HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, polis ekiplerinin evine yanlışlıkla yaptığı baskına ilişkin, “Seçimlere az bir zaman kala konutumda böylesine bir olay yaşanması nahoş” dedi.
Selahattin Demirtaş, İkitelli’de bir tekstil atölyesini ziyaret ederek, işçilerle bir araya geldi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, polisin evine yanlışlıkla yaptığı baskını değerlendirdi. Seçimlere az bir zaman kala konutumda böylesine bir olay yaşanması nahoş. Diyarbakır Valisi sağ olsun aynı gece olayla ilgilendi. Konuyla ilgili bir görevlinin açığa alındığını ve soruşturmanın devam ettiğini ifade etti. Akşam 20.30 sıralarında kapım çaldığında eşim ve çocuğum kapıda kim olduğunu sorduğunda ‘emniyetten geliyoruz, kapıyı açın’ demişler. Onlar kapıyı açmak istemeyince de ısrar etmişler. Daha sonra ben kapı önüne geldiğimde gelenlerin kimin kapısını çaldıklarını bilmediklerini anladım ama polisler mi, değiller mi bilmiyorduk emin olamadık. Sonrasında korumalarım gelince bir itiş kakış da yaşandı polislerle aralarında. Sonra anlaşıldı ki gelenler polismiş, sivil polisler ama yanlış yönlendirilmişler. Yani benim adresim bilerek o polislere verilmiş ve orada bir firari var, onu yakalamak için bu adrese acil gidin diye ihbar yapılmış. O ihbarda isim başka ama adres benim adresim” dedi.
"SİZCE KASITLI MI ?"
“Sizce kasıtlı olarak mı yapıldı ?” sorusu üzerine de Demirtaş, “Kapıma gelen polis ekibinin kapıya gelmeden önce küçük bir araştırma yapması, o evin bana ait olduğunu öğrenmeleri için yeterliydi. Yani bir emniyet birimi bir eve baskın yapmaya giderken o evde kim oturuyor diye bakmıyorsa bu bir özensizlik, tedbirsizlik, ciddiyetsizliktir. Arama yapmak istediğiniz evde kimin oturduğunu bilmiyorsa koskoca emniyet müdürlüğü veya bunu araştırma ihtiyacı duymuyorsa bu lakaytlıktır. Ben kapıda ısrarla ‘polis olduğunuzu ispatlamanız lazım, yoksa ben kapıyı açmam’ diyorum, ‘siz bir açarsanız kim olduğumu görürsünüz’ diyorlar. Ben de ‘eğer polisseniz benim kim olduğumu biliyor olmanız lazım’ diyorum. Koruma arkadaşlarım iki üç dakika içinde kapı önüne geldiler ben daha sonra kapıyı açtım ve gelen polisler şok oldular. Benim olduğumu bilmedikleri anlaşılıyordu. Kimliklerini ibraz etmek istemediler, üstünkörü kimliklerini gösterdiler” yanıtını verdi.
“İKİ KÜÇÜK KIZIM KORKMUŞLAR, ARKA ODAYA SAKLANIP AĞLAMIŞLAR”
Demirtaş, kapıdan ayrılmak isteyen polislere korumaların izin vermediğini ifade ederek, “Çünkü vali ve emniyet aranmıştı bu sırada, onların gelmesi bekleniyordu. Korumalarımla kapıdaki polisler arasında bir itiş kakış oldu, bir arbede yaşandı. Maalesef o ortamda iki küçük kızımda korkmuşlar, arka odaya saklanıp ağlamışlar. Yani bu tür olaylar bilinçli bir şekilde mi tertipleniyor, yönlendirme mi yaşanıyor bunların iyi soruşturulması lazım. Ben bir eş genel başkan, milletvekili olmasam da polislerin bu şekilde yurttaşın kapısına özensiz, ciddiyetsiz, lakayt şekilde gitmemesi lazım. Soruşturma sonucunu bekliyorum” diye konuştu.
HDP’nin asgari ücretin 1800 lira olacağı vaadiyle ilgili bir soru üzerine ise Demirtaş, “Günlük 8 saatten fazla çalışıyor çoğu. Belki fazla mesai ücreti aldıkları için asgari ücretin biraz üzerinde kazanıyorlar. Fakat 949 değil de, 1100 TL alsalar ne olacak. İstanbul gibi bir yerde siz en köhne konutta bile 1000-1500 TL kira ödemeden oturamazsınız. Sadece kira ücreti bile bu emekçilerin bir aylık kazancından daha fazla. Bu insanlar kiracıyı ödedikten sonra ne yiyecekler, ne giyecekler, çocuklarına ne harcayacaklar. Bütün bunları düşündüğünüzde asgari olarak bir ailede iki kişi çalışacak ve her biri en az 1800 lira kazanacak ki 3600 TL her eve girsin. Bu yoksulluk sınırıdır, onun altına düştü mü açlık sınırıdır. Bu insanların çoğu açlık sınırında yaşıyorlar. Biz asgari ücreti artırırken, buradaki işverene de yük oluşmasın, maliyetler artmasın diye işverenin üzerindeki vergi yükünü azaltacağız. Kullandığı enerjiyi daha ucuza mal etmesini sağlayacağız. Asgari ücretin artması ekonomiyi tıkamaz, tam tersini ekonomiyi canlandırır” şeklinde konuştu.
YUNAN BAŞBAKANI’NA DAVET
Demirtaş, HDP’nin 23 Mayıs’ta İzmir’de yapacağı mitinge Yunanistan’da seçim kazanan Syriza’nın da davet edilmesiyle ilgili bir soruya da karşılık vererek, şunları söyledi:
“Oradaki arkadaşlarımız bildiğim kadarıyla Syriza’ya bir davet göndermişler. Fakat Çipras Yunanistan’ın Başbakanı. Bir başbakanın mitingimize katılmasını beklemek doğru olmaz. Zannedersem öyle bir gelişme de olmaz. Sonuçta davet edilen Syriza’dır, partinin kendisidir. Hükümete bir davet yoktur. Syriza’dan bir katılım olursa memnuniyet duyarız.”
HDP’li belediyelerin çalışmadığı yönündeki eleştirilere de karşılık veren Selahattin Demirtaş, “Türkiye’de iyi çalışan belediyeler de var, yetersiz belediyeler de var. 4. dönemdir belediyelerimiz seçiliyor. 99’da 26 belediye, arkasından 56 belediye, şimdi de 99 belediyeyi yönetiyoruz. Halk memnun değilse belediye sayımız nasıl artıyor. Şehre nereden giriyorlar bilmiyorum ama caddeden girseler mis gibi koktuğunu görürler. Biz caddeden giderken şehirde çöp ve koku görmüyoruz” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.