GELECEKLER
Evet eveeet gelecekler… Hem de tıpış tıpış! Hatta koşarak… Tek tek… Birer ikişer…
Evet eveeet gelecekler…
Hem de tıpış tıpış! Hatta koşarak…
Tek tek… Birer ikişer…
Belki de beşer onar gelecekler…
Gelecekler, çünkü elleri mecbur…
Ekranlara gelecekler.
Meydanlara gelecekler.
Evlere, dükkânlara gelecekler.
Hatır için değil, oy istemeye gelecekler.
‘Sevgili vatandaşlarııım! ‘Canlarııım! Ciğerlerim!’ diye geleceler.
Şarkılarla,türkülerle gelecekler..
Sloganlarla gelecekler.
Saz çalıp barış türküleri söyleyerek gelecekler.
Rab bana, hep bana diyerek gelecekler.
‘Bu sefer de bize oy verin’ diyecekler geldiklerinde.
Şunun şurasında ne kaldı ki…
Bugün arefe, yarın bayram…
El öpmeye gelecekler.
Seçildikten sonra da şüphesiz vatandaşları sıraya dizip ellerini öptürecekler.
Kuzu postundaki kurtlar, ‘kırmızı şapkalı kız’ masalındaki gibi gelecekler.
Üç aşağı beş yukarı aynı isimleri aday olarak göreceğiz karşımızda.
Mensubu oldukları partilerin düdüklerini öttürecekler hepsi de…
Cek, cak,ceğiz,cağızla süslü hediye paketleriyle gelecekler…
Mutluluk, refah ve huzur vaadli plaklarını kulaklarımız patlayıncaya kadar son ses dinletecekler.
Gelsinler…
İşte her zaman kedinin bal yemeyeceğini bağıracağız kulaklarına.
Dersinizi aldınız mı diyeceğiz öncelikle.
7 Haziran’da ne dediğimizi tersinden okuyanlara anladıkları dilden sesleneceğiz.
Niye koalisyon için anlaşamadıklarını soracağız mesela.
7 Haziran akşamından bugüne kadar neden ,’HAYIR’ dan başka bir şey demeyenler, bu kez ne diyecekler bakalım geldiklerinde.
Seçim hükümetine bile ambargo koyup milletvekillerini tutsak eden sözüm ona demokrat, despot genel başkanları için ne bahane uyduracaklar?
‘Önce ülkem’ deyip, sonra da ‘önce oy’ peşinde koşan bencilleri ayıklayacağız birer ikişer.
7 Haziran sonrası çıkardığınız kaos ortamı hoşunuza gitti mi diye soracağız?
Oyumuzu iktidar için mi, yoksa ana muhalefet olmak için mi istediklerini de öğreneceğiz sorumuzun yanıtında.
Bir Kasım’a az bir zaman kaldı.
Şirinlik maskesini takarak gelecekler.
Ağızlarından bal damlayarak gelecekler.
Bekliyoruz.
Gelsinler bakalım.
Gelecekleri varsa görecekleri de var.
İşte meydan, işte sandık!
Zira, yumuşak atın çiftesinin pek olduğunu 1 Kasım akşamı mutlaka anlayacaklar.