Mersin Üniversitesi Radyosunda Radyo Günlüğü programına katılan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim İnan, son zamanlarda bir çok bölgede yaşanan depremleri değerlendirdi.
Soruları yanıtlayan Prof. Dr. İnan, genel anlamda bu depremi, sürpriz ya da umulmadık bir deprem olarak görmenin doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, Kuzey Anadolu Fay hattında kırılmayan bölümün Marmara Denizi’nin içerisinde yer alan kısım olduğundan burada bir deprem beklendiğine işaret etti.
"7 VE ÜZERİNDE BİR DEPREMDE MERSİN'İN DOĞU BÖLÜMÜNÜN ETKİLENME OLASILIĞI OLDUKÇA YÜKSEK"
Mersin ve yakın yöresinin depremselliği için ise en önemli tehlikeyi, bölgedeki aktif faylar ile bu faylara olan uzaklıkların oluşturduğuna dikkat çeken İnan, "Mersin ve yakın yöresini etkileyebilecek önemli faylardan birisi güneyde Lut Gölü ile kuzeyde Kahramanmaraş arasında yaklaşık bin kilometre uzunluğa sahip Ölü Deniz Fay Sistemi’dir. Bu fay sisteminde son 20 milyon yıldan beri toplam 100 kilometrelik bir yer değiştirme ölçülmüştür. Son yüzyıl içerisinde düşük düzeyde bir sismik hareketlilik sergileyen bu fay üzerinde özellikle tarihsel dönemler içerisinde büyük depremler gözlenmiştir. Bu bölgede oluşabilecek 7 ve üzerinde büyüklüğe sahip bir depremde Mersin ilinin doğu bölümünün etkilenme olasılığı oldukça yüksektir" dedi.
"ERDEMLİ-MERSİN-TARSUS ARASINDA BÜYÜK HASARLARA NEDEN OLABİLİR"
Prof. Dr. İnan, Antakya ve Karsantı, Karaisalı, Yumurtalık, Pozantı güneyi-Gülek Boğazı gibi Adana yakın yöresi ile Akdeniz’de meydana gelebilecek 6.5’ten büyük bir depremin ise gevşek zemin üzerine çok katlı yapılanması nedeniyle Erdemli-Mersin-Tarsus arasında büyük hasarlara neden olabileceği uyarısında bulunarak, “Bu nedenle bu bölgelerde bir an önce yeni bir imar planı hazırlanmalı, çok katlı bina yapımından biran önce vazgeçilmeli ve eski yapılmış binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekmektedir.
Mersin ve yakın yöresini etkileyebilecek diğer önemli fay sistemleri hakkında da bilgi veren Prof. Dr. İnan, Ecemiş Fayı; kuzeyde yer alan ve Ecemiş Fayının batıya devamını oluşturan Namrun Fayı ile Mut Fayı; güneyde yer alan Ovacık Fayı; Silifke ile Mersin kıyı şeridi ile Namrun Fayı arasında yer alan çok sayıda küçük ölçekli faylar ile Tarsus kuzeydoğusunda ve doğusunda uzanan fayların deprem üreten aktif faylara karşılık geldiğini aktardı.
İnan, son yüzyılda bu bölgede oluşan depremlerin 5.5’ten küçük ve çoğunlukla 3 ile 4 büyüklüğü arasında yoğunlaşmasının yanı sıra fayların parçalı ve küçük olması nedeniyle bu fayların Kuzey Anadolu’da olduğu kadar büyük ölçekli ve yıkıcı deprem üretecek bir enerji birikimine sahip olmadığını kaydetti.
çalışmaların başlatılması zorunludur. Bunlar yapılmadığı takdirde 1999 Kocaeli ve Düzce depremleri ile 2011 Van depreminde yaşanan benzer olaylar Mersin kenti ve yakın yöresinde görülebilir” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.