Orhan KIR

PARKOMATÇI

Hemen hepsinin de görev alanı en az 100 metre… Bazılarının ise 200 hatta daha fazla metrelik. Yağmur, yaş, soğuk, sıcak demeden gün boyu görev yapıyorlar.

          Hemen hepsinin de görev alanı en az 100 metre…

          Bazılarının ise 200 hatta daha fazla metrelik.

          Yağmur, yaş,  soğuk, sıcak demeden gün boyu görev yapıyorlar.

          Çoğu zaman onları; caddelere park yapmak isteyenlere( el ve dil komutuyla); ”Geel! Geel! Gel! Sağ yap! Sol yap! Hoop!”diyerek araçların düzenli park yapmalarını sağlayan muavin olarak, çoğu zaman da oradan oraya makbuz kesmek ya da hasılat toplamak için koşuştururken görebilirsiniz.

         “Daha yeni geldim be!. Kaç dakika oldu ki!”diyerek tartışma boyutunda yüksek sesle konuşup konuşmasak da…

          Kimi zaman da; “bu ne be! Haraç mı kesiyorsunuz Lan!” deyip ağzımızı bozarak işi kavgaya kadar götürsek de…

          Kısacası sevsek de sevmesek de haklarını teslim etmeliyiz.

          Zira parkomatçılık zor zanaat…

          Genç olacaksın.

          Gözü açık olacaksın.

          Kibar ve de saygılı üslubun olacak ayrıca.

          Her zaman alttan alan sen olacaksın.

          Hepsinden önemlisi, sabırlı olacaksın…

          Hem de öyle böyle değil… ÇOK SABIR GEREK BU İŞTE.

          Asabiyet, kesinlikle bu görevde olmaması gereken bir şey…

          Yoksa her an belaya kalmak, dayakla karşılaşmak olası.

          Hasılı velkelam, her babayiğidin işi değil parkomatçılık.

          Sabahın sekizinde akşama kadar oradan oraya koşuşturmak ve de olaysız görev tamamlamak gerçekten de zor zanaat…

          Sanıyorum akşam evlerine döndüklerinde; çoğunun, ayaklarına kara sular inip sızım sızım sızlıyordur.

          Asgari ücretin 1300 liraya çıktığı 2016’nın ikinci ayı biterken bile onlar yine eski tarifeden maaş almakta ve günde en az 100 lira hasılat  getirmek zorundalar…

         Duyumlarıma göre: İşveren, devletin bu yılın başında koyduğu 1300 liralık asgari ücreti uygulamayıp Mayıs ayına ötelemek istemekteymiş.

         Oysa Mayıs’ta bu sözün yerine getirilip getirilemeyeceği de şüpheliymiş.

         Bu iddia benim değil, konuştuğum bazı parkomatçıların…

         İşveren açısından düşünürsek, o da haklı tabi ki…

         O da kesesini düşünecektir doğal olarak.

         “ Ne ka ekmek,o ka köfte!” yani söz temsil.

         Amma velakin, çalışanın hakkını yememek de gerek öyle değil mi sayın işveren.

         Ayrıca da kanun ve nizama da uymak gerek tabi ki…

         Çalışma bakanlığı müfettişleri bu uyumsuzluğu tespit eder ise ödenecek cezayı siz düşünün o zaman da..

         Demem o ki, her emeğin karşılığı bi hakkın ödenmelidir.  


Daha fazlası ve daha hızlı bilgi için sizde;
Facebook'ta @mersihnaber 'i
Instagram'da @mersinhaber 'i veya
Twitter'da @mersinhaber 'i takip edebilirsiniz.
İlk olarak anlık gelişmeleri sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıyoruz.. Dilerseniz sosyal medya hesapları üzerinden sizlerde bir olayı ihbar edebilir veya bir gelişmeden bizleri haberdar edebilirsiniz.