Milliyetçi Hareket Partisi Mersin İl Başkanlığı 12'nci Olağan Kongresi, eski-yeni binlerce partiliyi bir araya getirdi. MHP Genel Başkan'ı Devlet Bahçeli'ye bağlılığını bildiren il teşkilatındaki birliktelik, MHP'nin kan kaybı yaşadığını söyleyenlere net bir mesaj niteliği taşırken, tek liste ile seçime girdiği seçimde 11'i geçersiz sayılan 521 oydan 510'unu alan mevcut İl Başkan'ı Zeynel Uğur Gölgeli ise yaptığı konuşmada çarpıcı mesajlara imza attı.
7'den 70'e tüm MHP'liler kongrede
Bir süre önce MHP Genel Merkezi tarafından atanan Mersin İl Başkanlığı, 12'nci Olağan Kongresini Edip Buran Spor Salonu'nda gerçekleştirdi. Genel Kurula tek liste ile giren mevcut İl Başkan'ı Zeynel Uğur Gölgeli, delegelerin oyları ile güven tazelerken, binlerce partilinin katılımıyla şölen havasında geçen kongre, Milliyetçi Hareket Partisi'nin parçalandığını söyleyenlere net bir mesaj verdi. Salona sığmayarak sokağa taşan partililer, genel merkezin Başkan Gölgeli tercihinin doğruluğunu tescilledi.
Kongrenin yapılacağı alana konvoylarla gelen partililerin yanısıra, partinin geçmiş dönemlerinde görev almış isimlerin de kongrede bir arada olması dikkat çeken ayrıntılardan olurken, MHP'nin kalesi olarak adlandırılan Mersin'deki kongreye; Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Oktay Öztürk, MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, MHP Genel Merkez MYK üyeleri Kürşat Türker Ercan ile Tamer Ağaosmanoğlu, MHP Adana İl Başkanı Sertan Duran, MHP Hatay İl Başkanı Lütfi Kaşıkçı, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Taş Medreseli Ülkücüler Genel Başkan'ı Naim Yanık ve yönetimi, Ülkü Ocakları İl Başkanı Gökhan Demir, MHP İlçe Başkanları, İlçe belediye başkanları, Ülkü Ocakları İlçe Başkanları, Ülkücü İşçiler il ve ilçe başkanları, TÜRKAV ve Kamu-Sen yöneticileri, MHP eski il başkanları ve binlerce partili katıldı.
Gölgeli'den çarpıcı mesajlar
Şölen havasında geçen kongrede konuşma yapan MHP Mersin İl Başkan'ı Zeynel Uğur Gölgeli, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sözlerine genel kurulun hayırlı olmasını dileyerek başlayan İl Başkan'ı Gölgeli, "Karşılıksız sevdanın, hedefe saplanmak için ok gibi bekleyen yiğit neferleri olarak, bizleri böylesine kutsal bir maneviyatta buluşturan Allah’a şükürler olsun. Kongremizin, ülkemize, milletimize, Mersinimize Milliyetçi-Ülkücü Harekete hayırlara vesile olmasını cenabı Allah'tan niyaz ediyorum. Öncelikle ve özellikle, Partimizin Banisi, Ülkücü-Milliyetçi Hareketin kurucusu, hiçbir zulüm karşısında boyun eğmeyen, izinde ve yolunda yürümekten şeref duyduğumuz Cennet Mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i, ebediyete intikal eden dava arkadaşlarını, Ruhi Kılıçkıran’dan, Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na kadar bütün ülkücü şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyor ve aziz hatıraları önünde bu kutlu davayı haykırmanın gururunu yaşıyorum" dedi.
