GERÇEK DEMOKRASİ İÇİN TERCİH SİSTEMİ!
Şu siyaset zanaatı hem çok zor, hem de çok meşakkatli ve sabır isteyen bir meslek.. Meslek diyorum.. Çünkü birçok kişi bu işi geçim kaynağı yapmış, meslek edinmiş..
Şu siyaset zanaatı hem çok zor, hem de çok meşakkatli ve sabır isteyen bir meslek..
Meslek diyorum.. Çünkü birçok kişi bu işi geçim kaynağı yapmış, meslek edinmiş..
Bakın meclise birçok milletvekili yıllarca TBMM'de.. Bölgemizden bir Ali Er vardı. 12 Eylül ihtilali sonrası Anavatan Partisi kadrolarından girdiği mecliste geçen döneme kadar hep milletvekili oldu. Kara Çadırın kara çocuğu lakabı lakabı ile tanınan Ali Er’in, Mersin ikinci bölgenin yanısıra Tarsus'ta da çok seveni vardı.
Yani sadece Milletvekili olarak çalışmış bile olsa emekliliği hakediyordu. Şimdilerde 2 yıl mecliste kalmanız bile milletvekili olarak ekemli olmanıza yetiyor..
Diyeceğim o ki.. Mesela CHP'li Kamer Genç.. O da Tunceli bölgesinden değişik partilerden ve bağımsız olarak meclise defalarca girdi. Yaşı 60'ı çoktan geçmiş. Ama memleketine önemli hizmetler yaptırmış bir vekil. Bu dönem hastalığı nedeniyle, CHP kendisini aday göstermemiş. Yoksa kadrolu olarak milletvekilliğine devam edecekti. Çünkü Kamer Genç, Tunceli'de bir marka. Hani ayakkabısını koysa seçilir derler ya? Onun gibi.. Kamer Genç de bizim Ali Er gibi kadrolu vekillerdendi. Ali Er'den sonra bu dönem de Kamer Genç inşallah emekli oluyor..
Bu saydığım iki isim gibi daha çok isim var.
Bunlar milletvekilliği sıralamasında 10.cu sıraya da konulsa, 11.ci sıraya da konulsa tercih sisteminde seçilecek ve meçclise girebilecek isimlerdir. Çünkü bu siyasetçiler seçim bölgesinde, halk arasında sevilen şahsiyetler..
Uzun lafın kısası, ben milletvekilliği sıralaması yapılırken liderlerin veya genel merkezlerin “dediğim dedik” türü listelerine karşıyım.
Bunu delmenin ve daha doğrusu demokratik olmanın yolu “TERCİH SİSTEMİ”nin uygulanmasıdır...
Rahmetli Turgut Özal'ın başbakanlık yaptığı yıllarda yaşanan bir seçim dönemini hatırlıyorum.
Yanılmıyorsam 1991 yılı seçimleri idi. Yine halk milletvekilliği sıralamasının liderlerce yapılmasına tepki gösteriyordu. O dönemlerde Turgut Özal, tercih sistemi diye bir kavram türetmiş ve adayların seçilmesini tercih sistemine bağlamıştı. Yani Mersin bölgesinin şu an 11 vekili seçilecek. Bu sıralamada birinci, ikinci sıralar garanti. Ama tercih sisteminde 1.ci sırada olmak, 2. Sırada olmak önemli değil. İsterseniz 11.ci sırada olun, halkın tercihini almışsanız seçilebiliyordunuz.
Yani siz oyunuzu verirken parti amblemi yerine partinin amblemi ile birlikte aday listesindeki ismin karşısına evet mührü basarak oyunuzu veriyordunuz.
Şimdiki gibi birinci, ikinci sıradaki adayların garanti seçilebilirliliği yoktu. Sıralamada 11. bile olsanız halkın tercihini en çok alabiliyorsanız, milletvekili seçilebiliyordunuz.
Yani halk liderin dediği ismi seçmek zorunda değildi.
Dayatmacılık yoktu.. İstediğini seçebiliyordu.
Partiler tarafından sandığın konulması ve önseçimle belirlenen 11 adayın ismi kura ile listeye konuluyor ve bu liste seçimlerde halkın önüne konuyor, halkta istediğini seçiyor, istediği adaya oyunu veriyordu.
Bana göre o tercih sistemi gerçek demokrasiyi ve halkın gerçek tercihini yansıtıyordu.
Ancak bu güzel sistem bir kez uygulandı, sonra vazgeçildi.
İşte gerçekten demokrasi istiyorsak..
Bana göre bu Tercih sistemi gelecek seçimlerden itibaren tekrar getirilmeli..