TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu
- Komisyon Başkanı Dedegil:
- "Mahalle baskısı değil, üst kattan biri yardım isteyerek bağırıyor ve sen televizyonda kanal değiştirmeye devam ediyorsan bu bize ters"
- CHP İstanbul Milletvekili Toprak:
- "Şiddet gören birine rastlandığında polise haber vermek, 'aman karışmayalım' dememek bir insanlık sorumluluğu"
- Erkek konukevine ilişkin sunum yapan Aile ve Sosyal Politikalar İstanbul İl Müdür Yardımcısı Gür:
- "Şu ana kadar erkek konukevimizden 15 kişi yararlandı. 15 vakanın 15'i de emniyetten barınma tedbir kararı alınarak geldi"
TBMM - TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Alev Dedegil başkanlığında toplandı.
Toplantıda, Adalet Bakanlığı Ankara Aile Mahkemesi'nden Hakim Zeynep Öksüzoğlu, karşılaştığı davalardan hareketle kadına yönelik şiddetin sebep ve sonuçları ile önlenmesine ilişkin görüş ve önerilerini aktardı.
Boşanma davalarında sürecin uzamasının, adli kolluğun olmamasının şiddetle mücadelede aile mahkemelerinin işini zorlaştırdığını anlatan Öksüzoğlu, "Şiddet eskiden de vardı, şimdi de var ama kadınlar bilinçlendi. Haklarını arayabiliyorlar. Bunun için de sayılar arttı" dedi. Öksüzoğlu, şiddet uygulayanlara yönelik verilen adli kararların sonuçlarına ilişkin ellerinde kesin veriler olmadığını belirterek, ancak evden uzaklaştırma kararının özellikle maddi imkanları kısıtlı kesim üzerinde caydırıcı bir etkisi olduğunun görüldüğünü kaydetti.
Öksüzoğlu, şiddetle mücadelede eğitimin önemine işaret ederek, okullarda ve askeri birliklerde buna yönelik eğitimler verilebileceğini söyledi.
Ankara'da 2014 yılında bin 374 kadın hakkında koruma kararı alındığını aktaran Öksüzoğlu, mahkeme olarak koruma kararı verirken evli kadın şartının aranmadığının altını çizdi. Koruma kararları içinde kimlik bilgisi değiştirme kararı olduğunu da belirten Öksüzoğlu, bugüne kadar 231 kişiyle ilgili kimlik bilgisi değiştirme kararı alındığını aktardı. Öksüzoğlu, kimlik bilgisi değiştirilen kadınların bu bilgilerinin elektronik ortamlardaki uygulamalarda görülmemesi için de özel uygulamalar geliştirildiğini, bu bilgilere sadece görevliler tarafından ulaşılabildiğini aktardı.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde mağdur odaklının dışında, fail odaklı bir anlayışın da geliştirilmesi gerektiğini, bunun özellikle şiddetin tekrarını önlemede etkili olacağını belirten Öksüzoğlu, yasal düzenlemelerin bu yönünün eksik olduğuna dikkati çekti.
-"Güvenlik tedbirleri elbette alınsın"
AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde mahalleyi kültürünü etkin kılmaya yönelik önerisine değindi. Uçma, "Polisiye tedbirleri mahalleli alacak değil. Siz, olay vuku bulsun bulmasın bütün güvenlik tedbirlerini alın. Ama benim söylediğim toplumun kendi içindeki dayanışmasına ilişkin bir süreçtir. Ben bir mahallelilik kültüründen bahsediyorum" diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak da mahalle kültürünün özellikle büyük şehirlerde değiştiğini vurgulayarak, "Mahallede sıcak komşuluk ilişkileri insanların birbirine yardımcı olması, paylaşımlar yaşanması, dostluk ilişkileri çok hoş şeyler ama artık böyle mahalle ortamları kalmadı" dedi. Mahallenin bir otorite haline gelerek, kişiyi sürekli gözetler pozisyonda olması tehlikesinin de gözardı edilmemesi gerektiğin vurgulayan Toprak, konunu bu iki boyutuyla dikkatli ele alınması gerektiğini söyledi.
