Yeşilboğaz: “Cinsiyetçi Dil Ayrımcılığı Şiddetin İlk Basamağıdır”

Cinsiyet ayrımcılığının, siyasilerin uyguladığı politika ve kullanacağı dille çok bağlantılı olduğunu belirtenBaro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz,“Özellikle siyasi iktidarlar kadını hiçe sayan, erkeği kutsallaştıran dil kullandığı zaman bu ayrımcılığı başlatıyor. Türkiye algılarla yönetiliyor. Herkes araştırarak, içselleştirerek bir yaşam tarzı belirlemiyor. Kulaktan dolma bilgilerle yaşıyoruz. Siyasi kimlikler ya da toplumda önderlik yapan kişiler, ayrımcı dili kullandığı zaman hemen arkasından şiddet geliyor. Kişi onu örnek alıyor, onu benimsiyor ve şiddeti meşru görüyor. Bunun önlenmesi için kalıcı politikalar üretilmesi gerekiyor”diye konuştu.
“ERKEK ÇOCUK KUTSALLAŞTIRILMAMALI”
Kullanılan dille, toplumumuzda erkek çocukların kutsallaştırıldığını ifade eden Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz,“Erkek çocuklar çok farklıdır, erkek çocuklar geleceği sürdürecek gibi söylemler; örneğin sünnet törenleri erkekleri kutsallaştırıyor. Ayrıca evde kullanılan dil de çok önemli. Erkek erkekliğini bilecek, kadın kadınlığını bilecek gibi söylemler ayrımcılık yaratan sözlerdir. Ayrımcılık önce evde başlıyor, öncelikle anne, baba çocuğunda ayrımcılık yapıyor. Asıl sıkıntı burada. Bireyler büyüdüğü zaman toplumda ayrımcılık daha çok belirginleşiyor”şeklinde konuştu.
“MEDYAYA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”
Toplumda cinsiyet ayrımcılığının önüne geçmek için öncelikle ailelerin eğitilmesi gerektiğini ifade eden Baro Bşk. Bilgin Yeşilboğaz,“Toplumsal eğitimlerle rol modeller çıkarmamız gerekiyor. Bunun için medyaya büyük görev düşüyor. Ama maalesef program ve haber içerikleri bunu gerçekleştirmek için uygun değil. Eğitimin yanı sıra, ekonomik politikaların da gelişmesi gerekiyor. Sosyolog ve psikologlarla toplumumuza nasıl bir rol çizilebileceği irdelenmelidir. Toplumsal eğitim düzeyi artırılmalı, farkındalık yaratılmalı”dedi.
“SİYASİLER BİZİMLE İŞBİRLİĞİ YAPMALI”
Mersin Barosu olarak, kendilerine düşen görev varsa, bu rolü üstlenmeye hazır olduklarını ifade eden Baro Bşk. Bilgin Yeşilboğaz,“Siyasiler bu konuda bizimle iş birliği yapabilir. Çünkü biz toplumun tabanını oluşturuyoruz. Kadının da, çocuğun da yaşadığı sorunu biliyoruz. Hayvanların haklarını da, çevrenin de sorunlarını biliyoruz. Cinsiyet ayrımcılığının hangi boyutlara ulaştığın biz hukukçular biliyoruz. İnsanlar bu konularda avukatlara gelip destek istiyor. Biz bu iş birliğine hazırız. Keşke bize bu imkânı verseler. Ama önce kalıcı, uzun yıllar sürebilecek, uygulanabilir politikalar gerekiyor. Bu politikalar kendilerine göre değil, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış ülkelerdeki standartlara uygun olmalı. Bunlar yapılmadığı zaman, toplumdan da uygulamasını bekleyemeyiz”ifadesini kullandı.