VEYSEL'İN BEDDUASI
VEYSEL'İN BEDDUASI!..
Anadolu Halk ozanlarından Aşık Veysel ölümünün 43. Yılında Tarsus’ta da anıldı. Aratos Kültür Sanatevi’nde düzenlenen “Uzun İnce Bir Yoldayım” başlıklı anma etkinliği gerçekleştirildi. Tarsus Şairler ve Yazarlar Derneği (TAŞYAD) da bu Cuma düzenleyeceği etkinlikle Aşık Veysel şatıroığlu’nu anacak.
Aratos Dergisinin etkinliğinde açılış konuşmasını yapan Aratos Dergisi yayın yönetmeni gazeteci-yazar Uğur Pişmanlık, Anadolu’nun kültürel zenginliğinin türkülerimize de yansıdığını belirterek, “Binlerce yıldır Anadolu topraklarında sevdalarımız, kavgalarımız, tarihimiz, doğamız bir nakış gibi türkülerde işlenmiştir. Pir Sultan Abdal’dan, Dadaloğu’na, Köroğlu’na, Karacaoğlan’a, yakın tarihimizden Ruhi Su’dan, Neşet Ertaş’a kadar Anadolu’nun yetiştirdiği bu değerli ozanlardan birisi de Aşık Veysel’dir. Hayata, arı-duru yüreğiyle, gönül gözüyle bakan değerli halk ozanımız Aşık Veysel’i sevgi ve saygıyla anıyoruz” dedi.
Aşık Veysel’in yaşamından kesitler sunan “Karanlık Dünya” adlı film gösteriminin ardından ise emekli öğretmen Kadim Asutay, sazıyla, sözüyle Aşık Veysel türkülerini seslendirdi. Etkinlikte Pir Sultan Abdal’dan, Nesimi’den ve Ruhi Su’nun türküleri de söylendi.
Geçen yıl bu önemli günde bize sürpriz yapan konuklarımızda vardı. TAŞYAD’ın, Veysel’i andığı günkü etkinliğine TAFAD ekibi de toplu olarak gelip destek vermişlerdi..
Geçen yıl TAŞYAD ekibi olarak Aşık Veysel Şatıroğlu yıllar önce Tarsus’a gelerek kaldığı Şadırvanlı Oteli gezilerek burada oluşturduğumuz Aşık Veysel odasını gezmiştik... Bu otel tam 66 yıldır hizmet veriyor.
Aşık Veysel bundan uzun yıllar önce Tarsus’a gelmiş. Ve Şadırvan Oteli’nde kalmış. Ozanımızın adına kaldığı odaya Tarsus Şairler ve Yazarlar Derneği geçtiğimiz yıllarda adını vermişti.. Ayrıca içinde Aşık Veysel köşesi hazırlanarak, ozanımız saygı ile yad edilmiştir. Otel sahibi Münir Uçar 66 yıldır bu oteli işlettiğini belirtmekte olup ama en özelleri arasında Aşık Veysel’in olduğunu ifade etmiştir. Otel sahibi Münir Uçar’ın sanata ve sanatçıya sahip çıkması takdir edilirken, sanatçıya gösterdiği bu değerin diğerlerine örnek olmasını dileriz.
Ayrıca Aşık Veysel'in Tarsus için yazdığı şiiri de bugün bile oteldeki duvarda durmaktadır.. Aşık Veysel'in gözleri görmemektedir. Kapıyı kapatır, kilitler. Sabah bakar, parası yok. Alır sazı eline, kapı kilitli cüzdan cepte ama para yok , yani Aşık Veysel Tarsus'u hırsızlık olayı ile anlatır.
Sanırım bu kaldığı oteldeki odasına Aşık Veysel Odası adı verilmesiyle merhum Ozanımıza yapılan hata bir nebzede telafi edilmiş olsun.
Üstelik Tarsuslular olarak o zamanki hırsızlık olayının cahilcebir hareket olduğunu biliyoruz.
Zaten Üstad da parasını çalan kişiye öyle bir beddua etmişki..
Parça parça olsun paramı çalan /Kimisi gerçek dedi kimisi yalan/ Dünyada görmedim böyle bir plan/ Kapı kitli cüzdan cepte para yok..” diyerek başladığı şiirinde hırsızı yerden yere vurmuş.
Aşık, Türkiye’de gezmedik yer bırakmamış... “Gezdim İstanbul’u İzmir Ankara/ Şadırvanlı handa kaldı bu para/ Bu nasıl dalgadır, bu ne dubara/ Kapı kitli cüzdan cepte para yok../ İsa değil göğe çıksın sır olsun/ Alanların iki gözü kör olsun/Tarsus’ta bu destan hatıra kalsın/ Kapı kitli cüzdan cepte para yok..” diyerek Tarsus’a yergide bulunmuş.
Tabi birde pişmanlığını ifade etmiş..
“Bilsem gelmez idim ben bu Tarsus’a/Bu gamlı gönlümü koymazdım yasa/Haber verdim inzibata polise/Kapı kitli cüzdan cepte para yok../Ehli-din olanlar asla bunalmaz/Herkesin ettiği yanına kalmaz/ Bu ne muammadır hiç kimse bilmez/ Kapı kitli cüzdan cepte para yok..” diyerek Tarsus’a keşke gelmeseydim demiştir. Ama iyiki Ozan Tarsus’a gelmiş. Bu başına gelenler kötü bile olsa Tarsus’lular kendisini yıllardır unutmamış, unutamamıştır.
O da gelip başına hırsızlık olayının gelmesinin ardından kendi kendini teselli eden bir dörtlükte bunu ifade etmiştir:
“Olan oldu Veysel boşuna yanma/Sana kim dediki uyu uyanma/Sılaya gitmeyi severim amma/ Kapı kitli cüzdan cepte para yok..”
İşte Veysel Ozanımızın başına gelenler,yaşadıkları, yazdıkları..
Şatıroğlu, hırsıza öyle bir beddua etmişki..
O hırsızın parayı çaldıktan sonra hayatı kaymış, ölürken bile sefalet içinde terki diyar eylemiş..
Aşık Veysel’in bedduası mı tuttu, orasını bilemiyoruz ama şunu iyi biliyoruz..
İmtihan için geldiğimiz bu dünyada hırsızlık ve başkasının malını gasbetmek hem çok kötü, hem haram, hem de insanlık dışı bir olay..
Beddua ise yine kötü bir şey. Allah kimseyi birinin bedduasıyla başbaşa bırakmasın. Haksızlık yapanlar, başkasının malında mülkünde gözü olanlarda kimsenin bedduasını almamak için ayaklarını denk alsınlar..