Şiddetin kabul edilemez ve duyarsız kalınamaz bir durum olduğunun da herkese öğretilmesi gerektiğini kaydeden Toprak, "Şiddet gören birine rastlandığında polise haber vermek, 'aman karışmayalım' dememek bir insanlık sorumluluğu" dedi.
Komisyon Başkanı Dedegil de mahallenin etkin olması tartışmasının bir mahalle baskısı olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayarak, "Sözü edilen mahalle baskısı değil, üst kattan biri yardım isteyerek bağırıyor ve sen televizyonda kanal değiştirmeye devam ediyorsan bu bize ters" dedi.
Dedegil, İtalya'da erkek çocuklar üzerinde yapılan karşı cinse yönelik şiddetle ilgili bir araştırmaya ilişkin kısa filmi izlettirdi. Araştırmaya katılan erkek çocuklardan bir kız çocuğuna vurmalarının istenmesi, ancak onların vurmamayı tercih etmesi üzerine Dedegil, "Biz onlara öğretmiyorsak, yetiştirirken yanlış yapmıyorsak çocukların dünyasında şiddet yok" değerlendirmesinde bulundu.
CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer de kadına yönelik şiddetin önlenmesinin "mahallenin namusu" kavramı ile gündeme getirilmesini eleştirdi. Yüceer, bunun tehlikeli bir yaklaşım olduğunu namus kavramının kişiye göre değişebileceğini ve kadına yönelik mağduriyetler doğurabileceğini savundu.
AK Parti Kütahya Milletvekili Vural Kavuncu da komisyon üyelerinin aslında aynı şeyleri savunduğunu, herkesin önceliğinin kadına yönelik şiddetin önlenmesi olduğunu ancak kavramlarda sorun yaşandığını savundu. Kavuncu, "Aynı şeyleri konuşuyoruz ama kavramları yanlış algılıyoruz galiba. Kimse bu durumu mahallenin bıçkın delikanlılarına bırakalım anlayışında değil, her türlü enstrümandan yararlanarak soruna çözüm üretmek istiyoruz" dedi.
-"Evden uzaklaştırılan kişilerin barınma sorunu büyük sıkıntı"
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Çankaya İlçe Emniyet Amirliği Cebeci Polis Merkezi Emniyet Amiri Nuğman Demirdiş aile içi şiddet olaylarında izledikleri prosedür ve yapılan işlemler hakkında bilgi verdi.
Demirdiş, 14 ilde hizmet veren Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) ile kolluk kuvvetleri arasında mevzuattan kaynaklanan bazı sıkıntılar ve iletişim kopuklukları olduğuna dikkati çekerek, ŞÖNİM'in vakalarda kendilerinden GBT kaydı, doktor raporu ve ifadeleri istediğini, ancak soruşturmanın gizliliği gereği bunları bir başka kuruma vermelerinin suç olduğunu belirtti.
Evden uzaklaştırılma kararı verilen kişiler için kalacak yer sorunu olduğunu, bunun istenmeyen olaylara yol açtığını kaydeden Demirdiş, Ankara'da kısa süre önce annesi ve kardeşine şiddet uyguladığı için evden uzaklaştırma kararı verilen madde bağımlısı kişinin sabahladığı parkta ölü bulunduğunu anlattı. Demirdiş, sosyal devlet olmanın gereği olarak bu kişilere yönelik de düzenleme yapılması ve barınacak yer sağlanması gerektiğini söyledi.
Şikayetler sonrasında mağdurların ikametinin haftada bir kez kolluk kuvvetlerince kontrol edilmesinin bazı mağdurları rahatsız ettiğini ve evlerine polis gelmesini istemediklerini de ifade eden Demirdiş, elektronik kelepçe uygulamasının bu sorunu ortadan kaldırabileceği görüşünü aktardı.
