Cehennem deresi, Mersin’in ve Tarsus’un içme suyunu karşılayan Berdan Barajı’nın en önemli kollarındandır. Burayı salt bir su kaynağı olarak görmek, sanırım adının aksine geçtiği yerleri cennete çeviren bu muhteşem dereye yapılmış en büyük haksızlık olur. Çünkü derenin bulunduğu coğrafya bir milli park olmakla birlikte Yaban Hayatı Geliştirme Sahasıdır. Tehdit altında olan yaban keçisi ve kırmızı benekli alabalığın korunmaya çalışıldığı bir yerdir Cehennem deresi.
Derenin Yıldız Dağları’ndan doğduğu yer olan batı kısmı “Cocak dere ” diye isimlendirilirken orta bölümüne “Pınarlıbük, alt kısmına da “Pamukdere” denmektedir. Cehennem Deresine iki ayrı yoldan ulaşılabilir. Mersin’in Gözne Yaylası üzerinden Alanya köyünden inilebilir ya da Çamlıyayla üzerinden Sebil köyüne geçip oradan derenin olduğu vadiye inmek de mümkün. Biz MDK olarak ikincisini tercih ettik. Mersin’in bana göre en güzel yaylası olan Çamlıyayla’nın (Namrun), yeşilin tüm tonlarını yansıtan doğasından vadiye ulaşmanın keyfi bir başka. Sebil’i geçtikten kısa bir süre sonra kalan yolumuzu, kızılçam, karaçam, meşe ve Toros Göknarlarının ve adını bilmediğim endemik bitki türlerinin içinden yürüyerek, vadinin muhteşem güzelliklerine ulaştık.
Her mevsimi bambaşka güzellikler sunan Cehennem deresinin en güzel mevsimi yaz. Bolkarların doğal kaynak sularının çoğalarak geldiği Cehennem deresinin billur sularında yüzmek, yaz mevsiminde yapılacak en güzel etkinliklerdendir. Zengin florasının içinden vadinin muhteşem doğasında bazen dere kenarında bazen de derenin içinde yapacağınız bir yürüyüş, sizi inanılmaz güzelliklerin bir parçası yapmaya yetecektir. MDK olarak, bu iki etkinliğin hakkını gerçekten doyasıya verdik.
Antik dönemde Kyndos olarak bilinen 124 km uzunluğundaki Berdan ya da Tarsus çayı, Cehennem deresi ve Kadıncık deresinin Suçatı denilen yerde birleşmesinden oluşur. Berdan’ın, Bolkarların geniş yamaçlarından başlayan yolculuğu, aşağılara inildikçe darlaşan ve derinleşen vadilerin oluşturduğu kanyonlarla devam eder. Bolkarlardan coşkuyla akan Berdan, ovada sakinleşerek bambaşka bir görüntüye bürünür.
Berdan çayı dik bir yatağa sahip olduğundan, baraj gölü yapılmadan önceki dönemlerde ani sağanaklardan ve kar erimelerinden sonra Tarsus’u sık sık su basardı. Suyun bu şiddetiyle sürüklenen alüvyonlar Tarsus’un hemen kıyısından akan Kyndos’u (Berdan) bin yıldan fazla bir zamandır deltasının genişlemesiyle, bugün artık 20 km daha güneyden denizle buluşmaktadır. Berdan, baraj gölü yapıldıktan sonra gölün içinde dinlenerek yolculuğuna geçici bir süre ara verir. Barajın kapakları ardında tekrar hayat bulan Berdan, serüvenine artık dingin sularıyla devam eder, Tarsus’un içinden ve ovanın düzlüklerinden kıvrıla kıvrıla sevdalısı Akdeniz’e kavuşur.
Berdan’ı oluşturan Cehennem deresi ve Kadıncık deresi, bakir ormanlarıyla, bitki örtüsü ve yaban hayatıyla o kadar çok doğal güzellikleri bünyesinde barındırıyor ki, insanın bu coğrafyayı pamuklara sarıp sarmalayası geliyor. Bu sular binlerce yıldır akıyor ve akmaya da devam etmeli. Yazık ki elimizden sadece bölgeye yeni bir Hes yapılmamasını dilemekten başka da bir şey gelmiyor.
31.07.2019
Serdar KUŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.