AK Parti Bursa İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Avrupa Birliği (AB) Bakanı Volkan Bozkır, Bursa’ya övgüler yağdırırken, AK Parti döneminin öncesini ve sonrasını değerlendirdi.
Bursa’ya yaptığı ziyaret kapsamında Ak Parti Bursa İl Başkanlığı’nı ziyaret eden AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Bursa’nın tarihi, ekonomik zenginlikleri ve çok renkli nüfus yapısı ile önem verdikleri iller arasında başı çektiğini vurguladı. Bozkır, “Bursa Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti oluşu, altı padişahın yaşadığı bir il oluşu ile değer verdiğimiz, iftihar ettiğimiz bir ilimiz. Onun dışında tabiatıyla bir çok güzellikleri de hem dünyaya hem de ülkemize kazandıran bir il. Otomotiv sanayimizin başladığı yer, turizm potansiyeli ile de ülkemize çok önemli katkılar sağlayabilecek bir ilimiz. Bu açıdan bakıldığında Bursa ülkemizin en nadide şehirlerinden birisidir” dedi.
Bursa Halkı’nın uzun yıllardır AK Parti’ye büyük oranda destek verdiğini ifade eden Bozkır, “Belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda AK Parti öncesi ve AK Parti sonrası diye ikiye ayırmak bence doğru olacaktır. AK Parti döneminde yapılanlar Cumhuriyet tarihinde AK Parti’den önce yapılanların tamamından fazla olduğu söylenebilir. Öncelikle demokrasi alanında çok önemli mesafeler kat ettik. Türkiye’de 2 bin yasa değiştirildi. Anayasa’nın yarısı dahil, yeni bir ceza kanunu, yeni medeni kanun, borçlar kanunu, ticaret kanunu, dernekler kanunu gibi saymakla bitmeyecek kadar Türk Hukuk hayatın, demokrasisine katkı sağlayabilecek yasalarda değişiklikler yapıldı. Bir yandan da asker sivil dengesinin tekrar sivil irade lehine döndürülmesinde bu tavırlar önemli mesafe kat edilmesini sağladı” şeklinde konuştu.
"TÜM EKONOMİK RAKAMLARI ÜÇE KATLADIK"
Türkiye’de AK Parti döneminde ekonomi alanında büyük atılımların yapıldığının altını çizen Bozkır, tüm ekonomik rakamların 2002 yılı öncesine göre üçe katlandığını anlatarak, “2 bin 500 Dolar olan kişi başına milli gelir bugün 11 bin 500 Dolar. 250 milyar Dolar olan milli gelir, bugün 830 milyar Dolar. 30-40 milyar Dolar olan ihracatımız bugün 170 milyar Dolar. Merkez Bankası rezervlerimiz 25 milyar Dolardı. Bugün 135 milyar Dolara ulaştı. IMF’ye borcumuzun tamamını ödedik ve IMF’ye kredi açacak noktalara geldik. Önceden ülkemiz 4 kalem mal ihraç ederdi, şimdi ise 14 bin 800 kalem mal ihraç ediyoruz. Bütün bunlar siyasi ve ekonomik istikrarın bir arada yürümesi ile gerçekleşti. Tüm çevre coğrafyamız alev alev yanarken, Türkiye 12 yıldır siyasi ve ekonomik istikrarını muhafaza edebilmiş bu bölgedeki tek ülke konumunda ve Avrupa’da birçok ülke iflasın eşiğindeyken, dünyada birçok ülkede ekonomik kriz yaşanırken petrol fiyatları 2002 yılında 15 Dolar’dan sonradan 140 Dolar’a kadar çıkmışken bütün bu rakamlara ulaşabildik” şeklinde konuştu.
Genel seçimlerin önemini dile getiren Bakan Bozkır, partilerinin bugüne kadar tüm seçimlerden başarıyla çıktığını, ancak 7 Haziran seçimlerinde başarı yakalama zorunluluğuna işaret etti. Bozkır şöyle devam etti:
"Çünkü bütün bu saydığım rakamları biz ikiye katlama imkanına sahibiz. 2023’e giden yeni Türkiye dediğimiz hedefte, Türkiye 2 trilyon Dolar milli gelire sahip olabilir. Cumhurbaşkanımız 2 trilyon Doları az bulduğunu ve bu gömleğin ülkemize dar geldiğini ifade etti. 3, 4, 5 trilyon Dolardan bahsedildiği bir gündeyiz. Türkiye acaba bu 5 trilyon Dolar hedefine mi gidecek, yoksa AK Parti öncesinde yaşadığımız Merkez Bankası kasasının tam takır olduğu bir Türkiye’ye geri mi döneceğiz? Bunun kararını 7 Haziran’da vereceğiz. Türkiye acaba 500 milyar Dolar ihracat yapan bir ülke mi olacak, 1 milyon Dolar kredi için Lüksemburg’un kapısında süründüğü bir döneme geri mi dönecek? Türkiye’de acaba hala ‘öteki’ kavramı mı olacak? Yoksa ülkemizde etnik yapısına, inancına bakılmaksızın herkes birinci sınıf vatandaş mı olacak? Bunun kararı 7 Haziran’da verilecek. Onun için bu seçim çok önemli. Partimiz döneminde demokrasinin tecellisinin bir çok örneği yaşandı. 1980’li yıllarda 50 tane sivil toplum örgütü bulamadığımız bir ülkeden, bugün 104 bin sivil toplum kuruluşu olan bir ülkeye geldik. Sivil toplum kuruluşları demokrasinin temelidir. STK’lar olmadan demokrasiden bahsedilemez. Bugün demokrasi tarihinin en büyük sivil toplum kuruluşu sayısına ulaştık. Neden? Çünkü demokrasi gelişiyor, refah gelişiyor, özgürlükler artıyor ve STK’lar kendilerine yer buluyor. Geçmişte insanlarımız konuşmaya çekinirdi, bugün ise rahatça görüşlerini dile getirebiliyorlar. Bursa’dan çok büyük bir beklentimiz var. Çok iyi bir kadro ile seçimlere giriyoruz. İl Başkanımız, yönetimimiz ve adaylarımız itina ile seçilen isimler. Bu kadrolara güveniyoruz ve bu kadrolardan iyi sonuçlar beklemek hakkımızdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.