-"Ekip otosunu taksi gibi kullanmak isteyenler oluyor"
Demirdiş, şiddet vakalarında yasa gereği doldurulması zorunlu anketlerde yer alan bazı soruların polisler tarafından sorulmasının da uygun olmadığını ve tepki aldıklarını belirterek, bu sorular arasında evlenme nedeni, boşanma davası olup olmadığı, kaçıncı evlilik olduğu gibi sorular bulunduğunu ifade etti.
Koruma talep eden mağdurlara, can güvenliğinin olmaması halinde ekip otolarının eşlik ettiğini anlatan Demirdiş, "Bazı kişiler 'benim koruma kararım var' diyerek ekip otolarını taksi gibi kullanmak istiyor" dedi.
-Komisyonda ilk kez erkek konukevine ilişkin sunum yapıldı
İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Erkek Konukevi'nden İl Müdür Yardımcısı Arzu Gür de komisyonda bir sunum gerçekleştirdi.
Gür, erkek konukevlerinin fiziksel, cinsel, duygusal ekonomik ve sözlü istismara maruz kalan erkekler için 2013 yılında açıldığını, İstanbul ve İzmir'de olmak üzere iki erkek konukevinin hizmet verdiğini anlattı. Erkek konukevlerinde de kadınlardaki hizmetlerin hepsinin verildiğini vurgulayan Gür, önceliklerinin kalanların can güvenliği olduğunu, bu nedenle erkek konukevinin adreslerinin de gizli tutulduğunu söyledi.
Şiddet mağdurlarına hizmet verdiklerinin altını çizen Gür, "Şu ana kadar erkek konukevimizden 15 kişi yararlandı. 15 vakanın 15'i de emniyetten barınma tedbir kararı alınarak geldi" dedi. Gür, 75 yaşında da bir kişinin de erkek konukevinden yararlandığını, kendilerine başvuranlar arasında bir öğretim görevlisinin de olduğunu belirtti. Kendilerine başvuranların çoğunluğunun kan davası, töre gibi gerekçelerle can güvenliğinin kaybolması riski altındaki kişiler olduğuna işaret eden Gür, Emniyetin de bu vakaları takip ettiğini kaydetti.
-"Yoğurdun ekşi tarafını konuşmamız gerekiyor"
MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ise komisyona bilgi veren kamu çalışanlarının hizmetleri gayet güzel anlattıklarını ancak kadın ölümlerinin neden sürdüğünü kimsenin açıklayamadığını kaydetti. Demirel, eleştirel gözle bakılmaması halinde sorunlara çözüm üretilemeyeceğini vurgulayarak, "Yoğurdun ekşi tarafını konuşmamız gerekiyor. Sunum yapan kamu görevlisi arkadaşlar mevzuatın eksik taraflarını anlatsınlar. Yoksa biz bu komisyonu niye kurduk?" değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Barosu'ndan Avukat Ülkercan Özbey İlhan da sunumunda Baro bünyesindeki Gelincik Merkezi hakkında bilgi verdi. İlhan, merkezin 7 gün 24 saat avukatların hizmet verdiği çağrı hattı bulunduğunu, bugüne kadar 25 bin mağdurun başvuru yaptığını ve 2 bin 418 kişiye avukat atandığını söyledi.
Komisyonda Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu Numune Hastanesi Kriz Merkezi'nde görevli psikolog Ayça Balkanlı, Ankara Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi'nden (ŞÖNİM) psikolog Nurdan Irmak, Kadın Konukevinden Çocuk Gelişimci Aydan Çilingir ve Mamak Belediyesi Kadın Danışma Merkezinden Sosyal Çalışmacı Hilal Gürpınar da kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda deneyim ve önerilerini aktardılar.
Bu arada komisyon üyeleri arasında toplantı gün ve saatleri ile gündemi konusunda daha sağlıklı haberleşmek amacıyla cep telefonlarında kullanılan bir uygulama üzerinden haberleşme grubu oluşturuldu.
Muhabir: Seval Güler
Yayınlayan: Hamdi Çelikbaş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.