MHP'nin tanımı alkış tufanı kopardı
Başkan Gölgeli'nin "Milliyetçi Hareket Partisi, kurulduğu günden bu güne Müslüman Türk Milletinin umudu, son kalesi olmuştur. Bu kalenin temelinde iman, Harcında Şüheda kanı, Türk Milletinin azmi, iradesi ve baş eğmeyen kararlılığı vardır. Bedir Ordusu’ndaki iman, Çanakkale savaşlarındaki azim, güç ve kararlılık bizimledir. Sultan Alparslan’ın cesareti, Fatih Sultan Mehmed Han’ın, kararlılığı ve inanmışlığı, Başbuğ Atatürk’ün kırılamayan iradesi adımlarımıza yön tayin etmiştir. Tabutluklarda, işkencelerde Allah davasının sancaktarlığını elinden, dilinden ve yüreğinden düşürmeyen cennet mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in emaneti bizimledir. Bu emanet namusumuzdur. Ülkücü-Türk Milliyetçiliğini siyasi arenada temsil eden Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Milletinin geleceğidir, övünç kaynağıdır. Türk Milletinin, maddi manevi değerler ve kutsalları üzerine bina edilen, Ülkücü Hareket, bu değerler uğruna mücadele etmekten asla geri durmamıştır. Ruhi Kılıçkıran ile başlayan Ülkücü Şehitler kervanı her hal ve şart altında, namusumuz, şerefimiz ve vazgeçilmezimiz olmuştur. Ülkücü Şehitlerimiz, Süleyman Özmen’in kanlı gömleği, Ciğerleri parçalanan Dursun Önkuzu’nun hatıraları birlik ve beraberliğimizin mihenk taşlarıdır. İdam sehpasına tebessümle yürüyen şehidimiz, Mustafa Pehlivanoğlu’nun son mektubu çağlar ötesine seslenişimizdir. Allah davası yolunda idam sehpalarına korkusuzca yürüyen Halil Esendağ, Selçuk Duracık kardeşlik bağlarımızın nişaneleridir. Ege Üniversitesinde, vatan hainlerine karşı Bozkurtça, Yiğitçe dik durduğu için bölücü teröristlerce, kahpece şehit edilen Fırat Yılmaz Çakıroğlu asla dinmeyecek olan yürek sızımızdır. Onun Şehadeti “Fıtrat Değişir sanma, bu kan yine o kandır” sözünün emsalidir ve ölene kadar parolamızdır. Bütün ömrünü, Allah Davasına adamış, bu vatana ”Amasız, Fakatsız, Lakinsiz” sevdalanmış, nefsi ve şahsi bütün ikballeri elinin tersiyle itmiş Genel Başkanımız, Bilge Liderimiz sayın Devlet Bahçeli yolbaşçımızdır. ”Önce Ülkem ve Milletim, sonra Partim ve ben” cümlesi ile özetlenen, Türk Milletine hizmeti en kutsal görev bilmiş bu uğurda kendi istikbalini, Milletinin ve devletinin istiklaline feda etmiştir. Genel Başkanımız sayın Devlet Bahçeli 21.yüzyılın Bilge Kağan'ıdır. O’nun devlet adamlığı, ileri görüşlülüğü ve eksiksiz liderlik vasıfları Ülkücü-Türk Milliyetçilerinin gururudur. Özellikle 1 Kasım seçimleri sonrası başlatılan, iftira, dedikodu ve eyyamcılıkla yıpratılmaya çalışılan Genel Başkanımız; bütün saldırıları göğüslemiş davaya olan adanmışlığı ile bütün kirli oyunları bozmuştur. O’nun emperyalist oyunlar karşısındaki dik duruşu, zafere olan inancı, cesaretimizin membasıdır" şeklindeki Milliyetçi Hareket Partisi tanımı, salonu dolduran binlerce partilinin alkış tufanı koparmasına sahne oldu.
