Değişik İşyerlerinde Aralıklı Çalışması Durumunda Kıdem Tazminatı
İşçinin aynı işverinin bir veya değişik işyerlerinde aralıklı çalışması durumunda kıdem tazminatı
İŞÇİNİN AYNI İŞVERİNİN BİR VEYA DEĞİŞİK İŞYERLERİNDE ARALIKLI ÇALIŞMASI DURUMUNDA KIDEM TAZMİNATI
İşçiler aynı işverenin işyerlerinde bir süre çalıştıktan sonra iş akitleri herhangi bir nedenle fesih edilip daha sonra aynı işverenin işyerlerinde tekrar çalışmaya başlayabilirler. Bu halde işçinin iş sözleşmesinin kıdem tazminatını hak ederek sona ermesi durumunda kıdem süresinin nasıl hesaplanacağı konusu sorunlara yol açmaktadır. İşçinin kıdem tazminatını almasını gerektirecek bir nedenle işten ayrılması, ancak daha sonra aynı işverene ait bir işyerine işe girip oradan da kıdem tazminatını hak ederek ayrılması durumunda, her iki işyerindeki kıdemi bir bütün olarak değerlendirilip kıdem tazminatı tutarı buna göre belirlenecektir. Bu durumda işçi ilk fesihte kıdem tazminatı aldıysa, bu miktar her iki kıdem süresi birleştirilerek bulunacak kıdem tazminatı tutarından düşülerek hesap edilecektir.
Ancak, işverenin çıkış -giriş yaptırıp kıdem tazminatı ödeyerek işçiyi hemen tekrar işe alması yani aralıksız çalıştırması durumunda işçinin kıdemi hiçbir zaman artmayacağından, işveren çok yüksek miktarda kıdem tazminatı ödemekten kurtulması mümkündür. Söz konusu durumda, ilk dönem için kıdem tazminatı ödenmiş olsa da, yukarıdakinden farklı olarak kıdem tazminatı tüm hizmet süreleri birleştirilerek hesaplanmalıdır. Burada da ilk verilen tazminat tutarı yasal faiz oranında güncellenip mahsup edilerek kalana hükmedilecektir. İşverenin kıdem tazminatı ödeyerek hizmet sözleşmesini feshetmesi ve işçiyi hemen ertesi gün tekrar işe alması durumunda iyi niyetli bir davranıştan bahsedilemeyeceği açıktır.
İş sözleşmesinin, 4857 sayılı İş Kanunu md.24 uyarınca haklı sebeple işçi tarafından feshedilmesi durumunda, işverenin, işçiyi iş sözleşmesini feshetmesine yöneltecek bir davranışı mevcut olsa da, daha az kıdem tazminatı ödemeye yönelik bir niyeti dolayısıyla bu hareketi yaptığı söylenemeyecektir. Bu nedenle, md.24’e göre yapılan bir fesih sonrasında işçi aynı işverene ait bir işyerinde tekrar çalışması halinde, ikinci dönem sonunda şartların yerine gelmesi halinde kıdem tazminatı ödenirken, ilk hizmet süresinin dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.
İş Kanunun 17. maddesi uyarınca işçi tarafından kıdem tazminatı hak edecek şekilde yapılan bildirimli fesihlerden ; kadın işçinin evlenmesi dolayısıyla iş sözleşmesini feshetmesi ve kıdem tazminatı alması durumunda, kadın işçi aynı işverenin bir işyerine tekrar girerse ikinci hizmet dönemi sonunda şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı hesaplanırken hizmet sürelerinin birleştirilmesi yoluna gidilemeyecektir. Ayrıca, yaşlılık ya da emeklilik aylığı almak veya muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmek amacıyla işçinin iş sözleşmesini feshetmesi ve kıdem tazminatını da alarak işten ayrılması durumunda, kıdem tazminatı ödenen bu çalışma süresi sonraki çalışmalar için dikkate alınmaz.
Ancak, bu noktada istisna durum, sözleşmenin işveren tarafından md.25/II uyarınca haklı sebeple feshinde ortaya çıkmaktadır. Yapılan fesihten sonra işveren işçinin yaptığı ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hareketi affederek kendisine tekrar iş vermektedir. Bu durumda ikinci çalışma kıdem tazminatı hak edecek şekilde sonlanırsa eski çalışma kıdem hesabında göz önünde bulundurulmalıdır.
