim kampanyasında siyaset konuşacaklarsa bu anlamda Türkiye siyasetinin en temel meselelerinden birisi bir anayasal reform ihtiyacıdır. Bu da doğal olarak seçime gidildikçe, seçim süreci yaklaştıkça tartışılmaya devam edecek, bu tartışmalar yoğunlaşacaktır."
Kurtulmuş, daha sonra Mali Cumhurbaşkanı Kitta ile görüştü. Görüşme, görüntü alınmasının ardından basına kapalı gerçekleşti.
Muhabir: Ferdi Türkten
Yayınlayan: Kudret Topçu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.