"Oyunlar bozuldu, planlar alt üst oldu"
Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin ileri görüşlülüğü ile uyarılarında ve attığı adımlarda hep haklı çıktığını anımsatarak genel Başkan üzerinden Milliyetçi camiayı bölmek ve ayrıştırmak isteyenlere seslenen Gölgeli, "Çözüm süreci günlerinde; hendekler kazılıp, teröre prim verildiği günlerde, Garnizonlarda gönderdeki bayraklar indirildiği günlerde, Valilerin operasyon izni vermediği, veremediği günlerde, BOP eşbaşkanlığı günlerinde, askere sınır ötesi operasyon yetki tezkerelerinin verilmediği zamanlarda, FETÖ cinayet örgütünün henüz hiç kimse tarafından konuşulmadığı, hatta övgülere mazhar kılındığı günlerde, Bilge liderimizin yaptığı uyarılar, tavsiyeler hala hafızalarımızda olduğu gibi tarihe de not olarak düşülmüştür. “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben" diyecek kadar devletine ve milletine karasevdalı, sığ siyasetten uzak bir lider olduğunu defalarca ortaya koymuştur. Nihayetinde 15 Temmuz 2016 akşamı 21. yüzyılın Bilge Kağanı’nın ne kadar haklı olduğu, yıllardır yaptığı uyarıların ne kadar yerinde olduğu dost düşman her kesim tarafından anlaşılmıştır. 15 Temmuz Gecesi, siyasilerin bir çoğu ortada yokken, Genel merkezini “Karargaha” çeviren ve gerekirse “çarpışmayı” dahi göze alıp Türk Milletine cesaret ve direnme gücü aşılayan, kararlı duruşu ile “Size Öyle bir vatan bırakıyorum ki, ebediyen sizin olacak” diyen Sultan Alparslan’ın sözünü Büyük Türk milletine hatırlatan, bilge liderimiz hepimizin gurur vesilesi, övünç kaynağıdır. İkbal günlerinde, el öpmek, göze girmek için sıra bekleyenler, parti içerisinde veya dışında makam mevki sahibi olabilmek için kapı aralayanlar ise 1 Kasım seçimlerinden sonra başlattıkları işgal ve değişim hareketinde hezimete uğramışlar, bu gün partilileşmek için toplanarak gerçek yüzlerini göstermişlerdir. Parti parti gezenler, ABD’nin, AB’nin, FETÖ'nün figüranlığına soyunanlar Milliyetçi Hareket Partisine genel başkan olma hayali kurmuşlardır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin, Siyasi Partiler Kanunu ile kurulduğunu, ancak özünde Türk Töresinin hakim olduğunu her ne hikmetse unutmuşlar ya da asla öğrenememişlerdir. “Genel Başkan” değişmezse, partinin “baraj altında” kalacağını ve bu gidişatın “Ülkücü Hareketi Bitireceğini” iddia eden bu soysuzlar; emperyalist güçlere biat etme konusunda adeta yarışmış, üst düzey rol üstlenmişlerdir. Bölücü terör örgütü ile aynı saflarda yer almaktan ar etmemişler,”Ülkücüyü Ülkücüye Kırdırmak” için ellerinden geleni yapmışlardır. Devletin yok etmek için üzerine yürüdüğü FETÖ’nün açık veya kripto bütün unsurları tarafından maddi manevi desteklenen, düzenbaz, ”Topuklu Takunyalı” ve yandaşları MHP'de fitne rüzgarları estirmiş, Türkeş'siz, Bahçeli'siz “Türk Milliyetçiliği” hayali ile ellerinden geleni arkalarına koymamışlardır. Hayatı zikzaklarla dolu bu düzenbazlık ve hile çetesi ömürlerinde dik durmak nedir bilmemiş, yamuk haline bakmadan parti içerisine nifak tohumları ekmeye çalışmıştır. Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin; tavizsiz, vakarlı ve cesaretli duruşu sayesinde, bu karaktersizler ve yandaşlarının bütün planları alt-üst olmuş bozulmuştur" diye konuştu.
