15 KUTU İLAÇ
Geçen yıl kişi başı 15 kutu ilaç tüketmişiz. Eciğimiz, cücüğümüz yani hepimiz dahil buna…. Dahil olmayan; kayıt dışı, yani muayene olmadan alışkanlık haline getiripte ekmek su gibi yiyip içtiklerimiz ilaçlar da var tabi.
Geçen yıl kişi başı 15 kutu ilaç tüketmişiz.
Eciğimiz, cücüğümüz yani hepimiz dahil buna….
Dahil olmayan; kayıt dışı, yani muayene olmadan alışkanlık haline getiripte ekmek su gibi yiyip içtiklerimiz ilaçlar da var tabi.
Bunları da eklersek üç aşağı beş yukarı, 20-25 kutu ilaç eder
Peki, bunca ilaç tüketecek kadar hasta mıyız?
Bana sorarsanız hiç sanmıyorum.
Elbette bazı hap kolik olanlarımız var.
Hatta hastalık hastası olupta, haftada üç-beş kez doktordan doktora koşturanlarımız da çok.
Geçen haftalardaki gibi:”öhö öhhöö!”deyip” domuz gribi oldum galiba” endişesiyle panikleyerek hastanelerin polikliniklerini hınca hınç dolduranlarımızı da gördük.
Allah korusun, gerçekten da hasta olanlarımız da var tabi.
Amma velakin, her şeye rağmen bu 20-25 kutuluk kişi başı yıllık ilaç tüketimi çok kere çok..
Bu vebalin hepsini hastalara yüklemek de doğru olmaz bana göre.
Maalesef, hangi nedenledir bilinmez, bazı hekimlerimizde de aşırı ilaç yazma alışkanlığı da sebeplerden birisi…
10 kutu iğne yerine 20, İki kutu aynı şuruptan yazacağına 5 kutu yazsa n’olur?
Birşeycikler olmaz.
Beş gün sonra tekrar kontrole gelir ve takibi yapılır.
İlaç firmaları ya da şu, bu kazansın mantığı çok yanlış.
Hasta n’olacak peki?
Fazla ilaç bir yerlerine dokunmayacak mı ?
Kullanılmayıp yarısı çöpe atılmayacak mı?
Ya da fazladan katılım payı ödemeyecek mi bunun için?
Ya ödemeyi yapacak olan devlet n’olacak?
Buna hangi bütçe yeter ki?
Reçetedeki ilaç sayısı arttıkça devletin ödeme gideleri de artmayacak mı?
Hastalığına şifa olacaksa gereği yazılmalı reçeteye.
İsraf da haram ayrıca…
Sevindiğim tek nokta, bazı hastalarımızın bu aşırılığa dur deyişi…
Eczanede reçetesini yaptırırken;”bu ilaç bende var. Bunu sisteme girmeyin” diyor bir çoğu.
Hatta ”bunu ben istemedim ki. Niye yazmış? Geçen aydan kalma bundan daha iki kutu hiç açılmamışı var” diyenlere rastlıyoruz.
Bir köye ya da bir sülaleye bir karne yettiği devirler geçti. Hastalarımız artık eskisi gibi değil, artık çok bilinçli ve duyarlılar.
Elinde olan ilaçları ve fazla yazılanları reçeteden çıkarttırıyor.
Bir de bazı hekim arkadaşlarımızda da bu alışkanlıklar gelişse çok iyi olacak.
Çocukken çok zayıftım. Babam da bunu sorun eder ve biraz kilo almam için doktora götürürdü. Bir gün rahmetli doktor Mehmet Gülsayın’a gittik. Doktor beni muayene edip, kan ve idrar tahlili de yaptı. Sonra da arkalı önlü iki sayfa dolusu reçete yazarak;”bunları kullan ve 10 gün sonra gel. Bakalım kaç kilo almışsın görelim” dedi.
Ben de” doktor amca, yazdığın reçetelerdeki ilaçlar 2-3 kilo gelir. Ben bunları içsem, zaten o kadar kilo alırım” demiştim.
Kararını bulsak iyi de,ne yazık ki bir türlü alışamadık.