BM'den, Türkiye'nin "Güvenlik Konseyi'nde reform" çağrısına destek
- Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi Genel Direktörü Vekili Moller : "Birleşmiş Milletler'in reform ihtiyacı olduğu konusunda Başbakanınıza katılıyorum"
- "Kurumun yapısı bugünün zorluklarına tam olarak cevap veremiyor"
- "Türkiye'nin, kendisini içerisinde bulduğu Ortadoğu'daki ve daha geniş alandaki bütün problemler bölge ülkeleri tarafından çözülmeli"
- "Oturup sadece, 'Sorun var' demenin yararı yok"
- "Ben Türkiye'nin ekonomik ve siyasi bir güç olarak bölgede liderlik sorumluluğu olduğunu düşünüyorum"
CENEVRE-LONDRA - Fatih Erel /Gökhan Kurtaran - Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi Genel Direktörü Vekili Michael Moller Türkiye'nin BM'de reform yapılması yönündeki çağrısına destek verdiğini belirterek, "Birleşmiş Milletler'in reform ihtiyacı olduğu konusunda Başbakanınıza katılıyorum" dedi.
İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu'nda (WEF) AA muhabirinin sorularını cevaplandıran Moller, BM'nin 70 yıl önce kurulduğunu ve yapısının bugüne kadar çok az güncellendiğini anımsattı.
Moller, "Birleşmiş Milletler'in reform ihtiyacı olduğu konusunda Başbakanınıza katılıyorum. Kurumun yapısı bugünün zorluklarına tam olarak cevap veremiyor" dedi.
BM'de birçok sorun olduğu ve daha da kötüleşebileceği konusunda herkesin hemfikir olduğuna işaret eden Moller, fakat kimsenin birlikte ne yapılabileceği konusunda net bir hedefe sahip olmadığını kaydetti.
Moller, BM'nin yeniden yapılandırılması için uzmanlığın yanında üye ülkelerin de aktif katkısına ihtiyaç olduğunun altını çizerek, "Birleşmiş Milletler'de reform olsun, demek kolay. Fakat bunu nasıl yapacağız? Üye ülkeler olarak bununla ilgili olarak ne yapacağız? Oturup sadece, 'Sorun var' demenin yararı yok" ifadelerini kullandı.
-"Problemler bölgenin kendisi tarafından çözülmeli"
Türkiye'nin bölgesinde önemli bir oyuncu olduğuna dikkati çeken Moller, "Türkiye'nin, kendisini içerisinde bulduğu Ortadoğu'daki ve daha geniş alandaki bütün problemler bölge ülkeleri tarafından çözülmeli. Bunlar büyük güçler tarafından çözülmeyecek" dedi.
Bölgesel sorunlarda üye ülkelerin daha aktif çözümler geliştirmesi gerektiğine işaret eden Moller, şunları kaydetti :
"Eğer oturup sorunların sadece Amerika, Rusya veya Çin tarafından çözülmesini beklersek, daha çok bekleyeceğiz demektir. Bunlar içsel bir şekilde çözülmeli. Ben Türkiye'nin ekonomik ve siyasi bir güç olarak bölgede liderlik sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Sadece Türkiye değil, İran ve Suudi Arabistan gibi büyük oyuncunun da problemleri çözüme ulaştırmak konusunda sorumluluğu var."
- 5 ülkenin sözü tüm dünyaya bedel
BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) reform taleplerinin ilk olarak üye ülkeler tarafından BM Genel Kurulu'na sunulması gerekiyor. Talepler daha sonra Genel Kurul toplantısında tartışılıyor. Genel Kurul, geçmişte de bu yönde çeşitli değişiklik taleplerini ele almıştı.
Ancak reformun yapılması için Konsey üyelerinin oylamasına ihtiyaç duyuluyor. Güvenlik Konseyi'nde herhangi bir değişiklik için 5'i daimi 10'u geçici 15 üye ülkeden 9 ülkenin olumlu oy kullanması gerekiyor. Bununla birlikte, ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa'dan oluşan daimi 5 üye ülkenin veto hakkı olduğu için bu üyelerin hepsinin olumlu yönde oy kullanmaları koşulu bulunuyor.