"Kapılar sonsuza kadar kapandı"
Bir takım oyunlarla Milliyetçi Hareket Partisi'ne yönelik operasyon başlatanların bir daha ebediyete kadar MHP çatısı altında yer bulamayacaklarını ifade eden Gölgeli, "Ellerinde Ülkücü kanı olanlarla omuz omuza yürüyenlerin, Ulusal Kanal'da boy gösterip Perinçek ağzı ile liderimize dil uzatanların ve netice de Ülkücü Hareket'in başarısı için harcamadıkları gayretin on katını parçalanması için gösterenlerin, her iki cihanda da elimiz yakalarında olacaktır. Bu karakter yoksunları, il ve ilçe teşkilatlarımız hakkında dedikodulara, fitne ve fesada yeniden başlamışlardır. Böylesi hainlerin affı mümkün değildir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin çatısı altında bundan sonra hiçbir haine yer yoktur. Partiyi bölme hevesi güdenler, bunun için fırsat kollayanlar emperyalizmin maşalığına gönüllü soyunanlar, hassas olduğumuz konularda alay edercesine iftira atanlar için bu partinin kapıları sonsuza kadar kapanmıştır. Bilinsin ki, “Ülkücü, ülkücünün öz kardeşidir”. Üç beş “kurt görünümlü” çakal, karaktersizliği tescilli “Topuklu Takunyalının” yakınındaki alçaklar bu kardeşliği asla bozamayacaktır. Tavsiyemiz sabrımızın taşırılmamasıdır. Eğer bir gün sabrımız taşarsa “akan kan, Ülkücü Kanı, Yanan Can Ülkücü Canı olmayacaktır.” Şeref bildiğimiz, namusumuz olarak savunduğumuz ve onurumuz olarak haykırdığımız Ülkücü Hareketin kendini bilmez alçakların ağızlarına meze olmasına asla izin vermeyeceğiz. Genel Başkanımız, Bilge Liderimiz sayın Devlet Bahçeli‘ye söylenmiş her söz, yapılan her hakaret bize söylenmiş, bize yapılmış demektir. Kelimesi kelimesine, harfi harfine hesap sormak da boynumuzun borcudur. “Nush ile uslanmayana etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın Hakkı kötektir” cümlesini, fitne, fesat ve nifak ehline hatırlatıyor, ”Kadife eldiven içinde Çelik yumruk” olabileceğimizin de bilinmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.
Sözlerini "Devlet hiçbir zaman yaşlanmaz" ifadeleriyle sürdüren Gölgeli, "Ülkücü Türk Milliyetçileri var oldukça Türk Devleti daima genç ve dinamik olarak ebediyete kadar yaşayacaktır. Nitekim, “Sırtımda Hançerlenmedik yer kalmamıştı. Saplanan her hançeri Ülkücü Gençlik olarak siz çıkardınız” diyen hareketimizin liderine samimiyet ve sadakat konusunda asla taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Devlet geleneğini asırlar ötesine miras bırakmak için yılmadan, yıkılmadan mücadele edeceğiz. Biz Üç Hilalli sancağı ebediyete kadar Mersin burçlarında dalgalandırmanın kaygısını taşıyacağız. Ülkücü şehitlerimizin, ebedi aleme göçmüş büyüklerimizin emeklerini, kanlarını, canlarını hiçbir nefse heba ettirmedik, ettirmeyeceğiz. Bu sebeple siyaset kulvarında yapılan yarışmaların “kırmadan, dökmeden, bir birini öteleyip itelemeden” yapılması için cana başla çalışacak bu tür davranışlara asla müsaade etmeyeceğiz. Kazanılan zaferlerin kolay kazanılmadığını, uğruna ömürlerden vazgeçildiğini, kanlar döküldüğünü ve canlar feda edildiğini asla unutmayacak, bu şuuru akıllara mıh gibi çakacağız. Bütün bu fedakarlıkların bir kısım insanlar “nefislerini tatmin etsinler” diye yaşanmadığının bilincinde olacağız. Herkes bilmelidir ki; hiç bir ikbal, makam, koltuk beklentisi olmadan şehadet şerbetini seve seve içen Ülkücü şehitlerimizin daha fazla kemiklerini sızlatmak, onların sırtımızda olan veballerinin sorumluluğunu yok saymak kimselerin hakkı ve haddi değildir" dedi.
