Tencere tava satanlar…
Cep telefonu kampanyacıları…
Ayakkabıdan, monttan tutun da çarşaf, yatak örtüsü satanlar…
Elektrikli ev aletleri… Sobalar, ocaklar, fırınlar…
Çamaşır askısı hatta bilmem nereden getirdikleri ütü satanlar da dahil buna…
Söylemeye gerek yok, yağ satanlar, bal satanları da biliyoruz zaten.
‘Ayrıca gıda takviyesi’ diye kitabına uydurdukları bir takım şeyler de pazarlanıyor bu ekranlarda.
Bilmem ne otu…
Bilmem ne yaprağı…
Falanca kremi…
Feşmekanca ağrı kesici kremler, yağlar v.s…
Tüy dökücüler, saç çıkartıcılar…
Son birkaç aydır da cinsel aktiviteyi artırıcı kremler, haplar ve de tohumlar…
İşportacı ağzıyla bangır bangır bağırarak ekranlarda boy göstermeleri yetmiyor, bir de ekranların altlarında ”fısıltıyla konuşanlar. Beş etki bir arada. Büyütücü, geciktirici v.s” diye başlayan ve “hemen arayın. Kargo bedeli hariç 39.90’a” olarak devam eden yazılar var.
Beğenmeyip memnun kalmazsanız 3 gün ya da 15 gün içinde ürünü iade edin diye de kendilerini yasalardan sıyırıyorlar.
Bugüne kadar kaç kişinin parasını iade etmişler ki?
Bir iade etmeye kalkın da görün elli dereden nasıl su getirtenleri…
Falanca, filanca ünlü profların başka kanallardaki konuşmalarından alıntılarla kampanya ya da mucize adı altında satış yapıyorlar.
Falanca yağ için peygamber efendimizin adını kullanıp bu yağla ilgili hadisi dile getiriyorlar.
Kimisi sakallı, kimisi cübbeli…
Hacısı, hocası, gacısı, bacısı ekranlarda…
Nabza göre şerbet anlayacağınız.
Hele birisi var ki hayret ki hayret!
Bir gün bakıyorsunuz kravatlı grant tuvaletli.
Bir başka gün aynı adam kirli sakallı…
Bir başka günse saz çalıp şarkı türkü okuyor.
Bir başka gün aynı adam hoca olmuş Kur’an tefsiri yapıyor.
Yine bir başka gün dekolteli bayanlarla cinsel ürün reklamı yapıyor.
Dedik ya nabza göre şerbet…
‘Kampanya, ucuzluk, damping ya da mucize ve de inanılmaz satış’ adı her ne olursa olsun almış başını gidiyor.
“Serbest piyasa ekonomisi, isteyen istediği ürünü istediği fiyata satar” diyenler olabilir.
“Siz de almayın” demesi kolay…
Adamlar konusunda uzman…
O kadar becerikliler ki, damardan girip almayanın alası geliyor.
Sonrası da vay anasını sayın seyirciler..!
Vatandaşın çoğu bu şekilde mağdur ediliyor.
Onun için denetim şart!
Devletin izin verdiği ölçüde isteyen istediğini satsın.
Ancak ne sattığını ve de ne kadar gerçek olup olmadığını da devlet denetlesin.
Gerçekten reklamdaki gibi etkili mi?
İspata davet etsin üretici ya da satıcı firmayı.
Bir zamanlar “şu kadar tel saç çıkartıyor” diyen firmayı bunu ispat edemediği için cezalandırmıştı devlet.
Hatta bir ısıtıcı firmasının “yüzde bilmem kaç elektrik tasarrufu yapıyor” iddiasının da gerçek olmadığını belirlemişti
Demem o ki, tv ekranlarında çok abartılarla satışa sunulan ürünler için de bu yapılmalı.
Yapılmalı ki vatandaş mağdur olmamalı…
Sadece bakanlıktan izin alıpta satışa sunmak yetmez.
Alınan iznin yanında; üretim, imal ve son kullanım tarihi, kalite ve iddia edilen etkilerinin olup olmadığı da kontrol edilip ürün ambalajına okunur bir şekilde bulunmalı.
Nasıl kullanılacağına dair bir prospektüsü olmalı.
Dedikleri ve övdükleri gibiyse amenna…
Ama değilse de bu sahtekarlıklarının cezasını çekmeliler…
Devletin görevi vatandaşını korumaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.