Tarsus’ta geçtiğimiz Şubat ayında öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan davasının 2. duruşması Tarsus Adalet Sarayında yapıldı.
Duruşmaya sanıklar Ahmet Suphi Altındöken Adana, babası Necmettin Altındöken Gaziantep ve arkadaşı Fatih Gökçe de Osmaniye'deki cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldılar.
Türkiye genelinden çok sayıda avukatın izlediği duruşmada, sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken gibi arkadaşı Fatih Gökçe de mevcut iddialara ek olarak "nitelikli cinsel saldırı" suçlamasıyla da yargılandılar.
Savcını ek iddianame okumasıyla başlayan duruşmada Özgecan Aslan’ın bedeni üzerinde her hangi bir sperm izine rastlanmadığı vurgulandı.
İlk öce SEGBİS aracılığıyla Fatih Gökçen’in ifadesi alındı. Gökçe, “Gördüğüm kadarıyla aracın her tarafı kandı. Ben Özgecan’ı hiç görmedim. Dünya ahret bacım olsun. Ailem sürekli linç ediliyor! Olacağım en kötü yerdeyim, neden yalan söyleyeyim. Suçlamayı bana yıkmak istiyorlar” diye konuştu.
Fatih Gökçe kendisine yöneltilen ‘tecavüz var mı?’ sorusuna “Bilmiyorum her halde var” şeklinde konuştu.
Ahmet Suphi Altındöken ise ifadesi sırasında Fatih Gökçe’ği suçlayarak, “Fatih arabaya ilk bindiğinde üniversitenin oraya gittik. Arabanın arkasına geçti. Arabada o sırada kan yoktu. Kesme olayı yoktu. Sonra evin orada oldu.Sonra kendisi aracı sürdü. Fatih benim 2004 yılından beri arkadaşım. Böyle rezil bir olayda neden iftira atayım. Yapmış ki söylüyoruz. Beni tehdit etti. Çoluk çocuk demem öldürürüm diye” şeklinde konuştu.
Baba Necmettin Altındöken ise olayla uzaktan yakından ilgili olmadığını savunarak, “Fatih’in iddiaları konusunda hiçbir bilgim yok” dedi.
Mahkemede Özgecan’ın vücudunda 11 bıçak darbesi olduğu ve bunlardan 8 tanesinin öldürmeye yönelik olduğu kaydedildi. Savcılık iddianamesinde telefon incelemesi neticesinde cinayeti bu şahısların yaptığının ortaya çıktığını vurguladı.
Savcılık iddianamesinde Ahmet Suphi Altundöken’in çelişkili ifadeler verdiğini belirterek, Özgecan’ın kıyafetlerinin çoğunun üzerinde olmamasının tecavüze kesin teşebbüs olduğunun bir göstergesi olduğunu vurguladı ve “Bu şekilde suçu işlediği; önce bayıltarak sonra canlı canlı kesmesi; suç aletlerini saklamasıyla kasten öldürmek suçunu nitelikli işlediğini” kaydetti.
Savcılık “Tecavüzü yapamadığı, bu yüzden delirdiği ve ölümü bu şekilde gerçekleştirdiğini” ifade etti.
Savcılık 3 sanığın kendi aralarında iş bölümü yaptıkları göz önündeki belirgin delillerden anlaşıldığını, eylemde müşterek suç olduğunu kaydetti.
İfadelerin ardından, cumhuriyet savcısı mütalaasını okudu. Savcı, mütalaasında Ahmet Suphi Altındöken için "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
Mütalaada, Fatih Gökçe için de aynı suçların yanı sıra "nitelikli cinsel saldırı" suçlamasıyla da yargılanması talep edilirken, Necmettin Altındöken için de "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme" gibi suçlardan ceza istendi.
Her üç sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteyen savcı, cezalarda indirim uygulanmamasını, en üst sınırdan değerlendirilmesini talep etti.
Duruşmaya, avukatların mütalaayı değerlendirmesi için ara verildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.