"Bir olacağız… Diri olacağız… İri olacağız"
Konuşmasını Mersin'de birlik içinde olmak, üç hilalli sancağı Mersin burçlarında dalgalandırmak için yılmadan, yorulmadan çalışacaklarının sözünü vererek sonlandıran İl Başkanı Gölgeli şunları söyledi;
"Bu kutlu yolda Mersin bizimle midir? Torosların başı dik evlatları fitne ve fesada karşı birliğin ve dirliğin yanında mıdır? Helalden gayrısında gözü olmayan yörükler Türkmenbeyimiz Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey ile aynı safta mıdır? Ülkücülüğün çilesine takip olup Allah'ın rızasından başka beklentisi olmayan yiğit Bozkurtlar, hanım Asena'lar, dualarıyla ve yürekleriyle bizimle beraber midir? Bu "Evetler" Mersin'in teslim alınamayacağının teminatı, hainlerin ve çıkarcıların korkusudur. Sizlerden aldığımız güç ve milletimize olan hizmet aşkıyla, böylesine zor ve çetin bir dönemde, bizlerde Mersin’e yakışan bir duruş sergileyeceğiz. Genel Başkanımızın emrinde, Üç Hilal Sancağını bu şehrin burçlarında dalgalandırmaya devam edeceğiz. Bir olacağız… Diri olacağız… İri olacağız. Mersin’de el ele vereceğiz, kırgınlıklara son vererek, Yenice den, Kaladran köprüsüne kadar Ülkücü rüzgarı estireceğiz. Belediyelerimiz, Ülkü Ocaklarımız ve Teşkilatlarımızla bir olacağız, gönüllere dolacağız. Türk Milletini yok etmek isteyen, gelenek ve göreneklerimize zarar vermek isteyenlere karşı; Ali Bülent Orkan'ın duruşu olacağız. Uyuşturucu tüccarları, fuhuş şebekeleri, kumarcılar, tetikçiler, tefeciler ve hain odakları hariç partimizin kapılarını her kese sonuna kadar açık tutacağız. Bu çatı cennet mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in emanetidir. Bu emaneti namus bilip koruyacak sonsuza kadar yaşatacağız. Türk-İslam Mührünü, ne pahasına olursa olsun Mersin’e vuracağız. Her ilçemizde, her mahallemizde Ülkücü Milliyetçi Hareketi anlatacağız. Lidere sadakat konusunda zerre taviz vermeyeceğiz. Teşkilatçılık anlayışımızı bir an olsun aklımızdan çıkarmadan, bıkmadan, usanmadan, yorulmadan çalışacağız. Benimle birlikte bu zor ve çetin yolda yürüyecek olan, menfaat gözetmeksizin, mücadelemize omuz vermek için saflarımıza katılan her bir ülküdaşıma şimdiden teşekkür ediyorum. Dünyevi ikballeri bir yana bırakıp, Türk Milletinin istiklali ve istikbali için gecesini gündüzüne katacak olan her bir ülküdaşımdan Allah şimdiden razı olsun. Cenab-ı Hak, hiçbir Ülkücünün emeğini boşa çıkarmasın. Ülkücü hareketi daim kılsın, dünya durdukça yaşatsın. “Türklüğün düşmanı çok, ancak Türklüğü savunanların düşmanlarının daha da çok” olduğunu biliyor ve tüm hainlere “Dün az değildik, bugün çoğuz, yarın daha çok olacağız” diye haykırıyoruz. Yastığımız Mezar Taşı, Yorganımız Kar olsun. Biz bu yoldan dönersek, namus bize ar olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.