‘MESELA’ DEDİK!

        Bugünkü yazımda ‘MESELA’nın bütün eş anlamlılarını kutlanacağım.
        Mesela, örneğin,faraza,yani farz edelim ki, söz temsil,diyelim ki v.s…
        Diyelim ki; İstanbul ya da başka bir uzak şehirden Tarsus’a gelmektesiniz.
        Otobüsünüz yolda arızalandı.  Olur ya, olamaz mı?
        Daha başında mesela dedik ya?    
        Usta, tamirat falan derken birkaç saatlik bir gecikmeyle gecenin bir yarısı TAŞTİ otogarına geldiniz. Yine diyelim ki,cebinizde de dolmuş parasından başka da bir paranız  yok.Olur ya insanlık hali.Olmazsa olmaz.Çünkü Tarsus’a geliş saatiniz tutmadı.Gecenin ikisinde ya da üçünde geleceğinizi Allah’tan başka kim bilebilir ki?
        Servis yok… Belediye ya da özel halk otobüsü falan da o saatlerde çalışmıyor.
        Üstelik de hava buz gibi…
        Belki de yağmurlu bir gece. Dışarıda şakır şakır yağmur yağmakta üstelik.
        Ya otogardaki bir kanepe ya da sandalyede titreye titreye sabahı bekleyeceksiniz ya da bir taksi tutup “arkadaş şu anda üzerimde param yok. Yarın ben size veririm” diyerekten veresiye teklif edeceksiniz. 
        Taksicinin, tanımadığı birini veresiye götüreceği pek olası da değil hanil…
       Gecenin bu saatinde sizi karşılayacak aracı olan bir tanıdığınız da yoksa eğer…
       Yandınız..! Hele bir de eşyanız çok ve üstelik de bayansanız hepten yandınız!
       İşte o çaresizlik içerisinde; servisi kaldırana, şehir içi otobüs ya da dolmuşları çalıştırmayan yetkililere bütün bildiğiniz küfürleri ve lanetleri sıralamaz mısınız?
                                    *
       Farz edelim ki, şehirlerarası otobüsünüz gece saat birden sonra hareket edecek. Eşyanız da çok söz gelimi… Eviniz de otogara oldukça uzak.Üstelik öğrencisiniz ve.cebinzde babanızın verdiği birkaç kuruşluk harçlığınızdan başka bir şeycik de yok.Paranızı gıdım gıdım harcamak zorundasınız çünkü. Öğrencilik yapanlar çok iyi bilir bunları.  
       Servis yok…  Şehir içi taşımacılık da yok o saatte…
       Cebinizdeki para da belli zaten… 
       Ne yapacaksınız?
       Çekçek bir valizinizin üzerine oturup servisi kaldıranlara, o saatte şehir içi taşımacılık yapmayanlara bildiğiniz bilmediğiz isyan ve lanetleri sıralamaz da ne yaparsınız?
       Şehirlerarası yolculuk yapan çoğunlukla da üniversiteli kızlarımız olası bu tür durumla çok sık karşılaşıyorlar.  
       Faraza gece yarısı böyle bir durumla karşılaşıp otogarda indirilen bir genç kız olsanız.
       Aklınızın bir kenarında da Özgecan vakası da olsa eğer…
       Ne yaparsınız söz temsi?
       Örneğin, cebinizde taksiye verecek paranız da var.
       Aklınızda da Özgecan ve buna benzer olaylar da varsa faraza…
       Taksi çağırıp evinize ulaşma imkânınız varken koca bir ’ACABA?’ kemirmez mi içinizi.
       Tırsmaz mısınız?
       “ Ya herro ya merro! Kaderimse çekerim mi?”diyerek taksiye binmek durumunuz olur?
       50-60 liraya uzaklardan gelip şuracıktaki eviniz için 30-40 lira taksi parası vermeyi ve de her ihtimali göze alıyorsanız ayrıca da evinize sağ salim ulaşmışsanız sizden iyisi yok.
       Bilesiniz ki Allah’ın sevgili kulusunuz.
       Bu yazıyı yazmadan önce araştırdım.
       Gece saat yarıma kadar her yarım saatte bir şehir içi otobüs varmış.
       Gece yarımdan sonra ise şehir içi taşımacılığı yokmuş. Otobüs firmalarının servisleri zaten yok.
       Kesinlikle taksicileri suçladığım falan da yok. Yanlış anlaşılmasın.  
       Fakat dünya da olmadık şey yok, duyulmadık şeyler ise çok.
       Allah’a şükür otogar taksici esnafımızın bugüne kadar böyle bir olumsuz nahoş vukuatı olmadı. İnşallah da olmaz.
        Amma velâkin, kız çocuğusunuz ve de o saatler de aklınıza bu tür kötü ihtimaller, meselalar, örneğinler ve de farazalar tabii ki bir de ‘ACABALAR’ geliyor işte.
         Demem o ki, yetkililerin bu meselalara bir çözüm bulmaları ve bunun için birazcık kafa yormaları gerekiyor. Geç kalmamak şartıyla tabi ki… İş işten geçtikten sonra ‘ah keşkeler’ sorunları çözmüyor dostlar. Bilmem anlatabildim mi?    
         Bakın İstanbul B.Şehir Belediyesi şehir içi taşımacığında belli saatlerde bayanları durak harici istedikleri yerde indir bindir yaptırmaya başladı. Bu da bir çözüm. Tarsus’ta da bu ve buna benzer önlemler alınsa hiçte fena olmaz yani.                 
         Mesela, otobüs firmaları ile anlaşılarak geceleri 01-06 arası nöbetçi servis aracı bulundurabilinir. Ne yani olamaz mı? Olur. Hem de bal gibi olur!