Bilindiği üzere, kıdem tazminatında zaman aşımı süresi 10 yıldır. Aralıklı çalışmalarda ‘’ara dönem’’ 10 yıldan fazla ise eski çalışma kıdem süresinin hesabında dikkate alınmaz.
İşçiler aynı işverenin işyerlerinde bir süre çalıştıktan sonra iş akitleri herhangi bir nedenle fesih edilip daha sonra aynı işverenin işyerlerinde tekrar çalışmaya başlayabilirler. Bu halde işçinin iş sözleşmesinin kıdem tazminatını hak ederek sona ermesi durumunda kıdem süresinin nasıl hesaplanacağı konusu sorunlara yol açmaktadır. İşçinin kıdem tazminatını almasını gerektirecek bir nedenle işten ayrılması, ancak daha sonra aynı işverene ait bir işyerine işe girip oradan da kıdem tazminatını hak ederek ayrılması durumunda, her iki işyerindeki kıdemi bir bütün olarak değerlendirilip kıdem tazminatı tutarı buna göre belirlenecektir. Bu durumda işçi ilk fesihte kıdem tazminatı aldıysa, bu miktar her iki kıdem süresi birleştirilerek bulunacak kıdem tazminatı tutarından düşülerek hesap edilecektir.
Ancak, işverenin çıkış -giriş yaptırıp kıdem tazminatı ödeyerek işçiyi hemen tekrar işe alması yani aralıksız çalıştırması durumunda işçinin kıdemi hiçbir zaman artmayacağından, işveren çok yüksek miktarda kıdem tazminatı ödemekten kurtulması mümkündür. Söz konusu durumda, ilk dönem için kıdem tazminatı ödenmiş olsa da, yukarıdakinden farklı olarak kıdem tazminatı tüm hizmet süreleri birleştirilerek hesaplanmalıdır. Burada da ilk verilen tazminat tutarı yasal faiz oranında güncellenip mahsup edilerek kalana hükmedilecektir. İşverenin kıdem tazminatı ödeyerek hizmet sözleşmesini feshetmesi ve işçiyi hemen ertesi gün tekrar işe alması durumunda iyi niyetli bir davranıştan bahsedilemeyeceği açıktır.
İş sözleşmesinin, 4857 sayılı İş Kanunu md.24 uyarınca haklı sebeple işçi tarafından feshedilmesi durumunda, işverenin, işçiyi iş sözleşmesini feshetmesine yöneltecek bir davranışı mevcut olsa da, daha az kıdem tazminatı ödemeye yönelik bir niyeti dolayısıyla bu hareketi yaptığı söylenemeyecektir. Bu nedenle, md.24’e göre yapılan bir fesih sonrasında işçi aynı işverene ait bir işyerinde tekrar çalışması halinde, ikinci dönem sonunda şartların yerine gelmesi halinde kıdem tazminatı ödenirken, ilk hizmet süresinin dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.
İş Kanunun 17. maddesi uyarınca işçi tarafından kıdem tazminatı hak edecek şekilde yapılan bildirimli fesihlerden ; kadın işçinin evlenmesi dolayısıyla iş sözleşmesini feshetmesi ve kıdem tazminatı alması durumunda, kadın işçi aynı işverenin bir işyerine tekrar girerse ikinci hizmet dönemi sonunda şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı hesaplanırken hizmet sürelerinin birleştirilmesi yoluna gidilemeyecektir. Ayrıca, yaşlılık ya da emeklilik aylığı almak veya muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmek amacıyla işçinin iş sözleşmesini feshetmesi ve kıdem tazminatını da alarak işten ayrılması durumunda, kıdem tazminatı ödenen bu çalışma süresi sonraki çalışmalar için dikkate alınmaz.
Ancak, bu noktada istisna durum, sözleşmenin işveren tarafından md.25/II uyarınca haklı sebeple feshinde ortaya çıkmaktadır. Yapılan fesihten sonra işveren işçinin yaptığı ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hareketi affederek kendisine tekrar iş vermektedir. Bu durumda ikinci çalışma kıdem tazminatı hak edecek şekilde sonlanırsa eski çalışma kıdem hesabında göz önünde bulundurulmalıdır.
Bilindiği üzere, kıdem tazminatında zaman aşımı süresi 10 yıldır. Aralıklı çalışmalarda ‘’ara dönem’’ 10 yıldan fazla ise eski çalışma kıdem süresinin hesabında dikkate alınmaz.