- "Dünya beşten büyüktür"
Başbakan Ahmet Davutoğlu en son İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu'nda (WEF) yaptığı konuşmada BM'de reform çağrısında bulundu.
Davutoğlu, ''Her konuda o konuyla ilgili olan herkes sürece dahil edilmelidir. Şimdi daimi bu 5 ülke herhangi bir kriz konusunda ne yapılacağına karar veriyor. Sadece Suriye değil, Afrika'da çok fazla güvenlikle ilgili konu var. Ancak bu P5 ülkeleri arasında hiçbir Afrika ülkesi yok. Birçok Müslüman devlette sorun var ama onların temsiliyeti yok'' ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yakın zamanda TBMM'nin ev sahipliğinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) 10. Konferansı'ndaki konuşmasında BM için değişim talebini bir kez daha dile getirmişti.
Erdoğan, BM'de üye 56 İslam ülkesinden hiçbirinin sözünün geçmediğini belirterek, "Bu hakkı kimse bize vermeyecek, bunu istiyorsak kendimiz teslim alacağız" demişti.
Suriye'deki krize BM tarafından bir çözüm bulunamamasını eleştiren Erdoğan, "Hala Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bununla ilgili kararını veremiyor. 110 bin insan tanklarla, toplarla, helikopterlerden indirilen, uçaklardan yağdırılan bombalarla yaklaşık üç yıldır öldürülüyor. 110 bin kişi öldü. Hala Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bununla ilgili kararını veremiyor. Birleşmiş Milletler neye yarar? Birleşmiş Milletler barış için kurulmuş, tesis edilmiş bir kuruluştur" ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan BM'in görevini yapamadığını belirterek, beş daimi üyenin dudakları arasına kilitlenmiş bir dünyanın olmayacağını belirterek, "Dünya beşten büyüktür" hatırlatmasında bulunmuştu.
- Suriye'deki insanlık dramı çözülemedi
Özellikle son yıllarda Suriye gibi bölgesel insani krizlerin yaşandığı çok sayıda olayla ilgili konularda mutlak veto gücünü elinden bulunduran daimi üyelerin çıkar çatışmaları nedeniyle BM nezdinde bu zamana kadar kapsamlı kararların alınması mümkün olmadı.
Suriye'de Mart 2011'de başlayan iç savaş, BM'nin üç özel temsilci değiştirmesine, çok sayıda uluslararası konferans düzenlenmesine ve çözüm planları ortaya sürülmesine rağmen şekil ve öncelik değiştirerek hala devam ediyor.
BMGK'da 2014 yılında, ülkeye insani yardım ulaştırılmasını temin etmek için biri şubat diğeri de temmuz ayında iki karar tasarısı oy birliğiyle kabul edildi. Ancak kararlar uygulanamadı ve milyonlarca insana yardım ulaştırılamadı.
Soruna siyasi çözüm bulmak için ocak ayında toplanan 2. Cenevre Konferansı'ndan da sonuç alınamadı. BM'nin Suriye için görevlendirdiği ikinci özel temsilci El Ahdar el-İbrahimi de selefi Kofi Annan gibi başarısız olarak mayıs ayında istifa etti.
BM, 10 Temmuz'da Staffan de Mistura'yı Suriye özel temsilcisi olarak atadı. Mistura, krizi sonlandırmak için farklı bir teklif sundu ve belirli bölgelerde çatışmaları dondurarak yerelden genele ulaşmayı önerdi.
Diğer taraftan Fransa tarafından hazırlanan ve Suriye'de işlenen savaş suçlarının Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşınmasını öngören BMGK tasarısı ise, 22 Mayıs'taki oylamada Rusya ve Çin tarafından veto edilmişti.
Muhabir: Fatih Erel
Yayınlayan: Murat Ünlü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.